Bu tablo ilk kez yaşanıyor: Yandaşlar çok huzursuz...

AKP'nin 'önde gelen' yazarları, yöneticileri ve eski vekilleri, son dönemde partilerine yönelik uyarı üstüne uyarı yaparken, panik havası dikkat çekiyor.

Haber Merkezi

İktidarda yirmi yılını geride bırakan AKP'de panik havası yaşanıyor.

Bu paniğin en büyük nedeni halkın artan hayat pahalılığı ve yoksulluk sonrası tepkilerinin giderek artması.

Bu tepkilerin seçimlerde partiye olumsuz yansıyacağı kaygısıyla hareket eden AKP'li birçok isim, yıllar sonra partilerine ilk kez kamuoyu önünde eleştirilerde bulunmaya başlarken, bu durumun giderek yaygınlaşması dikkat çekiyor. Bu tabloya bir de parti içindeki rekabetin artmasını eklemek lazım. 

Şamil Tayyar, Mehmet Metiner, Nagehan Alçı, Bülent Arınç, Cem Küçük, İsmail Kılıçarslan, Abdurrahman Dilipak, Yusuf Kaplan ve Ali Rıza Alaboyun gibi isimler son dönemde bu yönde açıklama yapanlardan sadece bazıları.

Peki, AKP'de kim ne diyor, neyi eleştiriyor? Kısaca parti içindeki tabloya bakalım...

Partinin en yetkili kurumundaki çatlak ses: Şamil Tayyar

Şamil Tayyar AKP'nin en yetkili yönetim kurulu organı MKYK üyesi. Son dönemde partisini neredeyse tüm önemli gündemlerde sosyal medya üzerinden açık açık eleştirdi.

Yoksulluk, seçim sistemi, göçmen meselesi, bakanların sosyal medya üzerinden açık açık hedef alınması Tayyar'ın son dönemdeki dikkat çeken çıkışlarından bazılarıydı.

Eski Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli'nin ardından "kibrinden kurtulmasını Rabbimden niyaz ederim" diyen, hayat pahalılığına ilişkin "Ne var ki iktidarlar komşudaki değil evdeki tencereyle sınanır. Yolumuz uzun, vakit dar, gerçek bu" ifadesini kullanan Tayyar, partisinin göçmen başlığındaki tutumunu da eleştirerek "Ensar retoriği, sorunu tek başına tarife yetersiz. Süreç iyi yönetilemezse sosyal ve siyasal sonuçları ağır olur" uyarısında bulunmuştu.

Yağ krizi tartışmaları sırasında sosyal medyaya yansıyan kuyruk fotoğraflarını paylaşan Tayyar, "Bunca rezilliğe rağmen kalıcı çözüm üretemiyorsak, bunun siyasi faturası ağır olur" sözlerinin de sahibi.

Eski vekil, yandaş yazar: Metiner çok huzursuz

AKP'nin bir diğer huzursuz ismi Mehmet Metiner. 

Ekonomideki durumun iktidarı çok büyük ölçüde etkileyeceği yorumunda bulunan Metiner, "Ana muhalefet partisi bugün ekonomidir. Bizim iktidarımızı eğer götürürse ekonomi götürür" demişti.

Şamil Tayyar gibi 50+1'i eleştiren, "Siyasetin dengesini ve ahlakını bozdu" diyen Metiner, yine Tayyar gibi partide "kibir" sorunu yaşandığını söyleyenlerden.

"AKP’de her düzeyde ciddi bir kibir-böbürlenme sorunu olduğunu" belirten Metiner, “Dahası ve en fenası, bu kibir dolayısıyla milletle inatlaşma da var. Bu her iki sorun milleti fena halde rahatsız ediyor” ifadesini kullanmıştı.

AKP Ağrı Genlik Kolları'nın sosyal medyadan paylaştığı lüks sahur görüntülerini de sosyal medya üzerinden hedef alan Metiner, görüntülerin derhal silinmesini istemiş, video bu paylaşımın ardından kaldırılmıştı.

Son olarak partide bir tasfiye işlemi gerektiğini işaret eden bir yazı kaleme alan Metiner,  “Milletin istemediği veya razı gelmediği teşkilat başkanlarında ısrar, ciddi bir başarısızlığı beraberinde getirecektir. Teşkilatlar bu anlamda acilen tekrar gözden geçirilmelidir” ifadesini kullandı.

Nagehan Alçı taraf seçiyor, 'rejim' diyor

Çocuklarının adını dahi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın koyduğu, yılların yandaş kalemlerinden Nagehan Alçı da AKP'yi eleştiri korosuna katılanlardan. Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ni hedef alan yazılar kaleme alan Alçı "rejim" ve "sözde başkanlık sistemi" ifadesini kullanırken, "Ben de Türkiye’nin “güçlendirilmiş parlamenter sistem”e ya da başka bir tabirle “Başbakanlık hükümet sistemi”ne geçmesinden yanayım. Bu konuda iktidarın değil muhalefetin tarafındayım" demişti.

