Savaşı oyun sandılar: Tezkere çıksın ama savaş çıkmasın!

Akçakale'de yaşananların ardından hamasetin gazına basan AKP hükümeti, ilk günün ardından "kontrollü geri çekiliş" sürecine girerken, etrafında "yüksekten uçanlar" ve tuhaf mantık bağları kuran unsurlar bıraktı.

Suriye sınırından atılan top mermilerinin Akçakale'de 5 yurttaşın canını almasının ardından Bakanlar Kurulu Kararı ile bir tezkere TBMM'ye gelmiş ve kabul edilmişti. Hemen ardındansa, AKP, MHP ve medya cephesinden hamaset ve tehdit dolu açıklamalar gelmişti.

Özellikle ABD, Rusya ve İran'dan gelen "itidal" çağrıları ile birlikte AKP'nin geri bastığı gözlenirken, gerek siyasi partiler, gerekse de köşe yazarları tuhaf düşünceler ortaya atmaya devam ediyor.

Erdoğan: Savaş çıkartmak istemiyoruz ama çıkartabiliriz de...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tezkere meclisten geçtikten sonra yaptığı bir konuşmada, "Ülkemizin saygınlığına, itibarına halel getirecek hiçbir girişimi karşılıksız bırakmadık, bırakmıyoruz, bırakmayacağız. Şunu bir kez daha ve samimiyetle ifade etmek istiyorum biz asla savaş meraklısı değiliz. Ancak savaştan da uzak değiliz. Bu millet, yeri gelmiş kıtalararası savaşları görerek, savaşarak bugünlere gelmiştir." dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) tezkere karşıtı oy kullanmasını "O zaten Baasçı" diyerek eleştiren Erdoğan, "Hazır ol cenge, eğer sulh-u salah istiyorsan" dedi.

Egemen Bağış: İkindi çayını Şam'da içeriz...
Suriye'ye dönük hasmane tutumun en tanıdık versiyonunu AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış dile getirdi. Bağış "bin yılı aşkın devlet geleneğine sahip olduklarını" iddia ederek şunları söyledi:

"O geleneğin içinde bizim her türlü senaryoya hazırlıklı olmamız gerekir. Türkiye eğer savaşmaya çok meraklı bir ülke olsaydı uçağı düşürüldüğünde onu bahane eder ve Suriye'yi yerle bir ederdi. Bugün Türkiye'nin askeri gücü Suriye'yi birkaç saat içerisinde yok edecek noktadadır çok şükür."

Tezkereye hayır oyu veren CHP ve BDP'yi de eleştiren Bağış, iki partinin "dikta rejimini teşvik ettiğini" iddia etti.

MHP: Evet dedik ama bir sor niye dedik?
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), son ana kadar tezkereye hangi oyu vereceğini belli etmedi. Ancak karar Genel Başkan Devlet Bahçeli tarafından, "MHP, milli menfaatleri göz önüne alarak hareket eder. Hiçbir çevrenin tesiri altında kalmaz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin elini güçlü kılmak için, TSK'nın sınır ötesi müdahalesi için hükümete yetki verme taraftarıyız." ifadeleriyle açıklandı.

Daha sonra ise, MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal, tezkereye verilen evet oyunu "Suriye'deki PKK-PYD" tehdidi ile açıklarken, 1 Mart 2003'teki tezkereyi de desteklediklerini belirtti.

'Seni öldürmek istiyorum ama canını yakmak istemiyorum'
Akçakale'de yaşananların ardından, AKP ile birlikte, hükümete 'muhalif' olsun yandaş olsun birçok basın organı da "savaş" korosuna katıldı. Ancak burada dikkat çeken nokta, "Suriye'ye misilleme yaptık" haberleri dışında, köşe yazarlarının "tezkere güzel de savaş kötü" yaklaşımı oldu.

Örneğin Taraf'ın polis yazarı Emrullah Uslu, bugünkü "Suriye politikamızın nesi yanlış?" başlıklı yazısında, Türkiye'nin "duruşunun", Esad'ın gitmesi için gösterdiği çabaların hepsinin doğru olduğunu söylerken, Türkiye'nin kendi iddia ettiği gibi Suriye hakkında çok şey bilmediğinden yakındı. Uslu'ya göre Türkiye'nin temel sorunu, "hesap hatası" yapmış olması, istihbarat birimlerinin "Esad'ı hiç anlamaması".

