İşten çıkarma güya yasak: Kod 29'la işten çıkarılanlar anlatıyor

Türkiye genelinde sözde işten çıkarma yasağı boyunca Kod 29 patronların işçiye karşı silahı haline geldi. Kod 29 ile işten çıkarılan işçiler yaşadıklarını ve direnişlerini soL’a anlattı. 

Burcu Günüşen

Pandemi süresince sözde işten çıkarma yasağı getirilirken, ülke genelinde çok sayıda işçi İş Yasası’nın 25/2 maddesindeki “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller” gerekçesini tanımlayan Kod 29 gösterilerek işten çıkarıldı. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin (İSİG Meclisi) dün yaptığı açıklamaya göre bir yıllık salgın döneminde Kod 29 ile işten atılan işçi sayısı yüzde 70 artarken süren işe iade davalarının yüzde 80’i de Kod 29 kaynaklı.

Sadece Gaziantep’te organize sanayi bölgesinde pandemi süresince bu gerekçeyle yüzlerce işçi işten çıkarıldı. Alman gıda tekeli Döhler, Migros, Ekmekçioğulları Metal, Yasin Kaplan Halı ve Güven Boya patronları da Kod 29’a sarılarak sendikal haklarını kullanan işçileri işten çıkardı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait İzelman ve İz Enerji de 16 işçiyi Kod 29 gerekçesiyle işten çıkardı. İşçiler bir aydır direnişlerini sürdürürken bir İz Enerji işçisi de açlık grevinin 10. gününde.

Kod 29 ile işten çıkarılan işçiler ne tazminatlarını alabiliyor ne de işsizlik ödeneğinden yararlanabiliyor. Üstelik Kod 29 ile işçi çıkartmada patronun beyanı yeterli, hiçbir ispat yükümlülüğü yok. İşçiler “ahlaksızlık” iddiasıyla işten çıkarıldıkları için yeni bir iş de bulamıyorlar. Yani pandemi boyunca çok sayıda işçi ya ücretsiz izine gönderilerek açlığa ya da Kod 29 ile ölüme terk edildi. Pandemi döneminde işten atma yasağı diye sunulan düzenleme gerçekte patronlara tazminatsız işten çıkarma özgürlüğü getirmiş oldu.

İşçilerin direnişe geçtiği yerlerde ise kısmi kazanımlar elde ediliyor. Ekmekçioğulları Metal’de işçiler tazminat ve işsizlik ödeneğinden yararlanma hakkını elde ettiler. Antep’te de iki işyerinde 1 aylık direnişin ardından patron işten çıkarılanların haklarını ödemeyi teklif etti ve kent genelinde Kod 29 ile işten çıkarma vakaları azaldı. Ancak işçiler işe geri dönene ya da sendikal tazminatları da ödenene kadar mücadeleyi sürdürmekte kararlı.

Kod 29’la işten atılanlara ve sendika temsilcilerine bu süreçte yaşananları sorduk.

İşçiler patrona kendilerine iftira atma özgürlüğünü veren Kod 29’un kaldırılmasını ve direnişlerini sonuç alıncaya kadar sürdüreceklerini anlattı.

'İşçi düşmanı bunlar, işçinin hiçbir hakkına tahammül edemiyorlar'

Birlik Sendikası Genel Başkanı Zehra Güner Karaoğlu

Birlik Sendikası Başkanı Zehra Güner Karaoğlu, Kod 29'un pandemi döneminde patronların yeni saldırılarından biri olduğunu belirterek bunun önümüzdeki döneme dair de bir fikir verdiğini ve örgütlenmekten başka bir yol olmadığını vurguluyor:

"İş Yasasının 25/2 maddesinden işten çıkarılırsanız, tazminat hakkı ve diğer tüm hak edişler ödenmeden işçilerin iş akitleri sona eriyor, işçiler işsizlik sigortasına da başvuramıyor. Bu madde, pandemiden önce de patronların elinde önemli bir maddeydi. Sendikalaştığı için ya da hakkını aradığı için işçiyi bu maddeden çıkarıyorlardı. Ama pandemi dönemi buna özel bir anlam daha yüklenmiş oldu. Bu dönemde Kod 29 ile işten çıkarılan işçiler devletin işçilere verdiği hiçbir haktan da yararlanamadı. 

