(soL - Dış Haberler) ABD'nin Kobani'de Irak-Şam İslam Devleti'ne (IŞİD) karşı direnen PKK'ye yakınlığı ile bilinen Demokratik Birlik Partisi'ne (PYD) havadan silah yardımı yaptığını duyurmasının ardıdan, ABD-PYD ilişkilerine dair daha fazla bilgi ortaya çıkmaya başladı.
Wall Street Journal'ın (WSJ) haberine göre, Obama yönetiminin kamuoyuna yaptığı açıklamalarda sürekli "Kobani stratejik değil" demesine rağmen, perde arkasında kentin düşmesinin "sembolik" olacağına karar verildi ve harekete geçildi. ABD ile PYD arasındaki ilişkinin, daha önce ifşa edilenden çok daha yakın olduğunu söyleyen WSJ, bir YPG komutanının Erbil'deki birleşik operasyon merkezinde hazır bulunduğunu, bu komutanın ABD askeri yetkililerine günlük savaş istihbaratı verdiğini ve IŞİD hedeflerinin saptanmasına yardımcı olduğunu yazdı.
IŞİD'in Kobani'de ABD'nin hava gücüne meydan okuyup okuyamayacağını test ettiğini iddia eden WSJ, ABD'nin de ilk başlardaki "örgütün momentumunu azaltma" stratejisini değiştirerek daha güçlü müdahale etmeye başladığını kaydetti. "Bu bir bayrak savaşı" tanımlamasını yapan bir ABD'li yetkili, "Ve Kobani, IŞİD'in bayrağını dikmek istediği sonraki yerdi. Kobani stratejik hale geldi" dedi.
Peşmerge teklifi Erdoğan'dan gelmemiş
WSJ'nin bir diğer iddiası ise, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) Kobani'ye yardımının nasıl tertiplendiği konusunda. Habere göre, Iraklı Kürt yetkililer, Kobani'ye yardım göndermeyi düşündüklerini ABD'lilere bildirdiler. Kürtler, yardımın Suriye'nin diğer bölgelerinden geçirilmesini önerdiler. Önerilen hatta bakan ABD'lilerse, bu hattan gitmenin "intihar" olacağını söyleyerek, yönlerini Türkiye'ye çevirdiler.
ABD'nin, Peşmerge kuvvetlerinin Türkiye toprağından geçerek Kobani'ye desteğe gitmesi önerisi, Ankara tarafından prensipte kabul edildi. Böylece Mesud Barzani, özel eğitilmiş bir birliği Kobani'ye gönderme hazırlıklarını başladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün yaptığı konuşmada, Peşmerge'nin Kobani'ye gönderilmesi fikrini önce kendisinin ortaya attığını iddia etmişti.
ABD acele etti
Peşmerge kararının aslında daha önce alındığı anlaşılıyor, çünkü WSJ'nin haberine göre, yardım gitmezse Kobani'nin düşeceğinin anlaşılmasının ardından ABD sürece daha güçlü müdahale etmeye başladı ve Kobani'ye hava saldırıları sıklaştırıldı. Hemen ardından ise, ABD uçaklarının havadan silah yardımı gündeme geldi.
ABD, son yardıma kadar, Türkiye ile arayı bozmamak için PYD ile temasını duyurmuyordu. Ancak geçen hafta, IŞİD'e karşı hava saldırılarını koordine eden ABD generali Lloyd Austin, Türkiye'nin rızasını almadan YPG'ye yardım yapılmasını tartışmaya açtı. Austin, yardım gitmezse şehrin düşeceğini söyledi. ABD, YPG'nin IŞİD'e karşı Suriye'de iyi savaşan az sayıda gruptan birisi olduğunu da gözeterek, normalde uzayacak hukuki süreci hızlandırdı.
'Suriye'de ılımlı bir grup varsa, o biziz'
WSJ, Paris'te önce ABD'nin eski Suriye Büyükelçisi Robert Ford, daha sonra da Suriye Özel Temsilcisi Daniel Rubinstein ile PYD temsilcileri arasında yapılan görüşmeler konusunda da bilgi verdi.
Habere göre, PYD temsilcilerinin temel hedefi, ABD'yi askeri destek vermeye ikna etmekti.
Görüşmelerde bulunan PYD temsilcisi Halid Salih, ABD'nin Suriye'deki "ılımlı" grupları silahlandıracağını açıklamasına atıfla şunları söyledi: "Eğer Suriye'de ılımlı bir grup varsa, o biziz."
WSJ, sürecin yavaşlığının Kürt liderleri hayalkırıklığına uğrattığını yazdı. Ancak ABD'nin tavrı, IŞİD'in Musul'u almasıyla birlikte değişti. Özellikle YPG savaşçılarının Şengal'deki Ezidileri tahliye etmesi, ABD tarafından takdirle "not edildi."
Haberde, Suriye Kürtlerinin seküler ve Batı yanlısı olmasının, savaşçıları arasında kadınların bulunmasının da etkili olduğu belirtiliyor. Ayrıca YPG saflarında savaşan bazı ABD'lilerin de bulunması, kararda etkili olmuş.
Bu nedenlerle, ABD, YPG'den bir yetkiliyi Erbil'deki operasyon odasına davet ederek, istihbarat alışverişine başlamış.