Geçtiğimiz yılın sonunda CHP'nin kapatılması tartışmalarında da dahil olan Alçı, AKP'ye ilişkin eleştirede bulunarak şu ifadeleri kullanmıştı:

"İçinde yaşadığımız mevcut rejim isterse ve karar verirse CHP’yi kapatabilir mi? Mevcut rejim CHP’yi kapatır ve CHP yöneticilerini de tutuklarsa Türkiye otoriter safhasını aşıp çok açıkça totaliter bir rejim haline gelir. Ülkemiz için felaket olur. Fakat birinci sorunun cevabı şu: Maalesef eğer bugünkü rejim kafaya koyarsa CHP’yi PKK ile işbirliği gibi bir gerekçe göstererek kapatır ve ulusalcı olmayan CHP ileri gelenlerini de tutuklayabilir. Mevcut rejimde bu güç potansiyeli var" 

Evet, Cem Küçük bile...

Yandaşlar içinde öne çıkan isimlerden olan Cem Küçük dahi partisini yer yer eleştirmeye başladı.

Yıllarca iktidar aleyhine tek yazı kaleme alamayan Küçük, kur krizi sırasında "Şayet döviz böyle artmaya devam ederse işler hükûmet açısından zorlaşacak. Bu tür eleştirileri bizler gibi hükûmeti destekleyen yazarların dostane uyarısı olarak görün lütfen. Kamuoyu önünde tartışılmayan ya da dile getirilmeyen her sıkıntı ileride insanı tüketir" dedi.

Kriz konusunu küçümsemeye çalışan açıklamalarıyla gündem olan Küçük bile, tüm bu yandaş çıkışlarına rağmen "Abartmadan söylüyorum, fiyatlar can yakıyor. Sofrasını kuramayan, çocuğunu doyuramayan insanlar öfkesini her demokraside iktidara yöneltir" demek zorunda kalacaktı.

'Bu adamlarla olmaz'

Yeni Şafak gazetesi yazarı olan yandaş isimlerden İsmail Kılıçarslan, "Ayda yarım kilo et yeriz", "İstanbul'u patates soğana sattınız" gibi açıklamalar yapan AKP'lileri köşesi üzerinden açık açık hedef alan isimlerden biri oldu.

"Normal şartlarda 1 kilo et yiyorsak yarım kilo yeriz. Domatesi 2 kilo yerine iki tane alırız" diyen AKP Elazığ Milletvekili Zülfü Demirbağ'ı ve benzer çıkışlar yapan AKP'lileri hedef alan Kılıçarslan, "'Yoksulun dini yoktur' denmiştir ve şüphesiz doğru denmiştir. 'Yoksula dini sorulmaz' denmiştir ve şüphesiz doğru denmiştir" ifadesini kullandı.

Kılıçarslan, "Oturduğu sandalyeden, yemek yediği Meclis lokantasından, ağırlandığı mükellef sofradan, oturduğu sıcak evden 'Yarım kilo et yiyin, domates almayın, mesele beka meselesi' gibi lafları kolayca sarf eden adamlarla olmaz. Bize kelimenin gerçek manasıyla 'halden anlayan' temsilciler lazım" dedi.

'Özgül ağırlık' her zaman gündemde

AKP'nin "özgül ağırlık" olarak tanımlanan önemli isimlerinden Bülent Arınç, uzun süredir iktidarı eleştiren tek isim olarak öne çıkıyor.

Son açıklamasında "Ekonomide bozukluklar varsa, alım gücünüz azalmışsa, Türk parasının kıymeti düşmüşse, her gün ihtiyaç maddelerine zam geliyor ve enflasyon resmi rakamlarla yüzde 60’ı da bulmuşsa milleti hitabetle coşturamaz, konuşmayla aldatamazsınız" diyen ve sert sözler kullanan Arınç, bu açıklamasından kısa süre sonra ekonomideki duruma işaret ederek daha sert bir konuşma yaptı:

“Bizim grup başkanvekilimiz yanlış bir matematik hesabı yaptı. Sonra döndü mü dönmedi mi bilmiyorum yüzde 7’yi yüzde 700 gibi anlayacak bir hesabın içerisine düştü. Biraz da gülünç oldu tabi. Dikkatsizliğine vermek tabi yoksa çok iyi bir insandır. Konya’dan da bir milletvekili de ‘minicik minicik zamlar, bundan şikayet etmeye gerek yok’ demişti. Bunlar insanları yaralıyor ama haberiniz olsun. Yani ben 2 kilo et yiyeceğime yarım kilo et yerim diye göğsünü gere gere dolaşıyor. Ulan 2 kilo et kaç para biliyor musun sen? 300 lira. Kim verecek bu parayı?”

