Sosyalizm neferi bir öncü işçinin ardından: Avni Erakalın...

Türkiye İşçi Partisi kurucu genel başkanı Avni Erakalın beş yıl önce Türkiye Komünist Partisi üyesi olarak yaşama veda etti. Ölüm yıldönümünde saygıyla anıyoruz


Haber Merkezi

TİP'in kurucu genel başkanı olan TKP üyesi Avni Erakalın'ın aramızdan ayrılmasının üzerinden 5 yıl geçti...

Erakalın'ı bir kez daha saygıyla anıyoruz...

BİR ÖNCÜ İŞÇİ...

Çocukluğunda çeşitli geçici işlerde çalıştıktan sonra 1949’da tekstil işçiliğine başladı. 1951’de İstanbul Tekstil ve Örme Sanayii İşçileri Sendikasının şube sekreteri oldu. 1953’te farklı sendikaların birleşmesiyle oluşan İstanbul Tekstil Sendikası’nın genel sekreterliğine getirildi. Bir yıl sonra İstanbul İşçi Sendikaları Birliğinin başkanlığına seçildi. Yine 1954’de TEKSİF Genel Sekreter’i oldu. İşçi sınıfının Mecliste temsil edilmesi için politik girişimler içinde bulundu. 11 Eylül 1960’da yeniden İİSB başkanlığına getirildi. Bu sıfatının bir parçası olarak, 13 Şubat 1961’de kurulan Türkiye İşçi Partisi’nin kurucu genel başkanlığını da Avni Erakalın üstlendi. TİP’in beklenen gelişmeyi göstermemesi üzerine, diğer sendikacı arkadaşlarının da onayıyla bir kez daha başka bir partinin listesinden milletvekili olmayı denedi. 31 Aralık 1961 Saraçhane mitinginin tertip komitesinde ve aktif örgütçüleri arasında yer aldı. 1962’de İİSB’nin Türk-İş tarafından kapatılmasından sonra, konfederasyonun Sivas bölge temsilciliğine atandı. TİP’in örgütlenme çalışmalarına katkıda bulundu. Çeşitli sendikalarda uzman olarak çalıştı. Dönemin aşağı yukarı bütün önemli işçi direnişlerinin içinde veya yanı başında sorumluluk üstlendi. 1965 seçimlerinde TİP İstanbul milletvekili adayı oldu. 1967’de DİSK’in kuruluşunda yer aldı. 15-16 Haziran’ın örgütlenmesinde aktif görev yaptı. 1970’lerde DİSK’e bağlı çeşitli sendikalarda çalıştı. 1980’li yılların başında gırtlak kanseri geçirdi ve hastalığı yendi. 1990’larda Emekli-Sen’in sonra Emekli Sendikacılar Derneği’nin kuruluşunda yer aldı.

1999’da Sosyalist İktidar Partisi’ne üye oldu. 2000’de komünist adıyla parti kurma yasağına karşı çalışmalar çerçevesinde kurulan “Komünist Parti”nin kurucularından oldu. 2001’de Bank-Sen Onur Kurulu üyeliğine seçildi. 2011’e kadar Sendikalar Derneği’nde Basın ve Halkla ilişkilerden sorumlu Başkan yardımcısı olarak görev yaptı.

Bir öncü işçi olarak başlayan, TİP ve devrimci sendikal hareketin saflarında sürdürdüğü yaşamı, Türkiye Komünist Partisi üyesi olarak 26 Ocak 2012’de İstanbul’da son buldu.

Avni Erakalın geriye bir dizi biyografik not, anılar, değerlendirmeler bıraktı. Ölüm yıldönümünde kendi satırından birkaç tanıklık aktaralım:

“1949 yılı baharında başladığım Vakko Kurtuluş son durakta kırlık bir yerin içinde kuruluydu. Vitali ve Albert Hakko kardeşlere ait Vakko emprime fabrikasının ustabaşısı olmuştum. O yılın Mayısında, İstanbul'da sekiz bağımsız sendikadan biri olan Beyoğlu Mensucat İşçileri Sendikasına üye oldum. Sendika Taksim Talimhane sokaklarından birinde Güyer boya fabrikasının karşısındaydı. 45-50 yaşlarındaki Şükrü ve Galip Türkali adlı kardeşlerin başkan ve sekreterliğini yaptıkları şubede bir sonra Galip'in ayrılması üzerine Şube sekreteri oldum. Kısa sürede Vakko işçilerinden yetmişini sendikaya üye yaptım. İlk seçimde işyerinde işçi baş mümessilliğini kazandım.”

“Lise terk olmam ve Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel dönemi aydınlanma yıllarında Türkçeye kazandırılan Gorki, Tolstoy, Çehov gibi yazarları ve küçük bir kırmızı kapaklı kitapçık olarak gizlice elden ele dolaşan Das Kapital'i okuma fırsatı bulmuş biriydim. Bu özelliklerimle dikkatleri çektiğim için ilk genel kurulda Genel Yönetim Kuruluna seçildim.”

“Kemal Türkler, bir büyük işçi mitingi yapılarak, işçilerin varlıklarının parlamentoya duyurulmasını teklif etti. Bütün sendikacılar olumlu karşılarlar bu teklifi. Hemen hazırlıklara girişildi. Ve komisyon toplantılarında, 31 Aralık 1961 günü işçilerin gücünü ispatlayacak bir büyük toplantının yapılması kararlaştırıldı. 1950 Eyüp mitinginden bu yana işçiler böylesine bir araya gelmiş, böylesine bir ağızdan konuşmuş değillerdi. Bu şahlanış, birtakım gerçekleri su yüzüne çıkardı. Aslında güçlü bir işçi kitlesi vardır. Ve kendi yararına bir davranışa inandırıldığı zaman ağırlığını ortaya koymaktan sakınmamaktadır. 31 Aralık 1961 günü, belki de o zamana kadar örgütlenebilmiş işçilerin iki katı oranında bir kitle vardı Saraçhanebaşı’nda.”

“İlk büyük grev, Berec pil fabrikasında patlak verdi. 7 Aralık 1964 günü, 1080 kişi çalıştıran fabrikanın, 1018 işçisi greve başlıyordu. Uyuşmazlık ücret konusundaydı. Uzlaştırma kurulu kararını kabul etmeyen sendika, işverenin çok kazandığını, bir yabancı ortaklık olan firmanın sadece bir yılda elde ettiğinin yatırımlarından fazla oluşunu ileri sürerek, grev kararı alınmıştı. Büyük bir grevdi bu... İşçilerin tümü, grev yapıyordu. Ambalaj işlerinde çalışan gencecik kızlardan tutunuz, nakliye işlerinde çalışan güçlü delikanlılara kadar. Kimseye hele işverene nefes aldırmıyordu grevciler. Gözcülüğü genç kızlar yapıyorlardı. Öylesine bir gözcülüktü ki bu, işveren fabrikasına girer çıkarken, günde iki kere aranıyordu. Arabasının lastiklerine varıncaya.”