Fransa ve Orta Afrika Cumhuriyeti

Fransa Devlet Başkanı François Hollande’ın dış politikası kendisinden önceki başkan Sarkozy’nin politikalarıyla son derece uyumlu bir şekilde ilerliyor. Sarkozy’inin Libya’ya müdahalesinden sonra Fransa, Mali, Suriye ve şimdi de Orta Afrika Cumhuriyeti (OAC) başlıklarında hep saldırgan, müdahaleci ve tabii ki emperyalist sistemin ABDsiyle, NATO’suyla, İsrail’iyle toptan çıkarlarını savunan, hatta bu konuda yeri geldiğinde Obama’nın “güvercinliğine” bile şahince yaklaşımlar getirebilen bir ülke. Hollande’ın evvelki haftaki İsrail ziyaretinde, aşırı sağcı Likud partisinin başkanı Benajamin Netanyahu ile senli benli bir hava çizmesi de çok tepki çekmişti. Hollande’ın Dışişleri Bakanı Laurent Fabius’un Suriye planı da Rusya ABD anlaşmasından önce saldırgan bir çizgiye oturuyordu. Bu durum Fransa basınında da sık sık işleniyor ve savaş miğferini başına geçiren Sosyalistler mizah konusu olmayı sürdürüyor.

Fransa’nın OAC üzerindeki oyunları ise son aylarda artarken geçtiğimiz hafta bu konuda önemli gelişmeler yaşandı. Fransa’nın bu ülkedeki askeri varlığını artırması, müdahalesi gündemde. Cuma günü itibariyle son gelişme Fransa’nın büyükelçisini çekme kararıydı.

Konuyu özetlemek gerekirse, Paris yönetimi, bir zamanlar Güney Afrika destekli yönetimi devirmek için destekledikleri Seleka isyancılarının kontrolden çıkması nedeniyle OAC’deki askeri varlığını artırıyor ve bu ülkeyi doğrudan kontrolüne almaya çalışıyor. Eski Fransız sömürgesi Afrika ülkelerinden belki de Fransa’ya en bağımlılarından biri olan OAC’de Fransa ilk olarak hafta başı Pazartesi ve Salı günleri askeri gücünü artıracağına dair açıklamalar yaptı, bu konuda çeşitli haberler basına düşmeye başladı. Bu haberlere göre Orta Afrika Cumhuriyeti’nde soykırıma doğru bir gidiş olduğunu gerekçe gösteren Fransa, bu ülkeye bin asker göndermeye hazırlanıyordu. Fransa’nın göndereceği askerler şu anda da ülkede bulunan Afrika barış misyonuna destek verecek. Fransa Savunma Bakanı Jean-Yves Le Drian askerlerin 6 ay Orta Afrika’da kalacağını açıkladı. Beklenilen ise Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) onayı... Şu an halen Orta Afrika Cumhuriyeti’nin başkenti Bangui’de 400 Fransız askeri bulunuyor. Afrika barış misyonunun ülkede yaklaşık 2 bin 500 askeri var. Gelecek ay misyonun sorumluluğunu Afrika Birliği alacak.

Fransa’dan 1960’lı yıllarda bağımsız olan ve Fransız sömürgeciliğinin en kirli sayfalarından birini oluşturan OAC’ın eski Devlet Başkanı François Bozize 2012 yılının Aralık ayında başlayan Seleka isyanıyla Mart ayında devrilmiş ve yerine Michel Djotodia gelmişti. Djotodia, kendisini iktidara taşıyan Seleka isyancılarını lağvetmiş ancak silahlı gruplar yağma, gasp, cinayet gibi suçlara bulaşmaya başlamıştı. Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu’nun rakamlarına göre sadece Mart ayından bu yana ülkede eski Seleka mensupları 400 kişiyi öldürdü.

Zengin altın ve mücevher yataklarına sahip ülkede, Bozize döneminde bu kaynakları Güney Afrika ve Çin işletiyordu. Bu müdahalenin bu anlamda Çin ve Fransa üzerinden ABD rekabeti açısından da sembolik bir önemi olduğu söylenebilir. Ağırlıklı olarak Müslüman olan Seleka isyancıları ise Bozize’yi devirmek için Güney Afrika askerleri ile çatışmış ve Fransa tarafından desteklenmişlerdi. Seleka isyanı zamanında ülkedeki Müslüman azınlık ve Hıristiyan çoğunluk arasındaki çatışmalar da tırmandı.

Fransa’nın müdahelesine karşı FKP ve FKP içi sol muhalefetten de önemli açıklamalar geldi. Bu açıklamalardan sol mnualefetinki emperyalizme son derece net argümanlarla karşı çıkar ve Fransa hükümetini mahkum ederken, parti merkezinden yapılan açıklama ise tabii daha yumuşak ama askeri müdahale karşıtı.