Başbakan’ı Protesto = Yasadışı Örgüt Üyeliği

Başbakanın konuşması sırasında “Parasız Eğitim İstiyoruz” pankartı açtıktan sonra, “yasadışı örgüt üyesi olmak” suçlamasıyla 6.5 aydır tutuklu bulunan Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzer dünkü duruşmada tahliye edilmedi. Arkadaşları ile dayanışmaya gelen Gençlik Federasyonu üyelerine polis cop ve biber gazı ile saldırdı.

Trakya Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Makine Bölümü 2. sınıf öğrencisi Ferhat Tüzer ve Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölümü 4. sınıf öğrencisi Berna Yılmaz, Mart ayında AKP'nin Roman Çalıştayı toplantısında "Parasız eğitim istiyoruz, alacağız" pankartı açmış, ardından tutuklanan Berna ve Ferhat’a 'örgüt üyesi' oldukları iddiasıyla 15 yıla kadar hapis istemiyle İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı. Dün ilk duruşması görülen davadan tahliye haberi çıkmadı. Dava 14 Aralık 2010 tarihine ertelendi.

Başbakanı protesto eden yanıyor!
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ali Haydar tarafından hazırlanan iddianamede, DHKP-C’nin Eylül 2009'dan itibaren 'Amerika defol, bu vatan bizim, Dev-Genç' adıyla eylemler başlattığı ve DHKP-C’nin yasal versiyonu olduğu iddia edilen Gençlik Federasyonu tarafından da 'Eğitim harçlarının kaldırılması, katkı paylarının alınmaması ve parasız eğitim' talepleriyle eylemler yapıldığı savunuldu. Başbakan’ın konuşması sırasındaki “Parasız Eğitim” protestosunun da bu eylemlerin bir uzantısı şeklinde yapıldığı iddianamede yer aldı.

İddianame bu haliyle Ferhat Tüzer ve Berna Yılmaz’ın Başbakan’ı protesto etmekten değil, yasadışı örgüte üye olmaktan dolayı 15 yıl istemiyle yargılanacaklarını ifade ediyor. Fakat eğer Berna ve Ferhat “yasadışı örgüt üyesi” ise katıldıkları yasal eylemlerde neden gözaltına alınıp tutuklanmadıkları merak konusu.

Birden fazla eyleme katıldıkları için örgüt üyesi oldular
Ferhat Tüzer’in silahlı örgüt üyesi olduğuna dair ilginç “delil”ler yer alıyor. 1 Kasım 2009 tarihinde Burger King’e “İncirlik Üssü Kapatılsın” pankartı asmak iddianameye göre silahlı örgüt üyesi olmak için yetiyor. Ferhat, Edirne’de yapılan linç girişimlerini protesto etmek, “Hayata Dönüş” operasyonunu protesto etmek için basın açıklaması yapmak, tutuklu bulunan arkadaşlarının serbest bırakılmasını talep etmek gerekçeleriyle “yasadışı örgüt üyesi” olmakla suçlanıyor.

Tüm iddialara karşı, katıldığı eylemlerin demokratik ve meşru eylemler olduğunu söyleyen Ferhat Tüzer, haksız yere aylardır hapiste tutulduklarını söyleyerek dün görülen duruşmada beraatını istedi.

Tekel işçilerine destek vermek de “yasadışı örgüt üyeliği”ne "kanıt"!
Ferhat Tüzer gibi haksız gerekçelerle 6.5 aydır tutuklu bulunan Berna Yılmaz da yasal eylemler “delil” gösterilerek “yasadışı örgüt üyesi” olmakla suçlanıyor. Örgüt üyesi olmakla suçlandığı eylemlerden bazıları şöyle: NATO ve Dünya Bankasını protesto etmek, Engin Çeber için Bakırköy Adliyesi önündeki eyleme katılmak, TEKEL işçileri için başlatılan destek yürüyüşlerinde bulunmak, Galatasaray Lisesi önünde DEV-GENÇ 40. Yıl dönümü dolayısıyla basın açıklaması yapmak.

“Anayasada yazan parasız eğitim hakkımı talep ettim”
Berna Yılmaz iddianamede yer alan eylemlere katıldığını ve bunun kendisinin bir demokratik hakkı olduğunu söyleyerek hakkındaki “yasadışı örgüt üyeliği” suçlamasını kabul etmedi. Katıldıkları yasal eylemlerin suçmuş gibi gösterilmeye çalışıldığını söyleyerek, sözlerine şu şekilde devam etti: “Harç paralarını ödemekte zorluk çekiyorum. Eğitimin paralı olması beni ve binlerce öğrenciyi zorluyor. Ben de bu nedenle, anayasada yazan parasız eğitim hakkımı talep ettim. Suçlamaları kabul etmiyorum”

“Harç paranı ödeyemiyorsan eyleme nasıl gittin”
Duruşma sırasında hakimin Berna Yılmaz’a yönelttiği bir soru şaşkınlık yarattı. Berna Yılmaz’ın harç paralarını ödemekte zorluk çektiğini ifade etmesinin ardından hakim: “Adana, İstanbul, Edirne gibi yerlerdeki eylemlere gitmek seni zorlamıyor mu? Harç paranı veremiyormuşsun. Oralarda nerelerde konaklıyorsun? Para harcamıyor musun?” sorusu dava sırasında avukatların tepkisine yol açtı.

“Demokratik eylemlerin yasa dışı ilan edilmesi akıl almazdır”
Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzen’in avukatı Taylan Tanay, “Uzun süredir Ağır Ceza Mahkemeleri, Sıkıyönetim Mahkemeleri vs. de bu davada olduğu gibi bir örneğe rastlamadık. Tamamen yasal çalışan derneklerin, Gençlik Federasyonu ve Halk Cephesi'nin düzenledikleri eylemlerin yasadışı ilan edilmesi kabul edilemezdir. Bu suçlamaların Başbakan protestosundan kaynaklandığını düşünüyoruz. Bugün Türkiye’de Başbakan Erdoğan’ı protesto ediyorsanız, yasadışı örgüt üyesi ilan ediliyorsunuz” ifadelerini kullandı.

Taylan Tanay’ın ardından konuşan avukat Güray Dağ ise şöyle konuştu: “Darbe dönemlerinde bile demokratik eylemlere katılma örgüt üyeliğinin dayanağı olarak gösterilmemiştir. Yasal değilse bu eylemlere polis neden müdahale etmemiştir? Biz avukatlar da o eylemlere katıldık. Bizlerin de katıldığı iddianamede sayılan demokratik eylemlerin yasadışı ilan edilmesi akıl almazdır.”

Polis biber gazı ve copla saldırdı
Duruşmanın sonlanmasıyla Berna ve Ferhat’ın cezaevi araçlarının ayrılacağı yere gelen yakınları ve Gençlik Federasyonu üyeleri, Berna Yılmaz’ın cezaevi aracının adliyeden ayrılması sırasında ona seslerini duyurmaya çalışırken polisin gazlı müdahalesiyle karşılaştı. Biber gazının yanı sıra copla da saldıran polise çevredeki vatandaşlardan yoğun tepki geldi.

Hande Gülen (soL)