İşten çıkarma yasağı, işçinin ücretsiz izine çıkarılarak nakdi ücret desteği almasını sağlıyordu. Nakdi destek, bugün günlük 47,70 lira. Bu çok düşük bir miktar da olsa, patronlar işçilerin bu hakkı dahi kullanmasını istemedi. İşçi düşmanları bunlar. İşçinin hiçbir hakkına tahammül edemiyorlar. Kod 29 ile işten çıkarılan işçiler, işsizlik maaşı almayacak, kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayacak. İşçilerin Kod 29’u kaldırmak için dava açtıklarını biliyoruz. 1 yıldır hastalık ve açlık arasında tercihe zorlanan işçilerin üzerindeki Kod 29 baskısı ve diğer gelişmeler, önümüzdeki dönem patronların ve hükümetin çalışma yaşamına patronlar lehine daha fazla müdahalesinin geleceğini anlatıyor. Örgütlenmekten ve mücadele etmekten başka bir seçeneği yok işçilerin emekçilerin."

‘İftirayla namussuzluk damgası vuruluyor’

Abdürrahim Yenievli, Alman gıda tekeli Döhler’in Karaman’daki fabrikasında Tekgıda-İş’e üye olduktan sonra Kod 29 gerekçesiyle işten çıkarılan 12 işçiden biri.

Yenievli “10 yıl boyunca çalışma hayatımda bir kere olsun tutanak ve uyarı almamış biri olarak ahlaksızlık başlığı altında çıkartılmamız benim namusumu resmen kirletmişler gibi bir şey oldu. Kirlettiler yani. Çünkü daha önce böyle bir şeyle karşılaşmadım. Tamam işten çıkartmalar oluyor insanın hayatında ama benim için bu, iftirayla namussuzluk damgasının vurulması” diyor. 

Asıl çıkartılma sebeplerinin sendikalı olmaları ve sendikal faaliyeti Döhler içinde başlatmaları olduğunu vurgulayan Yenievli şunları söyledi:

‘Sendikalıysanız ahlaksızsınız demeye getirdiler’

Dün Maltepe'de eylem yapan Döhler işçilerine Migros işçileri de destek verdi.

Bunun dışında bizim Döhler’le hiçbir şekilde kötü manada bir karşı karşıya gelmemiz olmadı. Siz sendikalıysanız ahlaksızsınız demeye getirdiler. Daha sonra bir işe girdim, başladım, 9 gün çalıştım, 9. gün beni patron çağırdı, ‘Abdürrahim biz seninle yollarımızı ayırmak durumundayız’ dedi. O gün avukatımla görüşmeye gitmiştim ben, avukatımla görüşme saat üç buçuk gibi bitti, arkadaşlarımıza destek vermek için yanlarına gittim, o esnada Döhler’in yönetimi benim patronu aramışlar, ‘Sizin eleman bizim kapının önünde duruyor, bizimle çalışmak istiyorsanız Abdürrahim’i çıkartın, yok Abdürrahim’le çalışacağız diyorsanız bundan sonra biz sizinle çalışmayacağız’ demişler. Daha sonra benim patronum çağırdı, bu şekilde iş akdimi feshettiler orada.

Döhler elinden gelen her şeyi yaparak karalamaya devam ediyor. Karaman’da bir komisyon tarzında bir şey var, tüm işverenler o çatı altında, ne kadar kavgalı olurlarsa olsunlar toplanıyorlar ve işçileri kara listeye alıyorlar. İsmimizin altı çiziliyor. İş aramaya gittiğimizde de bazıları diyemiyor, bazıları lafı dolandırarak söylüyor. Bu nedenle işe giremiyoruz. Zaten 29. kod iş bulamamamızın en büyük sebeplerinden biri. Tazminat da alamıyoruz, işsizlik maaşı da alamıyoruz. Yani her şekilde bizi hayattan izole ediyorlar. Hayatımızı ne kadar zorlaştırabilirlerse o kadar mutlu oluyorlar. Tabi biz de buna cevap olarak dün İstanbul’da Döhler genel müdürlüğü önünde bir eylem yaptık. Bunlar kapının önünde dururlar, bir hafta sonra giderler gibi bir beklentileri vardı. 57. gününe geldikten sonra artık direnişin daha farklı boyutlara taşınma durumu var.”

‘Patrona işçiye iftira atma hakkı veriyor’

Çorum’daki Ekmekçioğulları Metal fabrikasında sendikaya üye oldukları için ilk işten çıkartılan işçilerden Abdürrahim Birin'in işten çıkarılma gerekçesi 04 Kodu olarak yazılmış. Ancak birkaç gün sonra "işten çıkarma yasağı" yürürlüğe girince patron 60'a yakın sendikalı işçiyi Kod 29'u gerekçe göstererek işten çıkarıyor. Birin, 15 gün önce fabrika önündeki direnişi sonlandırdıklarını belirterek şunları söylüyor: "İlk çıkartılan benim. Ben 04 ile çıkartıldım. 58 kişi Kod 29 ile çıkartıldı. Bakanlıktan müfettiş gelmişti 2 buçuk ay önce. Onun raporunun doğrultusunda Kod 29’dan çıkarılanlar Kod 04’e döndü. İşsizlik maaşına başvuru ve tazminat haklarını kazandılar. Tazminatları daha ödenmedi. İşe dönmediler."

