Küba: Herkes İçin Spor

1959 yılındaki Devrimin zaferi ve sosyalizmle birlikte Küba’da spor farklı bir şekilde ele alınmaya başlandı. Bu farklılığı görebilmek için önce devrim öncesi Küba’da spora bakmak gerekir.

Devrim Öncesi Spor
1800’lerin başından itibaren adada spor yaşamın önemli bir parçası ancak 1900’lerin ortasına kadar profesyonel ve amatör beyzbol, boks ve üniversitelerle özel kulüplerde yapılan amatör etkinliklerden ibarettir. Koloni döneminde horoz dövüşü, boğa güreşi ve at yarışı yapılmaktaydı. Halen Küba’da en popüler spor olarak nitelenebilecek beyzbol ise adaya 1860’da ABD’ye üniversite okumak için giden öğrenciler tarafından getirilir. Beyzbol takımlarının kurulup profesyonel ligin oluştulması ise 1870’i bulur. Bu spor diğer Latin Amerika ülkelerine de Kübalılar tarafından taşınır. Devrimden önce, ABD takımlarında diğer tüm ülkelerden daha fazla Kübalı oyuncu yer alır.

Bu döneme devrimci bir gözle baktığımızda, sporun kapitalist düzen sebebiyle ayrımcı olduğunu görürüz, bir hak değil ayrıcalık. Fidel, sporun devrim öncesinde zenginler için bir eğlence ve iş kaynağı olduğunu söyler. O dönemde Küba’nın kapitalizm ve profesyonellik sebebiyle beyzbol dışındaki tüm spor dallarında başarısız olduğunu görürüz. Sporcular meta olarak görülür. Atletler alınıp satılan birer mal haline gelmiş, spor ise kumar ve uyuşturucu ile çürütülmüş durumdadır.

Devrimin Getirdikleri
Marksist yaklaşım, insan davranışını aklın belirlemesi gerekse de ne zihnin ne de bedenin daha önemli olmadığını, insanın bir bütün olarak düşünülmesi gerektiğini vurgular. Bunun için aklın ve bedenin eşit olarak gelişmesi gerektiğinden yola çıkılarak sosyalist ülkeler sporu önemserler. Kübalı liderler de spora bu bakış açısıyla yaklaşırlar. Küba devrimi sporun elitizmi ve anti-kollektif fikirleri desteklediğine karşı çıkar. Aksine, Kübalılar sporu sağlık ve disiplin açısından yararlı görmekle kalmayıp yeni komünist insanın oluşturulmasında etkili bir etkinlik olarak benimserler. Sporun toplum üzerindeki etkilerini onun doğasının değil, ele alındığı bağlamın belirlediğini savunurlar ve Küba sporunu profesyonelliğin yerini amatörlüğün, sömürünün yerini eşitliğin ve elitizmin yerini kitlesel katılımın aldığı yepyeni bir çerçeveye oturturlar.

Bu amaçla ilkin 1961 yılında INDER – Istituto Nacional de Deporte, Educacion Fisica y Recreacion (Ulusal Spor, Beden Eğitimi ve Rekreasyon Enstitüsü) kurulur ve 5 temel prensip etrafında kurgulanan bir katılım kampanyası başlatılır:
1. Ayrıcalıklı sporların kaldırılması, atletizm etkinliklerinin sportif bir elite sınırlanmasının kaldırılması
2. Eşit erişime dayalı bir seçme sisteminin kurulması
3. Takım yerine bölgesel aidiyetin vurgulanması
4. Spor yönetiminin bütünleştirilmesi
5. Mevcut etkinliklerin çeşitlendirilmesi

1966 yılında çalışma kanunuyla “işçilerin eğlenmeye zaman ayırmaları”nın garanti altına alınmasının ardından 1967 yılında her türlü sportif etkinliklere katılım ücretsiz hale getirilir. Küba devletinin temel ideolojik sözü “her Kübalının sportif etkinliklere erişiminin sağlanması” ise 1976 anayasasında 3 madde ile garanti altına alınacaktır:
– Madde 8: Halkın gücü olarak ve halk için kurulmuş sosyalist devlette hiç kimse eğitim, kültür ve spor erişiminden mahrum bırakılamaz.
– Madde 38: Devlet, her tür beden eğitimi ve sporu eğitimin ve vatandaşların bütünlüklü gelişimine katkı sağlamanın bir parçası olarak teşvik eder, körükler ve geliştirir.
– Madde 51: Herkes beden eğitimi, spor ve eğlence hakkına sahiptir. Bu haktan yararlanma beden eğitiminin öğretim ve uygulamasının ulusal eğitim sistemine dahil edilmesi ve geniş kapsamlı olanakların ve öğretimin insanların hizmetine sunulması ile sağlanır. Bu sayede spor ve eğlence kitlesel olarak gerçekleştirilebilir.

