Delil yokluğundan tutukluluğunun devamına...

31 Ocak 2010 tarihinde gözaltına alınan ODTÜ öğrencisi Hüseyin Erdemir bir yılı aşkın süredir tutuklu. Erdemir'in dünkü duruşmasında savcı "hiçbir delil yok" dedi ancak mahkeme "delil yokluğundan tutukluluğunun devamına" karar verdi.

ODTÜ'de yüksek lisans öğrencisiyken tutuklanan ve bu dönemde okula gidemediği için bursunu kaybeden Hüseyin Edemir, bugün bir kez daha hakim karşısına çıktı.

Savcılık, suçlamaya ilişkin hiçbir delil olmadığını, buna karşın soruşturmanın genişletilmesi talebinin de reddedildiğini ayrıntılarıyla anlattı ve delil diye sunulan belgeye dayanarak başlatılan işlemde 10 yıllık zamanaşımının dolduğunu kaydetti ve sanığın beraatini istedi. Ancak İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, savcının beraat talebini oybirliğiyle reddetti ve duruşmayı haziran ayına erteledi.

Hüseyin Edemir, delil olmamasına ve suçlama makamının suçlamadan vazgeçmesine rağmen, 4 ay daha Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nde kalacak.

Hüseyin Erdemir Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nden gönderdiği mektupta şu ifadelerle başına gelen hukuksuzluğu anlatmıştı:

Birinci dönem henüz bitmişti ve sömestr tatili için İstanbul’a ailemin yanına gelmiştim. Polis kontrol noktasında aranmam olduğu gerekçesiyle 31.01.2010 tarihinde gözaltına alındım ve çıkarıldığım mahkeme tarafından ‘örgüt üyesi olduğum şüphesiyle’ tutuklandım. İlk şoktu. Yaşadıklarım hayal mi gerçek mi yoksa bir kâbus mu anlayamıyordum. Bir yanlışlık olduğunu ve en kısa zamanda serbest bırakılacağımı düşünüyordum.

15.04.2010 tarihinde ilk duruşmaya çıktım ve ikinci şoku yaşadım. Hiçbir hukuki gerekçe ve durum olmadığı halde tutukluluğumun devamına karar verildi. İkinci duruşma ise 26.08.2010 tarihinde olacak, ilkinden tam 4 ay 11 gün sonra.

Tutuklanma gerekçesi olarak üniversite öğrenciliğim döneminde katıldığım demokratik eylemler ve tam 10 yıl önce yurtdışında ele geçirildiği iddia edilen belgeler gösteriliyor. Şimdiye kadar temel hak ve özgürlükler çerçevesinde pek çok demokratik eyleme katıldım. Sadece bir tanesinden dava açıldı ancak yıllar önce beraat ettim.

Dayanak olarak gösterilen bir başka nokta ise 10 yıl önce yurtdışında ele geçirildiği iddia edilen belgelerdir. Oysa bu belgelerin sahte olduğu daha önce defalarca ispatlanmıştır. Aslında böyle bir belgenin varlığı da meçhuldür. Eğer böyle orijinal bir belge varsa neden on yıl sonra ortaya çıkıyor?

(soL - Haber Merkezi)