Bugün Dünya Basın Özgürlüğü Günü: 100’e yakın tutuklu gazeteci ve sansür kuşatması…

Bugün 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü… Türkiye basın özgürlüğü gününü tutuklu gazetecilerle, sansürle ve baskıyla karşılıyor.

Haber Merkezi

Türkiye’de 100’e yakın gazeteci çeşitli suçlamalarla cezaevinde tutulurken, muhalif gazetecilere işsizlik dayatılırken, muhalif basının haberleri AKP talimatıyla anında sansürlenirken, AKP medyanın ne kadar da özgür olduğundan söz etmeye devam ediyor.

Türkiye, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ne işte böyle giriyor.

85 gazeteci cezaevinde

Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın yaptığı açıklamaya göre, Türkiye’de cezaevlerinde tutulan gazetecilerin sayısı 85’e ulaşmış durumda.

Bu tutuklamaların son halkası Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Aydın Keser, Ferhat Çelik ve Hülya Kılınç olmuştu.

Bu yedi gazeteci, günler öncesinde Meclis’te dahi dile getirilen MİT’çi ölümlerine ilişkin yaptıkları haber ve paylaşımlar gerekçe gösterilerek hukuksuz şekilde tutuklanmıştı.

AKP’ye medya tekeli de yetmiyor

İktidara geldiği yıllarda sürekli basından şikayet eden, kendisine sürekli kumpas kurulduğunu iddia eden AKP, iktidar yolunda en büyük desteği Doğan Medyası’ndan almıştı.

Aynı Doğan Medyası kısmen de olsa eleştirel haberler nedeniyle bir vergi cezasıyla yola sokulmuş, sonrasında gazetede ne kadar “muhalif” isim varsa teker teker işsiz bırakılmıştı.

Ancak AKP’ye bu da yetmedi. Önce Demirören Grubu’yla medya dünyasına el attılar, sonra Sabah-ATV’yi bünyesine kattılar. Son olarak Aydın Doğan Medyası’nı da yutan AKP, hem televizyon hem de basılı gazetelerin büyük bölümünü fiilen kendi kontrolüne aldı.

Ancak AKP’ye bu da yetmedi. Basının yüzde 90’ından fazlasını kontrolüne alan AKP, geriye kalan muhalif yayınları para cezaları, sansür ve davalarla susturmayı sürekli birinci gündem maddelerinden biri haline getirdi.

2019’da gazeteciler 733 kez hakim karşısına çıktı, 217 bin lira ceza kesildi

Sadece 2019 yılında gazeteciler adliyelere gitmekten haber yapamaz hale geldi.

Gazetecilere ilişkin geçtiğimiz yıl hazırlanan bir raporda şu ifadeler yer almıştı:

“13 gazeteci tutuklandı, 82 gazeteci gözaltına alındı, gazeteciler 733 kez hakim karşına çıktı. 76 gazeteci 249 yıl 11 ay 15 gün hapis cezası aldı, 1 gazeteciye 14, 32 gazeteciye ise birer dava açıldı. 42 gazeteci 217 bin 520 lira para cezası aldı, 22 gazeteci ifade verdi. 18 gazeteci saldırı ve darba maruz kaldı, 60 haber erişime engellendi. 5 gazeteci tehdit edildi. 1 gazeteye dava açıldı. 1 gazeteciye tazminat davası açıldı. 37 gazeteci hakkında soruşturma başlatıldı, 42 matbaa çalışanı hakim karşısına çıktı; 11 matbaa çalışanına 56 yıl 2 ay hapis cezası verildi. 3 kitap cezaevine alınmadı"

Sansür sürekli hale geldi

Muhalif yayıncılığın merkezi haline gelen haber siteleri ise neredeyse her gün gelen sansür haberleriyle kuşatıldı.

İktidar kadroları ve onlara yakın isimler kendilerine ilişkin çıkan tüm haberleri anında dava ederken, mahkemelerden jet hızıyla sansür kararları çıkarılıyor. Aynı şekilde patronlar da işçilere yönelik hak gasplarının haberleştirilmesini dava konusu ederken, patronların talepleri de yine aynı hızla kabul ediliyor, haberler sansürleniyor.

Sadece soL'un geçtiğimiz yıl onlarca haberine erişim, mahkeme kararıyla engellenirken, ülke genelinde yüzlerce haber benzer şekilde erişime engellendi.