Kübalılar sporu disiplin ve kararlılığı öğrettiği için devrimin gelişmesinde değerli bir etkinlik olarak görürler. Sporun sistematik olarak yapılması kişiliğin ve engelleri aşmak için gereken güçlü bir karakterin oluşmasına yarar sağlar. Fidel, “Spor disiplin, eğitim, sağlık ve iyi alışkanlıklar geliştirmenin bir yoludur. Spor kötülüklerin panzehiridir.” demiştir.

Tüm bu yaklaşımların sonucunda spor, eğitimin vazgeçilmez bir parçası olarak da ele alınacaktır. Bu yaklaşım sayesinde özel spor okullarında bile yetenekli atletler yalnızca spora konsantre olmak yerine öğrenim görmek ve çalışmak zorundadırlar. Küba’nın spor konusunda ideolojik duruşu Fidel’in “bir şampiyon atlet iyi bir öğrenci, iyi bir işçi ve iyi bir devrimci olmadıkça bir şampiyon değildir” sözüyle özetlenebilir.

Kübalı şampiyonlara baktığımızda kendilerinin her durumda birer çocuk, kardeş, eş, öğrenci, anne/baba, arkadaş, işçi, çiftçi, devrimci ve de sporcu olarak övüldüklerine tanık oluyoruz. Ünlü ciritçi Maria Caridad Colón ve 400, 800 metre koşucusu Alberto Juantorena Danger bunlara örnektir.

Toplumsal Dönüşümün Aracı olarak Spor
Kübalı liderlere göre spor, komünist insanın alçak gönüllülük, kardeşlik, enternasyonal ve kollektif anlayış gibi özelliklere sahip olmasını sağlayacaktır. Spordan kar elde edilmesinin önüne geçilmesi, yani profesyonelliğin yerini amatörlüğün alması ve sportif etkinliklere erişimin ücretsiz hale getirilmesi, yalnızca sporun kendisi için değil, komünist toplumun kurulması için de değer taşımaktadır. Granma Yayın Kurulu’nun “Bizler, kitlelerin katıldığı temiz ve saf bir spor istiyoruz. Sportif etkinlikleri komünist toplumu kurmak yolunda bir araç olarak destekliyoruz.” sözüyle sporun toplumsal dönüşümdeki yerini ifade ederler.

Eğitim ve spor, Küba Devriminin merkezindeki yeni insanı yaratmak konusunda temel bir rol üstlenir. Küba’da “boş zaman” insanların gelişiminde hayati önem taşımaktadır. Marx’a göre “eğitim, entellektüel gelişim, sosyal fonksiyonların yerine getirilmesi, sosyal ilişkiler ve fiziksel ve entellektüel egzersiz” için harcanan boş zaman, “komünist bir toplumda yaşama yeteneğine sahip yeni insanın sosyal yönünü oluşturmak için bir araç olacaktır”. Bunun için adanın en iyi atletleri ideolojik bilinçleri açısından topluma örnek olmak durumundadır. Kübalı bir beyzbolcu olan Alarcon ülkesini terk edeceği söylentilerine karşılık şöyle der: “Bir gün Küba’yı terketmem söylenirse, bu ancak Latin Amerika’da bir gerilla olacağımdandır.”

Bütünlüklü gelişim ve yeni insanın oluşturulmasındaki rolü dışında spora, Küba halkının sağlık ve mutluluğu için de önemli bir fonksiyon atfedilmiştir. Grup halinde sportif etkinliklere katılmanın sosyal olarak uyumluluğu doğurduğu, kişiye daha derin rüya ve uyku sağladığı, kaygıyı azaltıp rehabilitasyonu kolaylaştırması sebebiyle spor, aynı zamanda zihinsel hastalıklar için bir rehabilitasyon aracı olarak da görülmüştür.

