CHP'den 'RTÜK' açıklaması: İnternet medyasına sansür getirme peşindeler

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, "TBMM’ye getirdikleri yeni tasarıyla internet medyasını da susturmak ve internet medyasına sansür getirme peşindeler. Getirilmek istenen sistem RTÜK kanalıyla lisans vermemek suretiyle yayıncılığı engellemek. Dijital çağda yaşıyoruz. İnternete getirilen bu sansür bir dijital sansürdür" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Tezcan, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.

Demokrasinin en önemli koşullarından birisinin "basın özgürlüğü" olduğunu vurgulayan Tezcan, “Şimdi iktidar yeni bir planla internet sansürünü de hayata geçirme peşinde. TBMM’ye getirdikleri yeni tasarıyla internet medyasını da susturmak ve internet medyasına sansür getirme peşindeler. İnternet yayıncılığını lisans şartına bağlamaya çalışıyor. Yani, RTÜK’ten önceden izin alarak bu işi yapacaksın demektir. Bu şu demektir. Önceden izin vermeyerek internete daha yayın yapılmadan sansür uygulamak peşindeler. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde yayın yapılmadan denetim yoktur. Getirilmek istenen sistem RTÜK kanalıyla lisans vermemek suretiyle yayıncılığı engellemek. Dijital çağda yaşıyoruz. İnternete getirilen bu sansür bir dijital sansürdür. Kuzey Kore modelidir. Demokrasiyi hazmedemeyen bu anlayış, dijital çağda dijital diktatörlük peşinde. Getirmeye çalıştıkları sistemin adı dijital çağda dijital diktatörlüktür. Buna karşı çıkıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

'TERÖR ÖRGÜTÜ' TARTIŞMASI

Bir "terör örgütü" tartışmasının başladığını söyleyen Tezcan, Kılıçdaroğlu’nun dün grup toplantısında cevabını verdiğini anlattı.

Tezcan, “Dün neden yargının terör örgütü lideri dediği kişiyi bu düzeyde karşıladığınızın cevabını veremediniz. AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal şimdi çıkmış, 'Devlet görüştü' diyor. Biz bu söze aşinayız. Oslo sürecinde, İmralı görüşmelerinde de aynısını duyduk. Siz görüşünce devlet görüştü oluyor. Legal bir parti adalet yürüyüşümüze konuk oldu, 500 metre yürüdü diye kıyameti kopardınız CHP terörle işbirliği yapıyor diye. Vatandaşların vicdanına bırakıyorum” ifadelerini kullandı. 

“El Nusra terör örgütü müdür?” diye sorduklarını hatırlatan Tezcan, “Aynı soruyu Başbakana soruyorum. İçişleri Bakanına, İbrahim Kalın’a soruyorum. Bu sorunun cevabını merakla bekliyoruz. El Nusra terör örgütü müdür? Bu iktidar terör örgütleri ile masaya oturma şampiyonudur” dedi.

ERDOĞAN'IN SÖZLERİNE YANIT 

Türk Tabipler Birliği ve Türkiye Barolar Birliğinin başındaki 'Türk' ve 'Türkiye' ifadelerinin kaldırılması yönündeki açıklamaları eleştiren Tezcan, şunları kaydetti:

"Sanki isim babası kendileri. Onu da nasıl dağıtacaklarını, tahsis etme hakkını görüyorlar kendilerinde. Sıkılmadan çıkıp Türk Tabipler Birliği, Türkiye Barolar Birliği önündeki Türk adını kaldıracağız diyorlar. Kimsiniz siz kimsiniz. Nasıl kaldıracaksınız bu isimleri. Canınız isteyince Türk Cumhuriyeti tabelalarını indireceksiniz, andımızı kaldıracaksınız, ondan sonra Afrin'e operasyon yaparken en milliyetçi kesileceksiniz. Sizin milliyetçiliğiniz konjonktürel milliyetçiliktir. İşinize gelince ayaklar altına alıp, işinize gelince ağzınıza sakız yapıp çiğneyeceksiniz.”

BAHÇELİ'YE TEPKİ

Tezcan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin grup toplantısında Afrin’le ilgili açıklamalarına ilişkin, “Grup toplantılarında bu meseleyi siyasi malzeme yaparak gümbür gümbür bağırıp çağırarak ciddi devlet adamlığı olmaz. Dikkat etmek gerekir. Türkiye sıkıntılı bir bölgede sıkıntılı süreç yaşıyor. Onun için herkesin diline dikkat etmesi lazım. Ağzını açan ‘bizde gideriz en ön safta’ diyor. Bunlara gerek yok. İhtiyaç bu değil. Türkiye’de eğer siyasetçinin liderinde gitmesi gerekiyorsa herkes gidecektir. Ama bunu iç siyaset malzemesi haline getirip içeriği militarize edecek dil ve sözlerden ısrarla kaçınmak gerekir. Ciddiyet ve vakar önemlidir” şeklinde konuştu.

HDP AÇIKLAMASI

Bu hafta HDP kongresi olduğu hatırlatılarak, kongre öncesi çok sayıda delegenin örgüt soruşturması kapsamında gözaltına alındığının sorulması üzerine Tezcan, "Yargısal sürecin ne olduğunu bilmiyorum. Ama siyasal partilerin siyaset yapma hakkını ortadan kaldırmaya yönelik adımlar uygun olmaz demokrasi açısından sıkıntılıdır. Ama Türkiye’de demokrasi zaten ciddi sıkıntı içerisinde” dedi.