Aydın halkının santral kâbusu bitmiyor: Kapitalizmin gerçek yüzü

Aydın halkı 30 yıldır enerji santrali kâbusunu yaşıyor. Aktif olarak çalışan 59 enerji santralinin bulunduğu, 12'sinin de lisanssız olarak çalıştığı Aydın'da özellikle jeotermal enerji santralleri sulara, toprağa ve halkın sağlığına zarar veriyor.

Serhat Yılmaz

Aydın halkı enerji santralleri kâbusu yaşıyor. 

Yaklaşık 30 yıldır jeotermal faaliyetlerin bulunduğu Aydın'da aktif olarak çalışan 59 enerji santrali mevcut. Bu santrallerin 12'si lisanssız olarak faaliyet gösteriyor.

Sulara, toprağa ve tarıma zarar veren santral faaliyetleri nedeniyle, bazı bölgelerde tarım yapılamaz duruma geldi. 

Aydın'da yoğun olarak yapılan enerji üretiminin en büyük nedenlerinden biri Menderes Graveli'nin jeolojik yapısı. 

Jeotermal enerji kabusu her geçen gün büyüyor

Aydın'daki 59 santralin 37'si jeotermal enerji santrali. 12 jeotermal enerji santrali ise ön lisans alarak, kurulma aşamasına geçmiş durumda.

Ayrıca yapılması planlanan jeotermal santraller de mevcut. Geçtiğimiz yıl yapılan ihalelerle, planlanan santrallerin kurulacak alanları Kızılcaköy, Dereağzı, Gerenkova Köyleri'ni, İncirliova İlçesi'nin tepelerini, Işıklı ve Osmanlı Köyleri'ni kapsayan, geniş sahalar olarak belirlendi. Aydın'ın birçok noktası, Aydın'ın merkezi de dahil santral alanı olarak belirlenmiş durumda. 

Zehirli su toprağı, bitkileri etkiliyor

Aydındaki enerji faaliyetleriyle ilgili soL'a konuşan Aydın Çevre ve Kültür Platformu Yönetim Kurulu Üyesi, enerji faaliyetlerinin toprağa ve suya verdiği zararı, ''Termal su ile jeotermal suyu köken olarak aynı olmasına karşın birbiri ile karıştırmamak gerekiyor. Aydın'ın toprak yapısı, bor ve nikel gibi ağır metaller içeriyor artık ve bu su yere çıktığında aslında zehirli su haline geliyor. Bu su otomatik olarak hem Büyük Menderes'i hem de çevreyi kirletiyor. En büyük risk de hidrojen sülfürü dediğimiz gaz çıkışı ve karbon emisyonu. Ve kullandıkları sistem kirliliği kontrol edebilecek düzeyde değil'' sözleriyle dile getirdi. 

Tek dertleri elektrik satmak

ÇED raporlarında dışarıya hiçbir şekilde sızıntı olmadığının söylendiğini de ifade eden Yönetim Kurulu üyesi, ÇED raporunda yer alan ifadelerin doğru olmadığını söyledi. ''Yerden 150 °C'de basınçlı su çektiğiniz zaman bunu yavaş yavaş çekmeniz lazım. Buradaki şirketlerin kar hırsından dolayı daha fazla çekmeye çalışıyorlar. Enjeksiyon dediğimiz sistem pahalı olduğundan bu sistemi kullanmıyorlar. Bunu hunharca yaptıkları için basınçlı su geldiğinde oraya egzoz bacaları koyuyorlar ve havaya salınım yapıyorlar. Bu salınımı sürekli yapıyorlar. Böylece kaynakları tüketiyorlar. Şirketlerin, ÇED raporlarında hava ve gaz emisyonları yönetmeliğine uyacaklarını söylüyorlar. Ama uymuyorlar'' diyen platform yöneticisi, Aydın'daki enerji şirketlerinin terk derdinin, devlet teşviklerinden yararlanarak daha fazla elektrik satmak olduğunu dile getirdi.

'Bilimsel çarpıtma yapılıyor'

Bölgede enerji çalışmalarında bilimsel çarpıtma yapıldığını öne süren platform yöneticisi, ''Germencik İlçesi'ndeki birçok zeytin ağacı ölmüş durumda. Havzada ise toprak, su ve bitki örneklerine bakıldığında nikel ve bor oranın dört kat arttığı görülüyor. Bu konuda da yetkililer bir adım atmıyor. Düzenlenen bir raporda zeytinlerde ağır metal bulunmaz ifadesi yer almıştı. Biz Aydın'la alakası olmayan yerlerde yapmadık ki bu ölçümleri. Burada bilimsel çarpıtma yapılıyor. Balıklarda ağır metal tespit ettik örneğin. Bor, nikel, lityum veya arsenik tamamen jeotermal kaynaklıdır bu havzada. Su kalitesi değişiyor'' ifadesini kullandı.

