İran'ın geçtiğimiz haftalarda askeri ve nükleer programıyla bağlantılı hassas bölgelerde bir dizi açıklanamayan patlama, yangın ve kazalar yaşadı. İran konuya dair açıkça resmi bir atıfta bulunmasa da olaylar rolünü açıkça onaylamayan veya reddetmeyen İsrail'e atfedildi.
Bir AB yetkilisi Business Insider'a verdiği demeçte, ABD'deki Kasım ayındaki genel seçimlerden önce İsrail'in ABD'yi İran'la bir çatışmaya sürüklemeye çalıştığı konusunda "endişeleri" dile getirdi.
AB yetkilisi, "Buradaki İsrail planının, [ABD Başkanı Donald] Trump görevdeyken askeri bir gerilime dönüşebilecek İran'a yönelik kışkırtma olmasından korkuyorum" dedi.
İran'a karşı "Maksimum baskı” politikasını savunan ve sağlam bir İsrail müttefiki olan ABD Başkanı, bir sonraki seçimlerde, dört aydan daha az bir sürede rakibi Joe Biden'la yarışacak.
ABD, İran'la 2015 nükleer anlaşmasını müzakere ettiğinde başkan yardımcısı olan Biden, Trump'ı anlaşmayı bıraktığı için eleştirdi ve seçildiği takdirde anlaşmaya yeniden katılacağını ifade etti.
İranlı yetkililer bazı durumlarda sabotajdan şüphelendiklerini söylerken, bazılarının gaz sızıntıları ve insan kaynaklı hatalarla ilgili olaylar olduklarını söylediler. Bu arada İran'ın hava savunmasının bir kısmını son günlerde yüksek alarma geçirdiği bildirildi.
5 Temmuz New York Times gazetesine, isimsiz bir Ortadoğu istihbarat yetkilisi Natanz'daki patlamanın İsrail'in tesise bomba yerleştirmesinin bir sonucu olduğunu söyledi. Yetkili, İsrail'in o tarihten önce bildirilen İran'daki diğer yangınlarla bağlantılı olmadığını söyledi.
İsrail'in, Mayıs ayında İran'ın Shahid Rajaee limanını geçici olarak bozan siber saldırının arkasında olduğu iddia edilmişti.
İsrail, kendisini İran'daki olaylara bağlayan raporları alenen reddetmedi veya onaylamadı. Dışişleri Bakanı Gabi Aşkenazi 5 Temmuz'da gazetecilere verdiği demeçte, İran'ın İsrail için “varoluşsal bir tehdit” olduğunu ve Tel Aviv’in İran konusundaki eylemlerinin “hakkında konuşulmazsa daha iyi” olacağını söyledi.