HDP ve Cumhuriyet'i bombalamayı planlayan IŞİD'li neden soruşturulmadı?

Gaziantep’te kendisini patlatarak öldüren IŞİD’li Mehmet Kadir Cebael’in Gar Katliamı soruşturmasında adı geçtiği dönem, Gaziantep’te mühimmat dolu bir araçla ilişkilendirildiği halde açılan davaya dahil edilmediği ortaya çıktı. Aynı dönem birlikte olduğu IŞİD'liler Cumhuriyet ve HDP'yi bombalama planları yaparken Cebael'e "dokunulmadığı" anlaşıldı.

Selin Asker

Gaziantep’te 16 Ekim’de yapılan operasyonda kendisini patlatarak öldüren Mehmet Kadir Cebael’le ilgili ilginç detaylar ortaya çıktı.

Cebael’in, mühimmat dolu bir araçla yakalanan kardeşi ve yengesi hakkında dava açılırken söz konusu araçla ilişkilendirildiği halde soruşturmaya bile konu olmadığı öğrenildi.   

AİLE BOYU IŞİD

Mehmet Kadir Cebael’in kardeşleri nasıl yakalandı? Geçtiğimiz yıl Yusuf Cebael, eşi Gülistan Cebael ve Abdülkadir Demirel isimli IŞİD’linin olduğu araç polislerce durdurulmuş, araçtan silahların olduğu mühimmatlar çıkmıştı. 

Bunun üzerine savcılık, bu üç isimle birlikte 14 kişiye dava açtı. Evde yapılan aramada da mühimmatlar çıktığı için diğer kardeş Abdülsamet Cebael de gözaltına alındı. 

Açılan dava hala sürerken o dönem Yusuf Cebael’in verdiği ifadede abisi Mehmet Kadir Cebael’den bahsettiği ortaya çıktı. 

‘2 GÜN ÖNCE KARDEŞİMDEYDİ’

Şöyle ki, Yusuf Cebael, 11 Kasım 2015 tarihli iddianameye göre, savcılığa verdiği ifadede araçtan çıkan mühimmatların Abdülkadir Demir’e ait olduğunu iddia ediyor. Demir'le yolda karşılaştığını, gideceği yere bırakmak için arabasına aldığını söylüyor. Bir de araçtan çıkan parmak izleri var. Bu parmak izleri de başka IŞİD'lilere ait: Suphi Alpfidan ve Halil İbrahim Durgun. Durgun'un adı o dönem Ankara Gar Katliamı soruşturmasında da geçiyor. Yani, olay büyük. Mühimmat dolu bir araç ve üzerinde Gar Katliamı'yla ilişkili şahsa ait parmak izleri.

Olay buradan sonra ilginçleşiyor. Yusuf Cebael, bu parmak izleriyle ilgili kardeşini işaret ediyor. İfadesinin devamında, “Aracını 2 gün önce kardeşi Mehmet Kadir Cebael’e verdiğini, bu sebepten dolayı bu kişilere ait parmak izlerinin araca bulaşmış olabileceğini" söylüyor. 

O halde savcılığın aralarında Gar Katliamı şüphelisinin parmak izlerinin olduğu bu aracı kullanan diğer şahsı da soruşturması gerekmez mi? Ancak böyle olmuyor. Savcılık nedense adı geçen bu kişiyi soruşturmaya dahil etmiyor. Bu isim Mehmet Kadir Cebael olunca olay ilginç bir hal alıyor. 

GAR KATLİAMI İLİŞKİSİ

Yusuf Cebael'in abisini işaret ettiği ve davanın açıldığı tarih Kasım 2015. Mehmet Kadir Cebael'in adını bu tarihten sonra bir daha duymuyoruz. Ta ki Gar Katliamı iddianamesine kadar. Yaklaşık 8 ay sonra 13 Temmuz 2016’da Gar Katliamı iddianamesinde sanık olarak karşımıza çıkıyor Cebael.

