Libyalı muhalifler sütten çıkmış ak kaşık mı?

Kaddafi baskısına karşı ayaklanıp batı tarafından "özgürlük yanlısı savaşçılar" olarak lanse edilen Libyalı muhalifler, ellerinde tuttukları Bingazi kentinde büyük bir kıyıma giriştiler. Sürekli birilerinin evleri basılıyor, birileri öldürülüyor, infaz ediliyor.

Libya’da Kaddafi karşıtları tarafından oluşturulan “muhafız birlikleri”nin adı, Bingazi’de “yargısız infaz”lara karışmış durumda. Kaddafi destekçilerine dönük şiddet eylemlerini, yargısız infazları ve çeşitli adam kaçırma vakalarını gerçekleştirdiği iddia edilen muhafız birlikleri, özellikle geceleri yaptıkları operasyonlarla biliniyor. Ağır silahlarla gerçekleştirilen operasyonlarda, genellikle “silahlar patlıyor”.

Muhafız birlikleri tarafından yapılan saldırıların, Kaddafi’nin kötü şöhretli “devrimci birlik”lerine karşı yapıldığı iddia ediliyor. Söylentiye göre, Kaddafi’ye bağlı bu birlikler Bingazi’de çeşitli istihbarat faaliyetleri yürüterek Kaddafi yönetimine bilgi akışını sağlayan yegane unsur.

Bununla birlikte, Bingazi’deki Kaddafi karşıtları tarafından bir tür “devrimci birlik” efsanesi yaratılmış durumda. İsyancıların kurduğu Geçici Ulusal Konsey’in sözcülerinden Abdül Ghoga, Bingazi’de 600 civarında Kaddafi yanlısı devrimci birlik mensubu olduğunu söylerken, gece baskınlarına katılan bir muhafız birliği lideri ise esas sayının “binlerde, hatta 6 bin civarında” olduğunu iddia ediyor.

İşin vahim tarafı ise, bu sayısal ölçüm ve tahminlerin sadece bir "değerlendirme" olmaması. Bingazi'deki Kaddafi yanlıları, deyim yerindeyse topun ağzında.

İsyancıların kendi istihbarat ağlarını kurdukları, şüphelendikleri evlere bazen kadınları dilenci kılığında göndererek bilgi toplamaya çalıştıkları belirtiliyor. Kaddafi yanlısı olduğu gerekçesiyle birçok eve silahlı baskınlar düzenleniyor, evler yağmalanıyor.

İsyancılar tarafından yakalananların, Kaddafi döneminde siyasi cezaevi olarak kullanılan bir binaya kapatıldıkları bildiriliyor. Tutsaklara “iyi davranıldığı” iddia edilse de, herhangi bir yargılama mekanizması işletilmediği için hapsedilenlerin ne ile suçlandıkları ya da ne zaman cezalarının biteceği belirsizliğini koruyor. Evine gitmek için durakta otobüs bekleyen siyahi bir Libyalı, “eve ne zaman dönebileceğini asla bilmediğini” söylüyor.

Muhafız birlikleri, Geçici Ulusal Konsey tarafından “resmi” olarak tanınmasa da, yaptıklarına göz yumuluyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü de, Geçici Ulusal Konsey’e çağrıda bulunarak, ellerinde silahla gezen bu yasadışı çetelerin yaptığı şiddet eylemlerinin engellenmesini istedi.

Bu ekipler her türlü suça karışıyor. Resmi olarak Kaddafi yanlılarını tutuklamakla sorumlu olan 17 Şubat Devrimi'ni Koruma Gücü adlı birliğin başkanı, hırsızlık suçundan dolayı görevinden alındı.

Kente paranoya hakim
El Cezire’ye konuşan 37 yaşındaki Sami Hassan, “Halen çok sayıda öğrenci, akademisyen ve işadamı Kaddafi’nin tarafında” derken, bu kimselerin Kaddafi kuvvetlerinin Bingazi’ye saldırısını beklediklerini iddia etti. Yine Hassan’a göre, bu kişiler Bingazi’den Kaddafi’ye istihbarat bilgisi ulaştırıyor ve “devrim”i içeriden boğmak için çabalıyorlar. Bir başka geçici konsey sözcüsü İssam Giriani de, “psikolojik bir savaşta olduklarını” belirttikten sonra, “şu anda bile etrafta bizleri gözleyen birileri olabilir” diyerek, “psikolojik savaş”ın “paranoya” seviyesine çıktığını gösterdi.

Geçen hafta yaşanan bir olay, bu paranoyayı gözler önüne serdi. Kentin radyo istasyonunun Kaddafi yanlılarınca işgal edildiği şeklinde yanlış bir söylenti çıkınca binayı basan ve kurşun yağdırmaya başlayan muhalifler, orada bulunan alakasız bir kişiyi de öldürdü.

Ölüm tugayı da var
Bingazi'de yönetimi elinde tutan muhaliflerin, Kaddafi yanlısı olduğu düşünülenlere karşı saldırılarının, batı medyasına oldukça küçültülerek yansıdığı görülüyor. Evleri basılan ve yağmalanan çok sayıda Kaddafi yanlısı öldürüldü. Ama şiddet bu kadarla sınırlı değil. Bingazi'nin şimdiden "ölüm tugayları" da var.

Haberin kaynağı The New York Times gazetesi. NYT'nin haberine göre birkaç haftadır kentin biraz dışındaki tarlalarda aynı noktalarda kafasına birer kurşun sıkılarak infaz edilmiş cesetlere rastlanıyor.

Organize şiddet kenti neredeyse esir almış durumda. Kaddafi döneminde hapishane muhafızı olan ve sonradan isyancıların safına geçen Yusuf el Tubuli, karısı ve üç çocuğuyla beraber öldürüldü. Saldırganların kaçarken arkada bırakmak zorunda kaldıkları kamyonetin kenarındaki "17 Şubat" -muhaliflerin "isyanın başlangıcı" saydıkları gün- yazısı dikkat çekti.

Bingazi'deki Cela hastanesinden Dr. Ömer Halid, başka ölümler de olduğunu, hastaneye en az 10 adet infaz edildiği görülen ceset getirildiğini söyledi. Bunların arasında kolları ve bacakları bağlanıp, boğazı kesilmiş olanlar var.

Libya'daki baskıyı gerekçe göstererek batı desteğiyle ayaklanan muhalifler, ele geçirdikleri Bingazi'de tam bir kaos yarattılar. Kaddafi yanlılarının evlerinin basılıp öldürülmesi, sokaklarda, tarlalarda infaz edilmeleri, kentte büyük bir şiddet ortamını geçerli kıldı. Batı basını, toplamda kaç kişinin ölmüş olduğunu söylemiyor. Fakat her yayında başka örnekler olması, kitlesel bir kıyım olduğuna işaret ediyor.

(soL - DIş Haberler)