Birin "Kod 29 işçiye çalınan bir leke. İşverenlerin her koşulda bunun arkasına saklanmaları bunun işverenlere bir lütuf olarak verildiğini gösteriyor. Çok rahat bir şekilde işçiye iftira atma hakkına sahip oluyorlar. İşçinin maddi ve manevi yönden zararına sonuçlanıyor. İşçiyi mağdurken daha da mağdur eden bir düzenleme" diyor.

‘İktidarın da muhalefetin de işine geldi’

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait İzelman’da mühendis olarak çalışırken güvenlik soruşturmaları nedeniyle Kod 29 gerekçe gösterilerek işten çıkarılan Serkan İnan anlatıyor:

"Kod 29, yani iş kanunundaki karşılığı 25/2 maddesi, işyerinde iyiniyet ve ahlak kurallarını ihlal etmekle suçlanmak demek. Son dönemdeki işten çıkarmaların yüzde 70’e yakını Kod 29 ile. Yani tabiri caizse tacizle, tecavüzle suçlanıp işten çıkarılmak... İşin ilginç tarafı da şu: Bu AKP iktidarının son dönemde işverene sunduğu bir silah, işverenin de bu silahı işçi sınıfına doğrultması sonucunda şu anda yüzde 70’lere varan rakam ortaya çıkıyor. Kod 29’la suçlandıktan sonra herhangi bir şekilde tazminat hakkınızdan, geriye dönük haklarınızdan, özlük haklarınızdan faydalanamıyorsunuz. Ve işten çıkarıldıktan sonra devletten alabileceğiniz bütün yardımlardan da faydalanamıyorsunuz. Bunun dışında Kod 29’la çıkarıldıktan sonra özel sektörde de iş bulamıyorsunuz. Dolayısıyla Kod 29’la işçi suçlandıktan sonra tamamen ölüme mahkum ediliyor. Yani hiçbir yerde çalışamadığınız için mühendis de doktor da olsanız geçinebilmek için SGK’sız bir yerde çalışmanız gerekiyor, zaten bu insanlık onuruna aykırı bir davranış.

İşveren bunu kullanmakta imtina etmiyor. Nihayetinde geriye dönük haklarını vermediği işçiyi idare mahkemesinin yargısına terk ediyor. Suçlayan adamın iddiasını kanıtlaması gerekirken işçiye şunu söylüyor: Gidin kendinizi idare mahkemesinde aklayın."

'Onurlu işçiye sürülen leke'

CHP'li İzmir Büyükşehir Belediyesi şirketleri İzelman ve İz Enerji'de Kod 29'la işten çıkarılan işçiler direniyor.

Kendisiyle birlikte 15 İz Enerji personelinin de güvenlik soruşturması gerekçesi gösterilerek Kod 29’la işten çıkarıldığını ve 16 Şubat'tan beri direnişte olduklarını belirten Serkan İnan, bir arkadaşlarının da kendi inisiyatifiyle belediye önünde başlattığı açlık grevinin 10. gününde olduğunu söylüyor. 

İnan CHP'li belediyede Kod 29 ile işten çıkartılmalarına ilişkin ise şunları söylüyor:

Bizim buradaki dezavantajlarımızdan birisi de, bunu en çok eleştiren muhalefet partisi CHP’nin İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu maddeyi yürürlüğe koymaktan çekinmemiş oluşu. Bunu yaparken hiçbir zaman şunu söylemediler bize. Sizi Kod 29’la suçladık ama geri dönebilir misiniz sorusunun yanıtını hiçbir zaman vermediler. İlk karardan son güne kadar anladığımız kadarıyla iktidarın da muhalefetin de Kod 29 olayı işine geldi. Sermaye, patron kesimi Kod 29’u çok sevdi. Şu an işten çıkarmaların yüzde 70’e yakınının sebebi Kod 29. Şu anda gerçekten iyiniyet ve ahlak kurallarını ihlal edenler ve etmeyenler arasında bir fark da kalmadı. Yani onurlu işçiye sürülen bu leke temizlenmemekle kalmıyor, şu anda artma eğiliminde. Zaten kısa çalışma ödeneği de yakın bir tarihte kalktıktan sonra gerçek Kod 29 rakamları ortaya çıkacak. Bu milyonları da bulacak. Bizim dediğimiz şu: Kod 29 tamamen yürürlükten kaldırılsın. İşçi sınıfına sürülen bu Kod 29 onursuzluğu da ortadan kalksın."

