İzmir'de uykudan uyandıran kokunun kaynağı ne? 'Geri dönüşü olmayan bir noktada'

Körfez bölgesindeki koku problemi giderek çözümsüz bir hal alırken, sorunun kaynağı olan plansız kentleşme adımlarına ise her gün bir yenisi ekleniyor.

Aslı İnanmışık

İzmir’in uzun yıllardır çözülemeyen problemlerinden birisi Körfez'deki "koku" sorunu. Yaklaşık bir aydır koku tekrar yoğunlaşarak her iki yakada da etkisini arttırdı. Öyle ki zaman zaman koku kentin bazı bölgelerinde yoğunlaşarak yurttaşları uykusundan uyandıracak düzeye erişebiliyor.

İYİP Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın sosyal medya hesabından yaptığı, "Modern, medeni İzmirlilerin yaşadığı İzmir kokuyor" paylaşımıyla konu siyasetin merkezine de taşındı. 

'Atık su altyapısı mevsimsel şartlardan etkilendi'

Hemen ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU) Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, problemin temelinde yatan sebeplerden biri olarak, "birleşik sistem olarak çalışan atık su altyapısının mevsimsel şartlardan etkilenmesi" gösterildi.

İZSU Genel Müdürü istifa etti

Öte yandan önceki gün İZSU’da koku tartışması üzerine dikkat çeken bir ayrılık oldu ve Genel Müdür Aysel Özkan istifa etti. Aysel Özkan’ın yerine de Genel Müdür Yardımcısı Ali Hıdır Köseoğlu atandı.

İZSU Genel Müdürlüğü sorunu ortadan kaldırmak için 378 milyon liralık yatırımla 11 noktada yaptığı çalışmayla 110 kilometre yağmur suyu ayrıştırma hattının tamamlanacağını ifade etse de, çok daha temel bir sorunda adım atılması gerektiği anlaşılıyor.

'Altyapı sistemi mevcut yükü kaldıramıyor'

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi'nin 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde yayımladığı raporda da kentteki "koku" problemine yer verildi. Kentin altyapı sisteminin mevcut yükü kaldıramadığına dikkat çekilen raporda, "Gerekli önlemlerin alınması ve iyileştirmelerin yapılmasında geç kalındığı için yaz aylarında daha çok hissedilen koku problemi artarak devam ediyor" denildi.

'Kentleşme, artan kentsel göç ve nüfus...'

Raporda şöyle denildi:

"İzmir'in içme, kullanma ve tarımsal sulama amaçlı su kaynakları olan Gediz, Küçük Menderes, Kuzey Ege Havzalarında su kalitesi en kötü seviyede ve kirlenmeye devam ediyor. Planlanan önlemlerin uygulanması halinde bile kısa ve orta vadede etkili sonuç alınamayacağı öngörülüyor. Benzer süreç yeraltı sularımız için de geçerli. Kalite, miktar ve yönetim sorunları yaşam kalitemizi etkilemeye devam ediyor. 

Kentleşme, artan kentsel göç ve nüfus ile yapılaşmanın getirdiği altyapı yetersizlikleri, su kayıpları,seller, körfezde koku problemi olarak karşımıza çıkıyor. Kentleşme ve sanayileşme sorunlarından birisi olan 'Hava Kalitesi' ve 'Atık Yönetimi'nde de karnemiz iyi değil. İzmir kenti bir taraftan Aliağa ve sanayi tesislerinden kaynaklanan, plansız kentleşmesinin de getirdiği hava kalitesi problemleri ile boğuşurken, bölgemizde sanayi projeleri bütünsel yaklaşımdan uzak planlama süreçleri ile devam ediyor."

'Arıtma tesislerinin kapasitesi 2000'li yıllardaki nüfusun gereksinimlerini karşılayacak kadar'

Kentteki koku problemini Halk Sağlığı Uzmanı ve İzmir Tabip Odası Çevre Komisyonu Başkanı Dr. Ahmet Soysal'a da sorduk. Soysal da nüfus artışına ve imar planlarındaki değişikliklere dikkat çekerek, "Şu andaki kokunun nedeni arıtma tesislerinin yetmemesi ve arıtma tesislerinin kendisine gelen kanalizasyon suyunu belli bir miktarda arıtıp, belli bir miktarda arıtmadan körfeze deşarj etmesidir" dedi.

"Bu koku bugünden yarına, bir dahaki yıla ve önümüzdeki yıllara daha da artacaktır. Bu haliyle geri dönüşü olmayan bir noktada" diyen Soysal şöyle konuştu:

"Nüfus artıyor. Buna dönük de imar plan değişiklikleriyle daha çok katlı binalara izin veriliyor. Bayraklı bölgesinde gökdelenler yapıldı. Şimdi İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yeni imar planları Bayraklı'daki gökdelenleri Konak ve Kahramanlar'a (fuar bölgesi) kadar uzatan bir düzenleme. Bayraklı'daki deprem konutlarında da apartmanlara 3 kat fazla çıkmalarına izin verildi. Sonuç olarak kentin merkezindeki imar yoğunluğu giderek artıyor. İmar yoğunluğu artınca da bölgede yaşayan nüfus da çoğalmış oluyor. 

Kentin merkezine hizmet eden ana tesis Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi'dir. Bir de Narlıdere'deki gibi yan tesisler var. Bunların kapasitesi bellidir. Bu kapasite aşağı yukarı 2000'li yıllardaki nüfusun gereksinimlerini karşılayacak projeksiyonlara sahip. 

'Bu haliyle geri dönüşü olmayan bir noktada'

Zamanında İZSU'da son derece nitelikli bir ekip vardı. Bu ekip tehlikeyi görüp o zamanlar belediye yönetimini uyarmıştı. 'Merkezdeki imar plan değişikliklerini durdurun veya özellikle Çiğli Atıksu Arıtma'da kapasite arttırın' demişlerdi. Ancak belediye yönetimi ikisine de uymadı. Bir üçüncü yol daha teklif ettiler, o da yağmur suyu hatlarının kanalizasyondan ayrılmasıydı. Çünkü yağmur suyu da kanalizasyona bindiği vakit, kapasite çok artıyor. Şu andaki kokunun nedeni arıtma tesislerinin yetmemesi ve arıtma tesislerinin kendisine gelen kanalizasyon suyunu belli bir miktarda arıtıp, belli bir miktarda arıtmadan körfeze deşarj etmesidir. Bu koku bugünden yarına, bir dahaki yıla ve önümüzdeki yıllara daha da artacaktır. Bu haliyle geri dönüşü olmayan bir noktada.

'Önlem alınmazsa hepimiz daha çok koku hissedeceğiz'

Çözüm ya büyükşehir bu konuya büyük bir oranda yatırım yapacak, özellikle de Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi'nin kapasitesini arttırmak üzerinden veya kentin merkezindeki yoğunluk arttırıcı imar plan değişikliklerinden vazgeçecek. Bu işin başka çözümü yok. Önümüzdeki yıl Haziran ayında önlem alınmazsa hepimiz daha çok koku hissedeceğiz."