Karaburun’da “sosyalist alternatif” tartışması

Karaburun Bilim Kongresi’nde dün yapılan “Dünyanın Dört Bucağında Sosyalizm” oturumunda konuşan Metin Çulhaoğlu bugünün dünyasında sosyalist alternatifin imkanlarını tartıştı.

Karaburun Bilim Kongresi’nin ikinci gün oturumlarından “Dünyanın Dört Bucağında Sosyalizm” başlıklı oturumda bugün sosyalist alternatifin güncelliği üzerine bir tartışma yürütüldü. Oturumun çerçeve sunuşunu yapan soL portal yazarı Metin Çulhaoğlu, “21. Yüzyılda Sosyalizm: Kaçınılmazlık mı Alternatif mi?” başlıklı bir konuşma yaptı.

Çulhaoğlu konuşmasına dünyada “21. Yüzyılda sosyalizm açısından durum nedir?” sorusuyla başlarken, 19. yüzyılda ortaya çıkan hareketlere damga vuran temelin 1789 Fransız Devrimi’nden, 20. yüzyıldaki hareketlere damga vuran etkinin ise 1917’deki Ekim Devrimi’nden geldiğine dikkat çekti. “Bu devrimler 21. yüzyılı da etkiler mi?” şeklinde bir soruya ise olumlu cevap verilemeyeceğini düşündüğünü söyleyen Çulhaoğlu, konuşmasının devamında bugün dünyadaki durumun çeşitli özelliklerine, sosyalist alternatifin imkanlarına işaret etti.

Anti kapitalist tepkiler sosyalizmle nasıl buluşacak?
Çulhaoğlu bugün dünyada bir taraftan hiç de küçümsenemeyecek anti-kapitalist tepkiler olduğunu kaydederken, bu tepkilere ilişkin çeşitli özelliklerin, geçmiştekine göre parti-sınıf ekseninin daha dışında olması, mekânsal olarak daha dağınık olması ve manipülasyona daha açık olması ve olumlu da olsa belli alanlarda metasızlaştırma sürecine ilişkin vurgular yapması olduğunu vurguladı. Çulhaoğlu, bu tepkilerin olumlu nüveler olarak değerlendirilmesi gerektiğini ancak bu nüvelerin kendi iç dinamikleriyle sosyalist perspektifle bütünleşmesinin zorluğuna dikkat çekti. Çulhaoğlu bu noktada iki önemli faktöre işaret ederken, bunlardan birinin, örtük ya da gizil olarak adlandırılabilecek sınıf mücadelesinin daha diri haline gelmesi diğerinin ise 1789, 1917 bilincinin taşıyıcı kadrolarının kendilerini yeniden üretmeleri olduğunu kaydetti. Çulhaoğlu bu iki faktörün ortaya çıkmasıyla bahsedilen anti-kapitalist tepkilerin salt tepkiden çıkarak sosyalist bir perspektifle buluşmasının mümkün olduğunu söyledi.

“Özne kendisini nasıl yeniden kuracak?”
Konuşmasında sınıf hareketinin kendi çeperine yönelik kapsayıcı karakter kazanması gerekliliğine dikkat çeken Çulhaoğlu, sınıf hareketinin bunu başarmasının ciddi bir kazanım olacağını ve aynı zaman da taşıyıcı olması gereken kesimleri de besleyen bir kaynak haline gelebileceğini ifade etti. Bir sübjektif faktör olarak taşıyıcıların neler yapabileceğine ilişkin bir soruyla konuşmasını sürdüren Çulhaoğlu, öznenin kendisini nasıl, nelerden kurtararak kurması gerektiğine ilişkin düşüncülerini dinleyenlerle paylaştı. Çulhaoğlu bu anlamda “günümüz koşullarının Marx öncesine dönüşü cazip kılan kimi öğeler” ve “reel sosyalizm fobisi” gibi tehlikelere dikkat çekerken, öznenin demokrasi ve demokratikleşmenin ne anlama geldiğini yeniden düşünmek zorunda olduğuna da vurgu yaptı. Bu noktada “ekonomik olanla siyasi olan arasındaki ayrıma” dikkat çeken Çulhaoğlu, siyasal anlamda en demokrat kapitalizmin bile artı-değere el koymaktan vazgeçemeyeceğini ifade etti.

Konuşmasında son olarak, “sosyalizmde ölçek” sorununa değinen Çulhaoğlu, öznenin ölçek sorununda kendini yeniden kurma söylemi üzerinden de tekrar düşünmesi gerektiğini kaydetti. Çulhaoğlu eğer meseleye iktidar perspektifinden yaklaşılıyorsa bunun öncelikli hareket noktasının ulus devlet ölçeği olmak durumunda olduğunu söyledi. Çulhaoğlu konuşmasını, sosyalist alternatifin ortaya çıkması ile sosyalizm mutlaka kapitalizmin yerini alacağı yönündeki düşünceleri ile sözlerini sonlandırdı.

(soL-Karaburun)