'İşten atma yasağı yokken Antep’te bu kadar işçi atılmadı'

Gaziantep’te Yasin Kaplan Halı ve Güven Boya’da DİSK Tekstil-İş’te örgütlendikten sonra Kod 29 ile işten çıkarılan 20 işçi direnişini sürdürüyor. DİSK Tekstil-İş Sendikası Antep Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen, ildeki durumu şöyle anlatıyor:

DİSK Tekstil-İş Antep Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen 'İşten atma yasağı yokken Antep’te herhalde bu kadar işçi atılmamıştı' diyor.

Kod 29 pandemiden önce de olan bir şeydi yasada, iyiniyet ve ahlak kurallarına aykırılık gerekçesiyle iş aktinin feshini düzenleyen madde bu. Pandemide diğer işten atmalar kısıtlandığı için işverenler genelde bu maddeyle işten atıyorlar. Antep için şunu söyleyebilirim. İşten atma yasağı yokken Antep’te herhalde bu kadar işçi atılmamıştı. Bunu abartısız söylüyorum.

Pandemi boyunca sadece bizim bildiğimiz onlarca işyerinde yüzlerce işçi Kod 29’la işten atıldı. Bu Kod-29’la işten atma meselesi pandemi döneminde Antepli patronlar için aslında işçileri tazminatsız işten atma özgürlüğüne dönüşmüş durumda. 

Normal şartlarda işten atma yasağı işçilerin olumlu karşılaması gereken bir şeydir. Pandeminin başında ilk açıklandığında da işçiler olumlu karşıladı ama bunun uygulamadaki sonuçları ortaya çıkınca… Cumhurbaşkanı biliyorsunuz iki ay daha uzattı, Mayıs’ın 17’sine kadar. Mesela benim çevremde buna sevinen bir tek işçi yoktur. Bunun uzatılması demek aslında işçilerin işten atılmaya devam etmesinin uzatılması ya da keyfi olarak ücretsiz izne gönderilip açlığa mahkum edilmesi demek. Örneğin Antep Organize Sanayi’de Kod 29 ile işten atılan ya da ücretsiz izne gönderilen işçiler ya içeride hak isteyen, pazar mesaisine kalmak istemeyen, içerideki herhangi bir haksızlığa itiraz eden ya da bizim örgütlendiğimiz fabrikalarda olduğu gibi sendikal, anayasal hakkını kullanan işçiler…"

Direniş başlayınca Kod 29'la işten çıkarmalar azaldı

Antep Organize Sanayi Bölgesi'nde onlarca fabrikada hak arayan işçilerin ya Kod 29’la "ahlaksızlık"la suçlanıp tazminatsız işten atıldığını ya ücretsiz izinle keyfi bir şekilde açlığa mahkum edildiğini vurgulayan Türkmen şunları söylüyor:

"Hem ücretsiz izin uygulaması hem sözde işten atma yasağı patronların hak arayan işçiyi cezalandırmasının fırsatına dönüşmüş durumda. Örgütlenme faaliyeti yürüttüğümüz Yasin Kaplan Halı ve Güven Boya’da işçiler sendikal nedenle işten atıldı. Birinde 16, birinde 4 işçi... Bir ayı aşkın süredir bu iki fabrikada bir direniş yapıyoruz. Bu direnişin sonucunda Kod 29 hem Antep kamuoyunda hem işçiler içinde çok fazla gündem oldu. Ve şunu söyleyebilirim, bu direnişin sonucunda Antep’te son bir ayda Kod 29 ile işten atmalar herhalde yüzde 80 falan düşmüştür. Kod 29 uygulamasının kaldırılması hem DİSK’in hem bizim talebimiz. Ama bunun asıl çözümü örgütlü mücadeleden geçiyor. Bu haksızlıklara son vermenin tek yolu işçilerin örgütlenmesinden, birlik olmasından geçiyor.

Bu iki fabrikada da direnişimiz işçi arkadaşlarımız ya işe geri alınıncaya ya da sendikal tazminatları da dahil ödeninceye kadar devam edecek. İki fabrikada da şöyle bir aşamaya geldik: Kod 29 ile atılmış olmalarına rağmen biz bu işçiler için SGK’ya ve İŞ-KUR’a itiraz dilekçesi verdik. Ve mücadelemiz sonuç verdi, bu işçiler işsizlik fonundan yararlandı. Aslında fiilen Kod 29 bu işçiler için geçersiz hale geldi. İki fabrikada da işverenler Kod 29’u iptal etme, kıdem ve ihbar tazminatlarını vermeyi teklif ediyorlar ve biz kabul etmiyoruz. Israrımız işe geri alınmaları... Ya da en azından sadece ihbar, kıdem tazminatları değil, sendikal nedenle atıldıkları için sendikal tazminatlarını da talep ediyoruz. Bunu kabul etmezlerse biz zaten mahkeme yoluyla da hakları fazlasıyla alacağız. Ama bunlar ancak mücadele ederek mümkün oluyor.”