Olay biraz karışık evet, ancak skandalın boyutu büyük. Şöyle ki, Cebael'in adı bu mühimmat dolu araçla anıldığı dönem Gar Katliamı soruşturması devam ediyordu. Yani, yargı makamları Cebael ismini biliyordu. Yani, alelalede bir isim değil. Peki, alelade olmayan bu şahıs neden Gaziantep davası sanığı olmadı? Ortada IŞİD'lilere ait parmak izleri var ve parmak izlerinin olduğu aracı Cebael'in kullandığını söyleyen bir kardeşi var. E o halde? Neden, Gaziantep'teki savcı Cebael'le ilgili tek soruşturma yürütmeden davayı açtı?

Burada iki ihtimal doğuyor: Ya kasıt ya görevi ihmal. Gaziantep'te yakalanan bir araçta IŞİD'lilere ait parmak izleri varsa, bu aracı Gar Katliamı'yla anılan bir şüpheli kullanmışsa neden soruşturmaya dahil edilmez? Hadi diyelim, savcı Gar Katliamı şüphelisi olduğunu bilmiyordu ve üzerinde durmadı. Ancak öyle de değil.

Gaziantep iddianamesinde Halil İbrahim Durgun’la ilgili “terör örgütü üyeliği” suçlaması yapılırken şöyle deniyor: “Olaya konu araçta parmak izi çıkan ve Ankara ilinde gerçekleştirilen patlama olayı ile alakalı olduğu anlaşılan Halil İbrahim Durgun’un...” 

NEDEN 8 AY SONRA?

Yani savcı, Gar Katliamı soruşturmasından haberdar! Mehmet Kadir Cebael'den haberdar olmaması mümkün mü? Cebael'in hala Gaziantep sokaklarında dolandığını, kardeşlerinin de IŞİD'li olduğunu, IŞİD'lilerin parmak izinin olduğu aracı kullandığını biliyordu ve tek bir adım atmadı.

İşin özü, canlı bomba olan Cebael'e göz yumulduğu anlaşılıyor. Peki, o dönem Cebael'e göz yumuldu da sonra ne değişti? Neden aylar sonra evine operasyon yapıldı? Operasyonda neden kendini patlatmasına seyirci kalındı? İşte bunun cevabı bilinmiyor.

CUMHURİYET VE HDP

Şimdi Gaziantep'teki iddianameye geri dönelim. İddianame bugüne ait ilginç veriler sunuyor bize. Örneğin, iddianamedeki sanıkların o dönem Cumhuriyet gazetesine ve HDP binalarına bombalı saldırı hazırlığında olduklarına ilişkin krokilerle yakalandıkları belirtiliyor. Yani, ciddi eylem hazırlığı var. Peki, bu isimler gözaltına alınınca eylem hazırlığı bitti mi? Savcı, acaba hiçbir şekilde soruşturmadığı Cebael'in bu eylemleri gerçekleştirebileceği ihtimali üzerinde durdu mu?

Şöyle düşünün: IŞİD'lilerle ilişkili ve Gar Katliamı şüphelisi olan bir şahıs çıkıyor karşınıza. HDP ve Cumhuriyet gazetesine bombalı saldırı ihtimali var. Hemen o şahsın da yakalanmasını istemez misiniz? Ancak savcı bunu istememiş. Evet, saldırılar yapılmadı ancak ya yapılsaydı? Çünkü bu şahıs bir canlı bomba ve sokaklarda. Kardeşleri gözaltına alınmış, planı sekteye uğratmak istemeyecekti belki. Eğer plan başarıya ulaşsaydı savcılık bu sorumluluktan nasıl kaçınacaktı? Bilmiyoruz. 

Bir canlı bombanın sokaklarda cirit atmasına, her an saldırı gerçekleştirmesine göz yumulduğunu biliyoruz. Ta ki günler öncesine dek. Cebael, 16 Ekim'de Gaziantep'te hücre evine yapılan baskında kendini patlatarak öldürdü. 1 yıl önceki soruşturmaya dahil edilseydi belki yakalanmış olacaktı. Neden o dönem yakalanmadı da 1 yıl sonra "yakalandı" kimbilir...