Devrimin Kurtardığı Sporcular
1910 doğumlu ünlü boksör Eligio Sardinas kendi ülkesinde yüzlerce amatör ve 20 kadar da profesyonel karşılaşmadan sonra 1928’de New York’a gider. 10 yıllık kariyerinde pek çok şampiyonluk elde eder, 1959’da Boks Ünlüler Salonu ödülünü kazanır, milyon dolardan fazla para kazanır ancak tüm parasını kaybeder ve alkolik bir şekilde hapse atılır. Kapitalist sistem onu sonuna kadar sömürmüş ve bedensel ve ekonomik olarak harap etmiştir.
Ancak Küba halkının zaferiyle sosyalizm kurulduktan sonra ülkesi için büyük anlamı olan “Çikolata Çocuk ”un kendisi ve saygınlığı kurtarılabilmiştir.
Küba’nın saygınlığını tekrar kazandırdığı tek sporcu o değildir. Uyuşturucu bağımlısı olan ünlü Arjantinli futbolcu Maradona da Fidel’in girişimiyle hayata döndürülenler arasındadır.

Uluslararası Alanda Küba Sporu
Devrimden sonra verdiği yeni anlamla sporu toplumsal hayatın bir parçası haline getiren Küba’nın uluslararası alanda “başarı”larının hızla arttığını görürüz. Spor alanında uluslararası bir organizasyon olarak Olimpiyatlara baktığımızda, katılmadıkları 1960 Roma, 1984 Los Angeles ve 1998 Seul Olimpiyatları dışında Kübalı sporcuların ülkelerine giderek daha fazla madalya götürdüklerini görürüz (Şekil 1). 11 milyon nüfusuyla Küba, sporcularının aldığı madalyalarla bu alanda dünyanın sayılı ülkelerinden biri olmuştur.

Şekil 1. Kübalı sporcuların Olimpiyatlarda kazandıkları madalyalar.

Küba’nın olimpiyat madalyalarını nüfusuna oranladığımızda çok daha çarpıcı sonuçlarla karşılaşırız. “Küba: Her 1 milyon kişi için 7,5 madalya, ABD: 0,7”. Nüfusundan kaynaklı sınırlı yetenek havuzuna rağmen Küba kendisini bir spor gücü olarak ispatlamıştır.

Bu gelişmenin ilginç yanı sporda başarı ölçütünün uluslararası yarışmaların sonuçlarıyla, kazanılan madalyalar ya da ulaşılan zaferlerle değerlendirilmediği bir bağlamda gerçekleşmiş olmasıdır. Tüm bunlar Küba’da sporun yeniden ele alınışının sonucudur. Ana hedef her zaman halkın sportif etkinliklere daha geniş katılımıdır. Evrensel “başarı”lar, toplumun genel sağlığı ve içindeki potansiyelin harmonik bir şekilde açığa çıkarılıp geliştirilmesinin bir sonucu olarak elde edilecektir.

Küba devleti kitlesel katılımı sağlarken olimpiyat felsefesinde de yer alan piramit teorisinden de esinlenir. Ancak kapitalist ülkelerdeki uygulanışından farklıdır. Küba’da piramit sistemi yerelden ulusal düzeye doğrusal olarak ilerleme ile birleştirilmiştir. Herkesin spora erişiminin garanti altına alınmasıyla sağlanan “kitlesel katılım dünya çapında atletler üretecektir” ve “uluslarası başarı daha fazla katılımı özendirerek” Küba’da sporun yaşamın bir önemli bir parçası olmasını sağlayacaktır.

Ünlü atlet Juanterona’ya göre “Devrim diğer herşey gibi spor alanındaki başarılarımızın da kaynağıdır. Devrim sağlık ve tesis gibi bunun için gerekli her türlü koşulu var etmiştir”.

Bitirirken
Spor, özveri ve irade gerektirir, sağlıklı bir toplum yaratır. Kimilerine göre Küba, sporu geleceğini inşa etmek için kullanıyor. Ancak kitlesel spor Kübalıların akıl ve vücutlarını ilerletmekle kalmıyor. Küba, tüm spor dallarında başarı sağlayarak dünyaya devrimci sosyalist bir toplumun, “geleceğini yönetmeye başladığında” ve “kazanmaya hazır olduğunda” neler başarabileceğini gösteriyor.
Vamos bien!

Eylem Elif Maviş

Kaynaklar
• Ideology of Cuban Sport – Geralyn Pye
• Sport and Latin American History: An Overview – Joseph L. Arbena
• Sport and Revolution: The Continuing Cuban Experience – Joseph L. Arbena
• Cuba – Richard V. McGehee
• Sport in Cuba – Paula J. Pettavino
http://www.sports-reference.com/olympics