Yol-İş'te organize soygun

Türk-İş'in en büyük sendikalarından biri olan Yol-İş'te 2003-2008 yıllarını kapsayan dönemde gerçekleştirilen yolsuzluklar, Bilirkişi Raporu ile tescillendi. Yol-İş yeni bir olağanüstü kongre ile bu soygunun sorumlularını sendikadan uzaklaştırıp, sendikal mücadeleyi yükseltmeye hazırlanıyor.

2008 yılı Temmuz ayından bu yana tespit edilen yolsuzluklarla çalkalanan Türk-İş'e bağlı Yol-İş Sendikası'nda, yolsuzluk iddialarıyla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın görevlendirdiği Bilirkişi Kurulu incelemelerini tamamladı.

Sayıştay ve Bayındırlık Bakanlığı uzmanlarından oluşan üç kişilik Bilirkişi Kurulu'nun Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Savcılığı'na sunduğu rapora göre, sendikada gerçekleştirilen yolsuzluklar daha önce kamuoyuna yansıyan iddiaların çok ötesinde.

19 Kasım 2009 tarihli Bilirkişi Kurulu Raporu'nda, "Yaptığımız inceleme sırasında muhasebe fişlerinin bir kısmının defterlere kaydedilmediği, bir takım işlemlerin kayıt dışı gerçekleştirildiği, defterlerden bazı yevmiye kayıtlarının çıkarılmış olduğu gibi olgular, usulsüzlüklerin tespit edebildiğimizden çok daha fazla olduğu bir kısım sendika yönetici ve personelinin bu usulsüzlük ve kayıtlardaki düzensizliği organize biçimde gerçekleştirdikleri kanaatine varılmıştır" denilerek Yol-İş Sendikası'nda yıllara yayılan yolsuzlukların organize bir şekilde gerçekleştirildiği belgelendi.

Raporda yolsuzlukların hangi işlemler vasıtasıyla yapıldığı da ortaya kondu. Raporun tespitleri şöyle:

- Şifahi onay süreciyle yoğun harcamalar yapıldığı, tediye fişleri eklerinin, denetim ve takibi mümkün kılacak detay açıklama ve belgeler içermediği,

- Gider belgeleri arasında tarihsiz faturalar bulunduğu,

- Muhtelif açıklamasıyla düzenlenmiş çok sayıda faturanın gider olarak muhasebeleştirildiği,

- Gelirlerin ters katıyla avanslara mahsup edilerek sendika zararına yol açıldığı,

- Kurumsal iş ve işlemlerin izlenmesi gereken muhasebe hesaplarında şahsi altın, bilezik gibi düğün ve gün paralarının izlendiği, şahsi motorlu
taşıtlar vergileri ve trafik cezaları, cep telefonu ve benzeri şahsi alımların muhasebeleştirildiği,

- Şahsi harcamaların şube avanslarından ödendiği.

"Yol-İş'te Neler Oluyor?"
Yol-İş Sendikası'nı 23-24 Ocak 2010'da yapılacak yeni bir olağanüstü kongreye sürükleyen yolsuzluklar ve yolsuzlukların üstünün kapatılması girişimleri, daha önce sendikanın Denetim Kurulu tarafından da tespit edilmişti. Bilirkişi Raporu, hem bu tespitleri doğruluyor hem de yolsuzlukların yeni boyutlarını ortaya koyuyor.

Yolsuzlukları ilk kez tespit eden Denetim Kurulu üyelerinden ve bugün sendikanın Yönetim Kurulu üyesi olan Fahri Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 4 yönetim kurulu üyesi imzasıyla yayınlanan 12 Aralık 2009 tarihli bildiri, Yol-İş Sendikası'nda yaşananlara ışık tutuyor.

Bildiride, yolsuzlukların sendika Denetim Kurulu'nun 17 Temmuz 2008 tarihli raporu ile ortaya çıktığı, ardından Eylül 2008'de 2. rapor ile yolsuzlukların yeni boyutlarının ortaya konduğu belirtildi.

6-7 Eylül 2008'de gerçekleştirilen Olağanüstü Kongre'de yolsuzlukları üzerine gideceğini söyleyerek seçilen bugünkü Genel Başkan Ramazan Ağar ve Genel Sekreter Tevfik Özçelik'in bu sözlerini tutmadıkları belirtilen bildiride, sendikanın Denetleme Kurulu Raporları ile yeni hazırlanan Bilirkişi Raporu'nda iki ismin yolsuzluklara karışmış olduğunun tespit edildiği ifade ediliyor.

Yapılacak Olağanüstü Kongre'de yönetim kurulu üyeliklerine aday olacak olan Fahri Yıldırım (Genel Teşkilatlandırma Sekreteri), Hüseyin Balaban (Genel Başkan Yardımcısı), Aslan Görgöz (Genel Eğitim Sekreteri) ve Şinasi Tüysüz (Genel Mali Sekreter) imzalı bildiride, Yol-İş Sendikası'nın yolsuzluklar nedeniyle işverenler ve hükümet karşısında başını dik tutamadığı ve bu yolsuzlukların esiri olduğu belirtiliyor.

Bu nedenle, üyenin sendikaya olan güveninin yok olduğu ve işçinin örgütlü gücüne sahip çıkmadığı söylenen bildiride, yolsuzlukların üzerine gidilmeden sendikacılık yapılamayacağı, işçinin hakkının aranamayacağı dile getiriliyor.

