Depremde yaşanan hipotermiye bağlı can kayıpları yargıya taşınıyor

Depremin ilk günlerinde soğuk havaya bağlı yaşanan hipotermi vakaları yargıya taşındı. Konuyu Hatay Barosu ve Türk Tabipler Birliği ile soL okurları için konuştuk.

Özkan Öztaş

Depremlerin meydana geldiği 6 Şubat tarihinde özellikle Kahramanmaraş, Adıyaman ve Malatya'da hava sıcaklıklarının -15 dereceye kadar düştüğü anlar olmuştu. Uzmanların hipotermi, yani vücut sıcaklığının 35 dereceye ve altına düşmesine bağlı olarak yaşanacak can kayıplarına dair uyarıları olmuştu. 

'Depremden bu yana binlerce şikayet dilekçesi iletildi'

Konuya dair soL Haber'e konuşan Hatay Barosu Başkanı Avukat Cihat Açıkalın, sadece Hatay'da, depremin yaşandığı ilk günden bu yana konusu ve kapsamı deprem ile alakalı olan 8 bin 260 deprem soruşturmasının Hatay Başsavcılığı'na iletildiğini ifade ediyor. "Deprem sürecinde havalar soğuktu ve birçok kişinin havaların soğuk olmasından ötürü hayatını kaybettiğini biliyoruz. Bu bilgileri yakınlarını kaybedenlerde de var. Özellikle depremin yaşandığı ilk günlerde havanın soğuk olmasından ötürü birçok depremzede enkaz altında kurtarılmayı beklerken hipotermiye bağlı nedenlerle hayatını kaybetti" diyor.

'Depremin üçüncü günü konuya ilişkin dilekçemizi teslim ettik'

Hipotermiden kaynaklanan can kayıplarına dair süreci yargıya taşımak için dilekçelerini depremin üçüncü günü savcılığa teslim ettiklerini ifade eden Cihat Açıkalın, "Üçüncü gün vakit kaybetmeden bu iddiaları ve varsa alınmayan önlemleri soruşturmak adına dilekçelerimizi teslim ettik. Süreci hızlıca yürüttük. Hatta depremin dördüncü gününe girerken suç duyurumuz işleme alınmış oldu. Konuya dair aynı zamanda Türkiye Barolar Birliği' de ayrıca bir suç duyurusunda bulundu. Tüm bu süreçlerde yaşanan ihmallerin araştırılmasının ve sorumlularının soruşturulması için elimizden geleni yapacağız" cümleleriyle süreci anlatıyor. 

Hatay Barosu Başkanı Avukat Hüseyin Cihat Açıkalın

'Gerekirse tüm soruşturma dosyalarına teker teker inceleyeceğiz'

Gerekirse 8 bin 260 soruşturma dosyasını tarayarak hipotermi iddialarının araştırılması ve yaşanan ihmallerin soruşturulması için üzerlerine düşen görevi yerine getireceklerini ifade eden Avukat Cihat Açıkalın, deprem sürecinde yaşanan ihmallerin ve hukuki sorunların bir daha yaşanmaması ve yaşananlardan ders çıkarılması için mücadele edeceklerini belirtiyor. 

'Bakanlığın bu konuda resmi bir tutanağı yok'

Deprem sürecinde yaşanan can kayıplarının ne kadarının hipotermiden kaynaklandığına dair herhangi bir resmi tutanağın olmadığını ifade eden Türk Tabipleri Birliği İkinci Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten ise "Hava eksi derecelerin altına düşmüştü birçok yerde. Adana ve Hatay'da da hava 2-3 derecelerde ve hava yağmurlu, nemliydi. Dolayısıyla hipotermi olma ihtimalinin çok yüksek olduğu iklim şartlarında yaşandı bu deprem. Birçok yurttaşımızın kurtarılmayı beklerken, kendilerine zamanında ulaşılamadığı için hipotermiye bağlı nedenlerle hayatını kaybettiği hem teknik olarak bir gerçek hem de depremde yakınlarını kaybedenlerin bir bölümünün ortak beyanı. Bu durumu bilimsel olarak ispat etmek için otopsi yapılması gerekirdi. Ancak on binlerce olan can kaybında bunu yapmanın olanağının zor olduğunu da ifade etmeliyim" diyor.

Ökten, "Hipotermi matematiksel olarak gerçek. Havaların bu kadar soğuk olduğu bir ortamda vücut ısısı önce 35 derecenin altına düşer. Kişi önce ciddi bir titreme yaşar. Ardından titremenin de geçmesiyle yavaş yavaş bilinç kaybı olur. Sonra da ölüm meydana gelir. Özellikle de enkaz altında bekleyen bir kişinin hareketsiz oluşu da bu süreci hızlandıran faktörler arasında yer alıyor. Hareketsiz kalan, yerinden kıpırdayamayan bir bireyin hipotermi olması neredeyse kaçınılmazdır" cümleleriyle anlatıyor

Türk Tabipler Birliği 2. Başkanı Ali İhsan Ökten

'Hipotermi enkaz altındakilere zamanında yetişemedik demenin bir başka ifadesi'

Dr.  Ali İhsan Ökten, hipotermiye bağlı nedenlerle yaşanan can kayıplarının esasında yetkililerin enkaz altında kalan yurttaşlara zamanında müdahale edememesinin ispatı ve başka bir ifadesi olduğunu söylerken "Bu konuda bildiğimiz kadarıyla herhangi bir kayıt yok. Buna dair bir çalışma da. Dolayısıyla depremde enkaz altında kalanların hayati önem taşıyan kritik saatlerde kurtarılamadığının, koordinasyon eksikliğinin bir başka ifadesi bu" diyerek depremin ilk günlerindeki eksiklikleri hatırlatıyor.

Uzmanlar ise otopsi açısından hipoterminin geriye dönük belgelenmesinin mümkün olmadığını ifade ediyor. Konuya dair soL Haber'e konuşan uzmanlar "Ceset tazeliğini korusa dahi ölüm sebebini hipotermiden verilmesi otopsi açısından mümkün değil. Bu tür örneklerde olay yeri inceleme ve adli tahkikat ile veriler birleştirilerek ölüm sebebi belirlenir. Deprem sürecinde de böyle bir durum mevcut olmadığı için hipotermiye bağlı ölümlerin üstünü örtmek pekala mümkün. Şimdi geriye dönük belgeler için fethi kabirle hipotermiden ölüm sebebi vermek imkansız. Özellikle de deprem gibi bir olay karşısında daha zor bu süreç. Ölüm daha yeniyken tespit edilen bulgular ciltte ve iç organlarda, kas dokusunda olur. Vücudun bu kısımları depremden bu yana zarar gördüğü için fethi kabir ile tespit mümkün olmayacak" diyor.

Geriye dönük eldeki tek dayanak ise soruşturma dosyaları ve şikayet dilekçeleri kalıyor. Sürece dair görgü tanıklarını ifadesi, yakınlarını kaybedenlerin beyanının yanı sıra Hatay Barosu'na bağlı avukatların çalışmaları süreci belirleyecek.