Dilipak'tan AKP'ye: Allah onlara yardım etmeyecek

AKP'ye yönelik eleştirilerde bulunan bir diğer yandaş isim Abdurrahman Dilipak oldu. Son olarak seçim düzenlemesi formülüne tepki gösteren Dilipak, "Bugün baraj %7 düşünülüyormuş. Peki neden baraj var. Ya da neden %3-5 değil de %7! Bu formülde “Allah’ın rızası” yok. Oysa adalet istikrar için yeterli olurdu. Eğer birileri bu yasaları yaparken, “Allah’ın rızası için adalet” ilkesini ıskalar da “ben/biz nasıl kazanır” hesabı yaparak ona göre bir düzenleme yapma gayreti içine girerse Allah onlara yardım etmeyecek" dedi.

Yusuf Kaplan bile elektrik faturasına isyan etti

AKP'nin yandaş isimlerinden Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan da hayat pahalılığı üzerine iktidara eleştiri yönelten isimlerden biri oldu. Kaplan, elektrik faturası soygununa ilişkin yaptığı paylaşımda, "Elektrikte kademeli ödeme sistemine geçildi. Faturalar %100'den fazla arttı! Elektrik çok önemli oysa. Fakiri-fukarayı, garip-gurabayı perişan edecek bu uygulamaya müdahale edin Sayın Cumhurbaşkanı! Faturalar can yakıyor çünkü!" ifadesini kullandı.

'Oğlum size oy vermeyeceğim diyor, Erdoğan'la çekildiği fotoğrafı kaldırdı'

AKP'nin eski isimlerinden olan ve partide kalmaya devam eden eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun, partiye yönelik en dikkat çekici açıklamayı yapan isimlerden biri olmuştu.

“Türkiye’de güçten nemalanmak isteyen bir yapı var. Bu bizi de kapsadı" diyen Alaboyun, "Bu yapının içerisinde yeni gelen bir nesil ki, bunların çoğu bizim gibi 28 Şubat döneminde bedel ödememiş, 1980’li yıllarda bedel ödememiş. Yeni bir nesil var. AK Parti olarak çok iyi eğitemedik. Ben, siyasetçiyim. Benim evimde siyaset konuşulur. Çocuklarım apolitik. Böyle bir şey olabilir mi? Çocuklarım politika ile ilgilenmiyor, ilgisi zayıf. Bir şeye kızınca da ‘senin partine oy vermeyeceğim, Temel Karamollaoğlu’na oy vereceğim’ diyor oğlum. Ben, bununla da yüz yüze geldim. Niye kaçırıyor AK Parti? Kendi çocuğumdan örnek verdim. Benim çocuğum masasından Tayyip Erdoğan ile çekilmiş fotoğraflarını kaldırıyorsa AK Parti’nin ve AK Partili olarak benim de oturup düşünmemiz lazım. Nerede hata yaptık?" ifadesini kullanmıştı.

Parti içinde ekipler kavgası

AKP'deki en büyük huzursuzluk kaynaklarından biri, partinin güçten düştüğü tabloda ortaya çıkacak yönetim kavgası. Parti içinde adeta birçok ayrı ekip oluşurken, bu ekipler artık Erdoğan tutkalına rağmen birbirlerini açıkça hedef alabiliyor.

Örneğin Süleyman Soylu kamuoyu önünde 'görevinden affını' isteyen eski Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ü ve damat bakan Berat Albayrak'ı hedef alırken, bu isimler de benzer şekilde Soylu'yu hedef almıştı. Partide bir diğer güç odağının Binali Yıldırım olduğu belirtilirken, bu ismin de AKP'nin bir diğer Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş'la kavgalı olduğu ifade ediliyor. 

Bu isimlerin özellikle parti ve devlet içindeki kimi kadrolar üzerinden bir güç yarışına girdiği birçok örnek gündeme gelirken, kavganın seyrini de Erdoğan'ın önümüzdeki günlerde ne kadar güç kaybedeceği belirleyecek. Erdoğan'ın olası zayıflamasının bu kavganın boyutunu çok daha yukarılara çıkaracağı, parti içindeki kavganın çok daha görünür hale gelebileceği belirtiliyor.

Tüm bu tablodan "AKP'nin iktidardan kolayca düşeceği sonucunu çıkarmak için erken" yorumları yapılırken, benzer dağınıklıklar daha önce Erdoğan'ın müdahaleleriyle kontrol altına alınabilmişti. Tablonun önümüzdeki süreçte nasıl bir seyir izleyeceğini en çok da emekçilerin mücadelesi ve müdahalesi belirleyecek.