Radikal yazarı Cengiz Çandar ise, bugünkü "Türkiye, Suriye ile savaşa ne kadar yakın?" başlıklı yazısına, ABD'li John Mearsheimer'in Yeni Şafak'a verdiği mülakattan alıntılarla başladı. Mearsheimer'e göre Türkiye'nin aynı anda bütün komşularını memnun etmesi olanaksız. Çandar bu görüşe katılıyor olmalı ki, Akçakale'deki facianın sorumlusu olarak hemen Suriye'yi teşhis ediyor.

Bunun ardından, kamuoyunda sorulmaya başlanan, "Suriye muhalefet bizi savaşa mı çekmeye çalışıyor? Akçakale provokasyon mu? ABD'nin oyununa mı geliyoruz?" soruların "herhangi somut bir dayanağı olmayan, ipe sapa gelmez bir dizi soru" olduğunu iddia ediyor. Oysa bugün Yurt gazetesinde çıkan bir haberde, Akçakale'nin bir muhalefet provokasyonu olduğu iddiası güçlü bir şekilde dillendirildi.

Çandar, bazı anket sonuçlarına dayanarak, "Suriyeli mültecilere AKP tabanının bile yüzde 50 oranında karşı olduğunu" söyleyip ortada savaş karşıtlığı değil, "göçmen karşıtlığı, ırkçılık" olduğunu ima etti.

'Tezkere evet derdim, savaşa hayır derdim, eyleme de katılmazdım'
Konu hakkındaki en ilginç yorumlardan bir tanesini de Zaman gazetesi yazarı Ahmet Turan Alkan yaptı. Alkan, "Tezkereye evet, savaşa hayır" başlıklı yazısında, "ÖDP, TKP, Halkevleri, İstanbul Tabib Odası, Eczacılar Odası ve TMMOB İl koordinasyon kurulu vesaire Taksim’de protesto yürüyüşü yaptılar, 'Tezkereniz sizin olsun, Suriye ile savaş istemiyoruz' dediler." dedikten sonra şunları yazdı:

"Keşke Suriye’deki meslek kuruluşları da aynı mealde bir gösteriyi Şam’da yapabilmiş olsaydılar!

Vekil olsam tezkereye evet oyu verir ve Suriye ile savaş istemiyoruz bildirisinin altını da imzalardım ama yukarıda adı geçen ve geçmeyen kuruluşların protesto gösterisinden uzak dururdum bu bir çelişki değil. Reelpolitik başka bir şey, gönlümden geçen daha başka. Eminim ki çoğunluk da böyle düşünüyor."

Tezkerelerin "Allah muhtaç etmesin" diye çıkartıldığını savunan Alkan, savaş karşıtı gösterilerden çok savaş tamtamcılığından korkulması gerektiğini de sözlerine ekledi. Alkan, "hatta günün birinde şu meşhur NATO şemsiyesi açılıp, bütün dünya kamuoyunun tasvibi alınmış olsa bile Türk ordusunun Suriye’ye girmesini doğru bulanlardan olmayacağım" derken, İstanbul'daki savaş karşıtı eyleme katılan meslekodaları hakkında da, "serd ettikleri pasifist tutum kadar, bir ara temsil ettikleri meslek kuruluşlarının meslekî meselelerine eğilmeye fırsat bulurlarsa harika olur" diyerek "dengeyi buldu".

Sabah'ın oyun haberciliği
Medyada birinciliği ise "en özgün" haberiyle Sabah gazetesi kazandı. İnternet sitesinin ana sayfasından "Rakamlarla Türkiye ve Suriye Orduları" haberini duyuran gazete, asker sayısı, uçak sayısı, tank sayısı gibi "istatistikleri" okuyucularıyla paylaştı.

Birçok başlıkta "milli gurur" ile Türk ordusunun Suriye ordusundan üstün olan yanlarını gösteren Sabah, konu S-300 füzelerine gelince tedirginliğini gizleyemedi.

(soL - Haber Merkezi)