'Amerikan Rüyası' tel tel dökülüyor... Zenginlerin serveti arttı, yoksullar el yıkayacak su bulamıyor

ABD'de salgın sırasında halkın sağlığı riske atılarak 'borç' nedeniyle binlerce evde su kesintisi yapılırken, bölge yetkilisi, 'Diğer ABD şehirlerinin aksine hiçbir Detroitli evlerini faturaları ödeyemedikleri için kaybetmeyecek' diyerek su kesintilerini savunuyor. Salgın döneminde 22 milyon kişinin işsiz kaldığı ABD'de, zenginlerin serveti yüzde 10 daha arttı.…

DIŞ HABERLER

ABD’nin Michigan eyaletine bağlı Detroit şehrinde salgın sürecinde su faturası borcundan dolayı kesintiler tepki çekerken, Şehrin Sular Müdürlüğü Başkanı Gary Brown'ın kendilerini savunmak için söylediği sözler en az kesintiler kadar dikkat çekti: "Diğer ABD şehirlerinin aksine hiçbir Detroitli evlerini faturaları ödeyemedikleri için kaybetmeyecek...

ABD'de salgının en büyük yıkıma neden olduğu New York'ta Evsiz Hizmetleri Birimi verilerine göre, kentte 70 binden fazla evsiz yaşıyor.

ABD'de halk için tablo giderek kötüleşirken, salgın döneminde 22 milyon kişi patronlar tarafından işten çıkarıldı. Aynı süreçte patronların serveti katlanmaya da devam ederken, milyarderlerin net servetleri 282 milyar dolar arttı.

Su kesintileri yeni değil, ölümlere dahi neden oldu

ABD'nin su kesintilerinin merkezinde şu sıralar Detroit bulunuyor.

ABD’de Michigan eyaletinin en büyük şehirlerinden ve aynı zamanda koronavirüs vakalarının en çok görüldüğü şehirlerden olan Detroit’te yaşayan bir kişi bu durumu; "Bu dönem çok stresli geçti ancak kendi el dezenfektanımı yaptım'' diyerek anlatmıştı. Su kullanamadığını söyleyen vatandaş, çocuklarını koronavirüsten korumak için aloevera ve alkol kullandığını eklemişti.

Yüksek sayıda koronavirüs vakaları Detroit şehrinin suların kesik olduğu mahallelerinde görülüyor. Çünkü salgından korunmak için en temel ihtiyaç olan suya erişimin olmaması insanları virüse karşı korumasız bırakıyor.

Geçtiğimiz yıllara bakıldığında, su krizinin ABD’de koronavirüs salgını sırasında ortaya çıkan bir durum olmadığı görülüyor. Birkaç yıl önce Michigan eyaletine bağlı başka bir şehir olan Flint’de de, içme suyu kaynaklarının değiştirilerek su hizmetlerine ayrılan bütçeden tasarruf edilmeye çalışılması borularda kullanılan kurşun maddesinin içme sularına karışmasına neden olmuştu.

Bu durum birçok ciddi hastalık ve ölümlere yol açmıştı.

Flint’te başlayan bu su krizi tüm ülkede içme sularının güvenilirliğini tartışma konusu haline getirmişti. Hem devlet kurumları hem çeşitli üniversiteler şehirlerdeki su altyapılarını ve içme suyu kalitesini inceleyen araştırmalar gerçekleştirmeye başlamıştı.

Detroit şehrinde ise su krizi 2014 yılında başlamıştı.

Eski bir sanayi kenti olan Detroit 1990’lardan itibaren ekonomik olarak gerilemeye başladı. Bu gerileme ABD’nin en kalabalık şehirlerinden biri olan Detroit’in demografik yapısını da ciddi anlamda değiştirdi. Şehirde yoksulluk ve işsizlik oranları çarpıcı bir şekilde yükseldi. 2008’de başlayan ekonomik krizden de etkilenen şehir 2014’te su krizi ile anılmaya başlandı.

Ekonomik kriz nedeniyle 2013’te iflas eden Detroit Belediyesi açığını kapayabilmek için 2014 başında su faturası borcu olan 80 bin hanenin 18 bininin sularını kesti

Böyle bir kriz döneminde su vergilerindeki yüzde 119 oranında artışın arkasında su hizmetlerinin özelleştirilmesi planı olduğu düşünülüyordu.

