Erdoğan baroları ve tabip odalarını hedef aldı: Düzenleme neyi amaçlıyor?

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın günlerinde de meslek örgütlerini hedef alırken, bu konuda yeni bir düzenlemenin sinyalini verdi. Ankara Barosu Yönetim Kurulu üyesi Avukat Özgen Hindistan, 'Tek gayeleri TBB, TMMOB, TTB gibi kendilerine muhalefet eden, haktan hukuktan yana olan kurulumları susturmak' diye konuştu.

Aslı İnanmışık

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP Merkez Yürütme Kurulu toplantısında baro ve tabip odaları başta olmak üzere meslek örgütlerinin yapılarını değiştirmek için düzenlemeler yapacaklarını söyledi.

Erdoğan, "Meclis'te başlanmış olan ya da neticelenmeyi bekleyen pek çok düzenleme bulunuyor. Bunlardan biri de barolar ve tabip odaları başta olmak üzere meslek kuruluşlarının seçim usullerinin yeniden belirlenmesiyle ilgili taslaktır. Geçtiğimiz günlerde Ankara Barosu'nun ve aynı zihniyetteki yapıların  fütursuz saldırılarına şahit olduk. Sadece bu örnek dahi meslek kuruluşlarının seçim usulüne yönelik düzenlemenin aciliyetini ortaya koymuş, en kısa sürede Meclis'in takdirine sunmalıyız" diye konuştu.

Meslek örgütlerinin yapısı neden değiştirilmek isteniyor?

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın LGBT’leri hedef alan açıklamasına tepki gösteren Ankara Barosu yönetimine "dini değerleri aşağılama" iddiasıyla soruşturma başlatılmıştı. Türk Tabipler Birliği (TTB) ise salgının başından bu yana haftalık olarak hazırladıkları raporlarla tek tek kentlerdeki sağlık emekçilerinin, Covid-19 hastalarının ve sağlık kuruluşlarının durumunu ortaya koymuştu.

Erdoğan'ın hedef gösterdiği meslek kuruluşlarından TMMOB ise kentlerin ve doğanın talan edilmesine karşı uzun zamandır hukuki mücadeleler vermişti ve bunların bir bölümü kazanımla sonlanmıştı.

'Kalabalık barolardaki delegelerle Barolar Birliği'ne başkan seçiliyor'

Erdoğan'ın meslek örgütlerini hedef alan açıklamalarını soL'a değerlendiren Ankara Barosu Yönetim Kurulu üyesi avukat Özgen Hindistan, "Tek gayeleri TBB, TMMOB, TTB gibi kendilerine muhalefet eden, haktan hukuktan yana olan kurulumları susturmak. Biz mücadelemize de devam edeceğiz" diye konuştu. Özgen Hindistan şunları söyledi:

"Baroların seçim sistemini değiştirme projesi daha önce gündeme getirilmişti. Sebebi de şu: şimdiki baro seçimleri bildiğimiz seçimler gibi yani Ankara Barosu'nda örneğin 18 bin avukat var ve Türkiye Barolar Birliği (TBB) seçimleri için karşılığında 54-55 tane delege çıkıyor. İstanbul Barosu'nda 40 küsür bin avukat var, onun karşılığında 130 tane delege çıkıyor diyelim. Dolayısıyla demek istediğim avukat sayısına göre delege sayısı artıyor. Rize Barosu gibi küçük barolarda da örneğin 20 delege çıkartılıyor çünkü toplam 150 civarında avukat var. Böyle olunca kalabalık barolardaki delegelerle Barolar Birliği'ne başkan seçiliyor, yönetim şekillendiriliyor."

'Dünyada daha önce uygulanmış ve terkedilmiş bir sistem'

"Ankara, İstanbul ve İzmir baroları bildiğiniz gibi Atatürkçü, çağdaş, daha solda duran ve hukukun yanında olan barolar. Mevcut sistem değiştirilerek temsili olarak bütün barolara 2'şer tane delege önerecekler. Türkiye'de 81 tane baro var ve önerilen yapıyla Ankara Barosu'nun da, Rize Barosu'nun da 2 tane delegesi olacak. Böylelikle küçük barolardaki kendi çoğunluklarıyla TBB sistemini değiştirip, kalabalık baroların belirleyici olmasının önüne geçiyorlar. Üstelik de buna 'demokrasi, eşitlik' gibi söylemleri dayanak gösteriyorlar. İstanbul'dan genel seçimlerde örneğin 100 küsür tane milletvekili seçiliyor. O zaman bu sistemi de değiştirebilirler ve İstanbul'dan da nüfusu az olan kentlerden de TBMM'de temsiliyeti açısından 2 milletvekili çıkartabilirler. Böyle komik bir sistemi öneriyorlar. Tek gayeleri TBB, TMMOB, TTB gibi kendilerine muhalefet eden, haktan hukuktan yana olan kurulumları susturmak. Ülkedeki her şey bitti, bunlarla uğraşıyorlar. Bu sistem ayrıca dünyada daha önce uygulanmış ve terkedilmiş bir sistemdir. 

Biz Anayasa'ya göre bütün vatandaşları kucaklamak görevi olan bir kurumun başındaki atanmış bir kamu görevlisinin ayrıştırıcı, ötekileştirici, hedef gösterici tavrının karşısında hukuksal olarak sadece görevini hatırlattı, kimse kimseye saldırmadı. 'İnanışından, yöneliminden, düşüncesinden ötürü hiçbir kamu görevlisi başka kimseye düşmanca bir söylemde bulunamaz, hedef gösteremez, aşağılayamaz' dedik yalnızca. İstemedikleri sesleri bu ilkel seçim sistemi ile kısmayı hedefliyorlar ama getirselere de düşündükleri sonuçları alabileceklerini düşünmüyorum. Yüzyıllardır iktidarlar avukatları susturmaya çalışmışlardır ancak hepsi gitti. Biz ayaktayız, avukatlık dünyanın en eski mesleklerinden birisidir, hak savunma işidir, biz mücadelemize de devam edeceğiz. Böyle haberlerle avukatları susturamazlar. Biz çok sesliliğe devam edeceğiz."