Ataması yapılmayan öğretmen sayısı 500 bine dayandı

Milli Eğitim Bakanlığı bugün 20 bin sözleşmeli öğretmenin atamasının yapıldığını duyurdu. Yine bakanlık verilerine göre on binlerce öğretmen açığı varken sözleşmeli olarak sadece 20 bin öğretmenin ataması yapılmış oldu. Açıklanan kontenjanların beklentilerin çok altında olması da yıllardır atama bekleyen binlerce işsiz öğretmeni yine hayal kırıklığına uğrattı.

soL - Haber Merkezi

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bugün 20 bin sözleşmeli öğretmenin atamasının yapıldığını duyurdu. 

MEB'in kendi açıklamalarına bakıldığında bile 100 binin üzerinde resmi öğretmen açığı bulunmasına rağmen, sözleşmeli olarak sadece 20 bin öğretmen ataması yapılmış oldu.

soL'un görüş aldığı Eğitim-Sen üyesi öğretmen Baran K. , 20 bin öğretmen atamasının yapılmasının mevcut öğretmen açığı sorununu çözmesinin mümkün olmadığını söyledi.

GÜVENCESİZ İSTİHDAM SÜRÜYOR

Görüştüğümüz öğretmene göre, MEB tarafından açıklanan 20 bin yeni sözleşmeli öğretmenle birlikte, eğitimde güvencesiz olarak istihdam edilen sözleşmeli öğretmen sayısı 100 bini aşacak. MEB tarafından açıklanan kontenjanların alanlar itibariyle dengesiz, adaletsiz ve gerçek öğretmen ihtiyacının çok altında, öğretmenlerin sözleşmeli olarak atanması başlı başına bir sorun iken, açıklanan kontenjanların beklentilerin çok altında olması da yıllardır atama bekleyen binlerce işsiz öğretmeni yine hayal kırıklığına uğrattığı.

'MEB ÖZEL OKULLARI BESLEMEKTEDİR'

Baran K.'nın soL'a verdiği görüşten bazı bölümler şöyle:

"Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlerin mevcut çalışma koşulları ile öğrencilere ve genel olarak eğitim sistemine somut bir faydasının olmadığı geçmiş uygulamalarla somut bir şekilde görülmüştür. Eğitimde her türlü güvencesiz ve sözleşmeli istihdam politikasından derhal vazgeçilmeli, öğretmen atamalarında ‘günü kurtaran’ değil, öğretmen açıklarını kapatacak kadar atama yapılmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı bu politikalarıyla özel okul sektörünü beslemekte ve güvencesiz, ucuz iş gücü olarak kullanacakları bir işsiz öğretmen ordusunu özel sektörün insafına terk etmektedir. Son günlerde özel okullardan gelen işten çıkarma, maaşların ödenmemesi gibi haberler eğitimin adım adım özelleştirilmesinin kaçınılmaz bir sonucudur. Türkiye'de her atama dönemi küçük bir azınlık öğretmenin atanarak sevindiği, geriye kalan çoğunluğun ise özel okul patronları tarafından ucuz iş gücü olarak sömürülmeye terk edildiği bir gün haline gelmiştir"

'KAMUDA İŞ GÜVENCESİ FİİLEN ORTADAN KALDIRILMIŞTIR'

"OHAL süreci ile birlikte kamuda iş güvencesi fiilen ortadan kaldırılmakta, atamaların sözleşmeli yapılması uygulaması rutin hale getirilmektedir. OHAL sonrası başta iş güvencesi ve özür tayin hakkı gaspı olmak üzere eğitim ve bilim emekçilerine dayatılan özlük mesleki hak gaspları devam ettirilmektedir. Mülakat (sözlü sınav) uygulaması eğitimde hakkaniyeti ortadan kaldırmakta, liyakatin adım adım terk edilmesi anlamına gelmektedir. Ayrıca 2012’den bu yana atama kontenjanı sıralamasında din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği ilk üçteki yerini korumaktadır"

'İKTİDARA MUHALİF OLANLAR SÖZLÜ SINAVLARDA ELENİYOR'

"Daha önceki sözleşmeli öğretmen atamaları sürecinde yapılan sözlü sınavlarda sorulan sorular üzerinden ortaya atılan iddialar, sözlü sınav uygulamasının hükumet tarafından hangi amaçla hayata geçirildiğine ilişkin yeterince ipucu vermektedir. Öğretmen atamalarında sözlü sınavda ısrar edilmesi, öğretmen istihdamının açık bir şekilde ‘politik güvencesizleştirmeye’ dönüşmesine neden olmuş, iktidara eleştirel ve muhalif yaklaşanların, farklı kimlik ve mezheplerden olanların kolaylıkla elenebileceği, öğretmenlerin meslek ilkelerine göre değil, büyük ölçüde hükumetin siyasal çizgisine uygun olarak çalışmaya zorlanacağını göstermektedir. Sorun sadece mülakat sınavını geçmekle bitmemekte, sözleşmeli olarak atanan öğretmenler, göreve başladıktan sonra ‘güvenlik soruşturması’ gerekçe gösterilerek kolaylıkla görevden alınabilmektedir"

'AKP SÖZÜNDEN ÇIKMAYACAK ÖĞRETMENLER ARAYIŞINDA'

"15 yıllık AKP iktidarı döneminde ‘torpil’ kelimesi ile eş anlamlı hale gelen ve yüksek yargı tarafından ‘objektif olmama’, ‘taraflılık’ gibi gerekçelerle defalarca iptal edilen ‘sözlü sınav’ uygulamasının sözleşmeli öğretmen istihdamında ısrar edilmesinin tek nedeni, iktidarın nitelikli öğretmenler yerine sözünden çıkmayacak ‘makbul öğretmenler’ arayışıdır. Nitelikli bir eğitimin gerçekleştirilebilmesi için öğretmenlerin yetiştirilme ve atanmaları süreci planlı bir şekilde işletilmeli, giderek büyüyen ataması yapılmayan öğretmenler sorunu kalıcı olarak çözülmelidir. Eğitim sistemi her geçen gün artan sorunlar ve derinleşen çelişkiler ile tam bir çürüme içindeyken, AKP iktidarı döneminde ortaya çıkan ataması yapılmayan öğretmenler sorunu eğitimin öncelikli ve acil çözüm beklenen sorunlarından birisi haline gelmiştir. Türkiye’nin pek çok bölgesinde öğretmen yetersizliği nedeniyle eğitim-öğretim süreci aksamakta, bu durum çok sayıda dersin boş geçmesine neden olmaktadır. 500 bine dayanan ataması yapılmayan öğretmenin, mesleğini icra edilebilmek için KPSS barajlarını, doğrudan ‘torpili’ çağrıştıran mülakat sınavlarını, aday öğretmenlik sınavını ve daha birçok engeli geçmeye çalışması ülkemiz açısından utanç verici bir durumdur"