Detroit’te yükselen gerilim, su kesmek için gelen kamyonların sevk edildiği tesise yapılan binlerce kişilik yürüyüş ile sokaklara taştı. “Bankaların borcu kapatılıyor, bizim suyumuz kapatılıyor” diye slogan atılıyordu. Detroit’te sendikaların da dahil olduğu Water Brigades (Detroit Su Tugayları) hareketi kitlesel gösteriler yaparak su kesintilerini durdurdu.

Görünen o ki şehirde, aradan geçen yıllar ve koronavirüs salgını herhangi bir şey değiştirmemiş. Salgın ortamının ortaya çıkardığı ekonomik daralma ve kriz yine faturanın halka kesilmesine yol açıyor.

Şehrin Sular Müdürlüğü Başkanı Gary Brown ise dün konuya ilişkin, en azından kentte kimsenin ödenmemiş faturalar yüzünden evinden çıkarılmadığını söylemiş, Detroit şehrinde yaşayan vatandaşların evlerinden atılmadıkları için şanslı olduklarını ima etmişti.

Başkan, "Diğer ABD şehirlerinin aksine hiçbir Detroitli evlerini faturaları ödeyemedikleri için kaybetmeyecek. İnsanların %92'si faturalarını zamanında ödüyor. Ödeyemeyen %8'in büyük bir rakam olduğunu söylemiyorum, 18 ila 20 bin arasında insan fatura ödemekte zorlanıyor'' demişti.

Yani aslında Detroit’in aksine ülkenin diğer eyaletlerinde ve şehirlerinde koronavirüs salgını sürecinde evinden atılan pek çok kişi var.

ABD rüyası...

ABD'de en fazla evsiz, ülkenin en büyük metropolü ve dünyanın en zengin kentlerinden New York'ta bulunuyor. 

New York Evsiz Hizmetleri Birimi verilerine göre, 8 milyondan fazla nüfusa sahip kentte 70 binden fazla evsiz yaşıyor. Kentte koronavirüs için test kitlerinin hâlâ yetersiz olduğu, evsizlerin virüsten korunma noktasında pek çok açıdan daha dezavantajlı olduğu çok açık.

Birçok evsiz vatandaş ülkenin çeşitli şehirlerinde hâlâ metrolarda uyumaya devam ediyor.

Yine geçtiğimiz haftalarda ABD’nin kumarhaneleriyle meşhur kenti Las Vegas’ta bir otopark, evsizler için sığınağa dönüştürülmüştü.. Sosyal mesafenin korunması için ise yere kutular çizilmişti.

Las Vegas’taki iki evsiz barınağından biri olan, 500 yatak kapasiteli Katolik Hayır Kurumu’nda kalan bir evsiz vatandaşın koronavirüs testinin pozitif çıkması üzerine barınak yetkililer tarafından kapatılmış ve  barınakta kalan diğer evsiz vatandaşlar ise belediye yetkilileri tarafından oluşturulan otopark barınağına yönlendirilmişti.

Bu uygulama sosyal medyada fazlaca tepki çekmiş, konuya eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde Konut ve Kentsel Gelişim Sekreteri olarak görev yapan eski San Antonio Belediye Başkanı Julian Castro'dan da sosyal medya üzerinden tepki gelmişti. Castro, “Evsizliğin suçlulaştırılmasından sonra Las Vegas, evsizleri beton ızgaralara koyuyor. Vegas’ta şu an kullanılmayan 150 bin otel odası var. Kamu-özel sektör işbirliği yaparak bu insanları orada ağırlayamaz mı?” demişti.

Pek çok açıdan ABD’nin salgından en derinden etkilenen ülke olduğu görülüyor.

Ücretsiz yemek yardımı talebinde yüzde 98'lik artış

Ülkede Covid-19 salgını nedeniyle yiyecek sıkıntısı çeken ABD’liler ücretsiz yiyecek dağıtımı yapılan gıda bankalarının önünde uzun kuyruklar oluşturmaya devam ediyor. Ücretsiz yemek dağıtımından yararlanmak isteyen ABD’lilerin sayısında Covid-19 salgınıyla birlikte yüzde 98’lik bir artış yaşanmış durumda.

22 milyon kişi işini kaybetti, zenginler servetini artırdı

Ülkede yaklaşık 22 milyon kişi işini kaybetmiş durumda.

Aynı dönemde Amerikan milyarderlerinin net servetlerinin ise yüzde 10 ya da 282 milyar dolar arttığı belirtildi.

Fast Company’nin haberine göre bahsi geçen kişilerin net servetinin halihazırda yaklaşık 3,3 trilyon dolara ulaştığı aktarıldı.

https://www.suhakki.org/2016/05/abdde-su-krizi-buyuyor-detroitte-su-kesintileri/