Hukuki mücadele girdap gibi

Verilen hukuki mücadeleyi ''Bir yerden tıkasanız, öteki taraftan çıkıyor'' diyerek anlatan platform yöneticisi, ''Bölgeyi koruyan iki yasa var. Birincisi Toprak ve Arazi Kullanım Kanunu, ikincisi Zeytinciliğin Islahı ve Aşılaştırılması Kanunu. Bu kanunun 20. maddesi diyor ki, zeytinlik alana üç kilometrelik mesafede hiçbir şekilde zeytine zarar verecek herhangi bir tesis kurulamaz. Biz bunlara dayanarak davalarımızı kazanıyoruz ama o kadar çok ki. Örneğin Kepsaş diye bir şirket var bölgede. Dava açıyorsunuz, kazanıyorsunuz, kazanıyorsunuz, kazanıyorsunuz, adamın lisansını iptal ettirmişiz. Aynı ruhsat için farklı isimlerle başvuru yapıyor. Böylece köylüyü yıldırmaya çalışıyorlar.  Bir vatandaş bir ev yapmaya kalksa bir yıl bekler izin alabilmek için. Bu şirketler ruhsat da almıyor. Arkalarındaki belli ki devlet var.  Mesela bir ailenin bir şirkete açmış olduğu bir dava var. Bu dava sürüyor. Şirketin üretim lisansı iptal edildi. Ama şirket hala çalışmaya devam ediyor, dava sonuçlanmadığı için. Çünkü siz üretim lisansını iptal ettirdiniz ama 2016 yılında tekrar üretim lisansı almış. Bir yeri tıkasanız öteki taraftan çıkıyor. Çıkartıyorlar çünkü para var. Para ile halkın sağlığını hiçe sayıyorlar'' sözlerini sarf etti.

'Vahşi kapitalizmi yaşıyoruz'

Alanda örgütlü mücadele verildikçe kazanım elde edilebildiğini söyleyen Aydın Çevre ve Kültür Platformu Yönetim Kurulu Üyesi, Covid-19 nedeniyle alanlara çıkamadıkları için şirketlerin yeniden faaliyetlere başladıklarını söyledi. Yönetim kurulu üyesi, ''Pamukören'de, Kuyucular'da, Kızılcaköy'de direniş alanları var. Covid-19 sürecinde halkın dışarıya çıkamamasını fırsat bilerek pervasızlaştılar. Kuyucular'da biz faaliyeti durdurmuştuk direnerek. Ama biz sahaya çıkamadığımız için şu an şirket orada faaliyet yürütüyor ne yazık ki. Burada vahşi kapitalizmi yaşıyoruz. Halk, bu faaliyetleri istemiyor ama halka rağmen yapılmaya devam ediliyor. Hükümet yetkilileri genelde ikna çabasındalar. Toplum içinde muhalifler var ama bunu bir şekilde sönümlendirmeye çalışıyorlar. İnsanları parayla ikna etmeye çalışıyorlar. Halka her türlü baskı uygulanıyor.
Ama biz alanda mücadele ettiğimiz zaman bir şeyler kazanıyoruz. Halkın tepkiselliği politik durumla alakalı, halkın örgütlenme isteği ile alakalı'' ifadelerini kullandı. 

Maden şirketleri de talanın peşinde

Bölgede sadece enerji şirketleri faaliyet göstermiyor. Maden şirketleri de Aydın'ın dağlarını talan ediyor.
Aydın'daki Madran Dağı'nda çevre ve doğa talanına imza atan maden şirketleri çalışıyor. Hafriyatlarını su kaynaklarının bulunduğu alana döken maden şirketi, ağaç kesimleri yapıyor. 

Ayrıca Madran Dağında,  tarih öncesinden kalma kaya resimleri bulunmuştu.

Antik kent santral kıskacında

Aydın'ın Karacasu İlçesi Geyre yakınlarında bulunan ve tarihi M.Ö. 5.000’lere dayanan Afrodisias antik kentinin 3 kilometre uzağında Amadeus Resources Enerji Tic. Ltd. Şti tarafından jeotermal enerji santrali yapılıyor. 
Ayrıca Afrodisias antik kentinin kuş uçumu 23-24 kilometre uzağına Avdan Madencilik AŞ. tarafından termik santral inşa ediliyor. 
Afrodisias antik kenti 2017'de UNESCO Dünya Miras Listesi'ne kaydedilmişti.