Tespit edilen yolsuzluklar dudak uçuklatıyor
Sayıştay’da ve Bayındırlık Bakanlığı’nda görev yapmış bir denetçi, bir uzman denetçi ve bir başmüfettişten oluşan ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın görevlendirdiği Bilirkişi Kurulu'nun 111 sayfalık raporunda yapılan tespitler şöyle:

- Başta Ramazan Ağar ve Tevfik Özçelik olmak üzere Yönetim Kurulu üyeleri, Ankara dışına çıkmadan yılın 365 günü yolluk (harcırah) aldılar. Yol-İş’in bu uygulamadan zararı, eski parayla, 456 milyar lira. Bu işlemden, yalnızca Ramazan Ağar 38,5 milyar lira ve Tevfik Özçelik ise 58,9 milyar lira haksız kazanç elde etti. (Bilirkişi Kurulu Raporu, sayfa 56-59.)

- 2003-2008 dönemindeki 6 yıl içinde Yol-İş'in 77 trilyon 438 milyar lirası, “avans” adı altında faizsiz kredi olarak kullanıldı. (Bilirkişi Kurulu Raporu, sayfa 26-31.)

- Bazı yöneticilerin konut kooperatifi taksitleri Yol-İş Sendikası'na ödettirildi. Bu nitelikteki ödemelerin toplamı, eski parayla, 1 trilyon lira. Raporun 52. sayfasında belirtildiğine göre, Yol-İş'e büyük zararlar veren bu yanlış uygulamadan dönemin Genel Mali Sekreteri Ramazan Ağar sorumlu. (Bilirkişi Kurulu Raporu, sayfa 51-52.)

- Çimtaş Tekstil Ürünleri isimli şirketten alınan sahte faturalarla Yol-İş, eski parayla, 203 milyar lira soyuldu. Raporun 53. sayfasında belirtildiğine göre, “gerçeğe aykırı faturaların” kullanılmasından dönemin Genel Mali Sekreteri Ramazan Ağar ve muhasebe müdürü Mahmut Ballıktaş sorumlu. Yine rapora göre, Tek Efe Kırtasiye’den alınan dört fatura ile Yol-İş 89 milyar lira zarara uğratıldı. Bilirkişi Kurulu raporunun 54. sayfasına göre, Yol-İş'in 89 milyar lira zarara uğratılmasından dönemin Genel Mali Sekreteri Ramazan Ağar ve muhasebe müdürü Mahmut Ballıktaş sorumlu.

- Yol-İş'in 6 Mercedes binek arabası, hasarlı oldukları iddiasıyla, 83 milyar liralık kasko değerlerine rağmen, 30 milyar lira karşılığında genel merkez yöneticilerine satıldı. Bilirkişi raporunda, araçların hasarlı olduğunu gösterir bir tespit ya da belgenin, satış kararlarına eklenmediği belirtildi. Ayrıca, araçların değerlerini aynı oranda düşürecek hasarları görmüş olmasının da inandırıcı olmadığı ifade edildi. Araç satışı işleminden Yol-İş'in toplam zararı 364 milyar lira oldu. Bilirkişi Kurulu, “sendika yöneticilerinin gerçek dışı gerekçelerle, bulundukları görevi kötüye kullanarak menfaat temin etmiş oldukları” görüşünde. (Bilirkişi Kurulu Raporu, sayfa 48.)

- Yol-İş Sendikası yöneticilerinin İstanbul’da satın aldıkları 2159 metrekarelik arsa nedeniyle sendikanın uğratıldığı zarar trilyonlarla ifade ediliyor. (Bilirkişi Kurulu Raporu, sayfa 61-76)

Rapora göre, Yol-İş 4 Aralık 2007 tarihinde bu arsayı satın aldı. Bu konudaki Yönetim Kurulu kararı, arsa için, 6,3 milyon ABD Doları karşılığında 7,4 trilyon liranın ödenmesiydi. Yönetim Kurulu’nun kararına göre, arsa için ödenecek miktar, sabit kur üzerinden hesaplanmış biçimiyle, yalnızca 7,4 trilyon lira. Masraflar da eklendiğinde, bu miktar 7,6 trilyon lira olmakta. Ancak Yol-İş bu arsa karşılığında 9,2 trilyon lira ödedi. Yani, Yönetim Kurulu’nun kararına göre 7,6 trilyon lira ödenmesi gerekirken, Yol-İş 9,2 trilyon lira ödedi. Böylece sendikanın kaybı 1,6 trilyon lira oldu. Bu kaybın 1 trilyon 283 milyar liralık bölümünün nereye gittiği bilinmemekte. Geri kalan bölüm ise satıcılar adına tapu dairesine ve vergi dairesine ödendi ve satıcılardan tahsil edilmedi.

Bilirkişi Kurulu’nun çeşitli kuruluşların değerlendirmelerini esas alarak bulduğu ortalamaya göre ise bu arsanın piyasa değeri, 6,3 milyon dolar değil, 3,4 milyon dolar.

Dolayısıyla Yol-İş'in buradaki kaybı da 2,9 milyon dolar günümüz kurlarına göre, yaklaşık 4,4 trilyon lira. Raporda, bu işlemlere ilişkin önceki Yönetim Kurulu üyelerine ilave olarak, muhasebe müdürü Mahmut Ballıktaş’ın da cezai sorumluluğunun bulunduğu ifade ediliyor.

(soL-Haber Merkezi)