Bolivya'da hava döndü ama işler kolay olmayacak

Başkanlık seçimlerini Morales'in partisi Sosyalizme Doğru Hareket'in adayı kazandı. Hava halktan yana dönmüş görünse de, işler Bolivya halkı için kolay değil.

Seren Savacı

Bolivya’da ABD destekli darbenin ardından kendini başkan ilan eden Jeanine Anez’in darbe hükümeti tarafından iki kere ertelenen seçimler 18 Ekim’de gerçekleştirildi. Oyların %52,4’ünü alan Sosyalizme Doğru Hareket'in (MAS) adayı Luis Arce Catacora Bolivya Devlet Başkanı seçilirken David Choquehuanca da Başkan Yardımcısı oldu. İkili 19 Ocak'ta Morales’in bulunduğu Buenos Aires'te MAS üyelerinden oluşan bir komisyon tarafından seçilmiş; daha sonra Bolivya’da Birlik Paktı tarafından adaylıkları onaylanmıştı. 

Bolivya halkı kazananları yakından tanıyor

Bolivya’nın Devlet Başkanı Arce ve Başkan Yardımcısı Choquehuanca, görevini bırakıp ülkeyi terk etmeye zorlanan Morales’in partisinden seçilmiş iki aday olmanın dışında Bolivya halkına uzun yıllar hizmet etmiş isimler. Adaylıkları medyada “yerlilik ve ekonomik istikrar” olarak nitelendirilmekteydi. Bolivya ekonomisinin “değişim süreci” boyunca Morales’in ekonomi bakanı olan Arce, doğal kaynakların ve stratejik sanayilerin kamulaştırılması politikasıyla Bolivya halkı tarafından “ekonomik mucizenin arkasındaki beyin” olarak görülüyor. Başkan yardımcısı David Choquehuanca ise Morales’in ilk dışişleri bakanı ve Arce’den sonra en uzun süre görevde kalan ikinci bakan. Choquehuanca da Morales gibi Aymara yerlilerinden ve ülke çapında yerli hareketler tarafından ezici bir şekilde tercih ediliyor. 

Arce ve Choquehuanca, hükümette dönemlerinin en etkili iki politikası olan ekonomi ve dış politikaya yön verdiler. MAS’ın seçim kampanyasının merkezinde bulunan ve Bolivya halkı tarafından Arce’ye mal edilen ekonomi politikası temelde Bolivya devletine altyapı ve sosyal harcamalara yatırım yapmak için kaynak sağlamak üzere stratejik sanayilerin kamulaştırılmasını içeriyor. Morales’in son başkanlık döneminde Bolivya'da kamulaştırma doğal kaynaklar (doğal gaz, madencilik, lityum), telekomünikasyon (Entel), havaalanları, ulaşım (BOA havayolları, Teleferico) sektörlerinde gerçekleştirilmiş ve çimentodan kâğıda çeşitli sanayilerde devlete ait fabrikalar oluşturulmuştu. Bolivya'nın darbeden önce henüz uygulamaya başladığı bir başka ekonomi politikası ise, doğal kaynakların hammadde olarak ihraç edilmesi yerine işlenip ihraç edilmesini öngörmekteydi. Amaç, ucuz hammadde ihracatına bağımlı Bolivya ekonomisinin bu konumunu değiştirmek, lityum ve doğalgaz gibi kaynakların yüksek katma değerli ürünler halinde ihraç edilmesini sağlamaktı. Darbe hükümetiyle birlikte bu politikalar rafa kalktı. 

Choquehuanca’nın dışişleri bakanı olduğu dönemde yine Bolivya halkının çıkarlarını gözetecek şekilde ABD üslerinin kapatılması, ABD büyükelçisinin sınır dışı edilmesi ve Bolivya'nın Gazze’yle dayanışmasını göstermek üzere İsrail vizesini kısıtlaması gibi kararlar alınmıştı. Ayrıca Venezuela ve Küba’yla dayanışma da bir dış politika kararı olarak bu dönemde benimsendi. Bolivya’da darbeci Anez hükümeti ise birkaç ay içinde, ABD ve İsrail ile diplomatik ilişkileri yeniden kurdu, ALBA'dan çekildi, Juan Guaido'yu Venezuela 'başkanı' olarak tanıdı, Küba’yla bağları kesti. Bolivya halkı, ABD destekli darbeyle, üçüncü kez seçtikleri MAS hükümetini kaybetmiş oldu. 

IMF'ci eski başkan yüzde 31 aldı

Seçimde MAS adayından sonra en çok oyu alan ikinci aday Yurttaşlar Birliği’nden (CC) Carlos Mesa oldu. Oyların yüzde 31,5’ini alan Carlos Mesa, Bolivya’nın Morales’ten önceki devlet başkanıydı. Morales’in başkan olduğu 2006 seçiminden önce istifa konuşması sırasında Carlos Mesa, Bolivya ekonomisinin artık devletin en temel işlevlerini bile yerine getirmeye gücünün olmadığını, IMF ve diğer batılı kurumların “yardımları” sayesinde kamu sektörü maaşlarının nasıl ödendiğini anlatmıştı. Bolivya’da yıllık yüzde 27 binin üzerinde olan enflasyon oranını düşürmek için IMF’yle masaya oturan Carlos Mesa, sonunda halkın yüzde 60’ından fazlası yoksulluk sınırının altında yaşamaya çalışırken IMF’ye minnettar olduğunu söyleyerek istifa etti. Bu yoksulluk oranı Morales’in başkanlığının son yılında yüzde 34’e düşürülmüştü.

ABD şimdilik kabullenmiş görünüyor

ABD’de ana akım medya, seçimden ilk sonuçlar gelmeye başladığında sosyalistlerin adayının seçimi kazandığını duyurdu. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, resmî sonuçların beklendiğini; ancak Başkan Trump ve ABD’nin Bolivya halkının seçtiği kişi ile çalışmayı dört gözle beklediğini söyledi. “Bolivya'da ve tüm bölgede demokrasiyi, insan haklarını ve refahı teşvik etmeye devam edeceğiz,” dedi. Bu açıklamayla paralel olarak ABD medyasında da, ABD’nin Bolivya’ya sadece adil bir seçim ortamının sağlanması amacıyla müdahale etmiş olduğu iddia edildi. Bu müdahalenin de ne kadar yerinde olduğunu anlatmak için Wall Street Journal, Morales 2019 yılında seçildiğinde ülkede bir kaos olduğunu ancak Pazar günkü seçimde, asker ve polisin sokaklarda devriye gezdiği sırada Bolivya’nın ne kadar barışçıl olduğunu yazdı. Bir önceki seçimin aksine ülkenin her yerinde seçmenlerin oy kullanmak için sıraya girdiği, çoğunun koronavirüse karşı korunmak için maske taktığı birer başarı olarak öne sürüldü. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklama gibi ABD medyası da şimdilik Arce’nin zaferini olgunlukla karşılamış gibi davranıyor. Jeanine Anez de benzer şekilde Twitter’dan Arce’nin zaferini kutladı. 

MAS hareketi halkın desteği ile darbecileri dize getirmiş görünüyor. ABD'nin göreli sessizliği ise yaklaşmakta olan seçim nedeniyle olabilir, zira bu başarısızlığı öylece sindirmek de ABD için kolay olmayacaktır. Nitekim Pompeo da seçimlerden kısa bir süre önce, "seçim sonuçları ne olursa olsun, Bolivya ve bölgede demokrasi ve insan haklarını geliştiren bir başkanla çalışma isteriz" diyerek, bölgeye ilgilerinin süreceğinin ipucunu veren bir açıklama yapmıştı. 

ABD meselenin peşini "şimdilik" bırakmış görünüyor. Fakat kaynakları ve uluslararası bağlantıları da düşünüldüğünde Bolivya'nın üzerinde emperyalizmin gölgesi dolanmaya devam edecektir.

İşler kolay olmayacak

Bolivya halkının bu seçimde, kamucu politikalarıyla ülkeyi borç batağından kurtaran, daha önce zaten seçmiş oldukları halde ABD destekli darbe nedeniyle başkanlığı bıraktırılan Morales’in partisi MAS ile en güçlü rakibi olan ve ülke ekonomisini IMF’ye teslim edip halkı yoksulluk içinde bırakan Carlos Mesa arasında kalması pek olası değildi. Özellikle Anez hükümetinin Mayıs ayında yapılacağı açıklanan seçimleri salgın nedeniyle iki kere ertelemiş olması, bu seçimi ABD destekli herhangi bir partinin kazanamayacağının öngörülüyor olduğunu gösteriyordu. Bolivya halkı ise seçimlerin bir kere daha ertelenmesi gündeme getirildiğinde sokaklara çıktı ve bir ertelemeye daha izin vermeyeceklerini gösterdi.

Bolivya’nın yeni hükümetini salgın nedeniyle ekonomik krizin etkisinin arttığı bir ülke bekliyor. Arce, teşvik politikasını vatandaşlara genişleterek iç talebi artırmaya ve böylece üretimi yeniden canlandırarak salgının etkilerini hafifletmeye söz verdi. Arce ve Choquehuanca’nın işi kolay olmasa da Bolivya halkı gerek seçimlerin ertelenmesine karşı tepkisi gerek ilk seçim sonuçlarının gelmesiyle yaptığı kutlamalarla MAS’ın tüm zorluklara rağmen halkın yanında olacağına inandığını gösterdi. Morales’i destekleyen halk, MAS’ın Bolivya’yı ekonomik krizden çıkaracağına inanarak hareketlerine sadık kaldı.