soL gazetesinde bu köşede uzunca bir süre bu yazıları yazmış olmaktan dolayı büyük mutluluk duyuyorum. Fransa’da doktora eğitimim süresince geçirdiğim yıllardaki bu ülkeye dair gözlemlerim ve Fransız basının takip etmenin birikimiyle, bu yazıları yazma cesaretini buldum kendimde. Bu köşede yazılarıma son ya da ara verecek olmama rağmen, soL gazetesinde Fransa üzerine önemli gelişmeler oldukça yazılar yazmaktan vazgeçmeyeceğim. Bu son köşe yazımda yeni yıla girmiş olmamızın da vesilesiyle bir genel değerlendirme yazısı yazmayı isterim, tabii yeni yılınızı kutlamayı da ihmal etmeden...
Fransa nasıl bir ülkedir ve bundan sonra neler olabilir? Fransa önemli bir ülkedir. Ekonomik büyüklük açısından dünyanın beşinci büyük ülkesi olan Fransa’nın, ABD’den sonra dünyanın en büyük diplomatik ilişkiler ağına sahip olmasının yanı sıra, yabancı ülkelerde yüzlerce eğitim ve kültür kurumu faaliyet göstermektedir. Birçok ülkede Franıszca ve Fransız kültürü ayrıcalıklı bir konuma sahiptir ve ülke elitlerinin formasyonunda rol oynamıştır. Bu gücünü kısmen kaybetmesi Sarkozy dönemi iktidarında gündeme gelmiştir. Sarkozy’nin söyleminde de Fransa’yı yeniden hak ettiği yere getirmek vurgusu bulunuyordu. Bu söylem Milliyetçi Cephe ve Le Pen söyleminde de bulunuyor. Aşırı sağın ülkenin geleceğinde oynayacağı role gelmeden Fransa toplumuna dair diğer gözlemlerimizi paylaşalım. Fransa toplumunda eşitsizliklerin son yıllarda artmasına rağmen toplumda birçok başka ülkeye nazaran geniş, çok geniş şekilde emekçi sınıfların ve orta sınıfların hakimiyeti ve ortak yaşam biçimi ve külürü mevcuttur. Üst sınıfların tartışılmaz zenginliğinin yanı sıra geniş halk kesimleri oldukça benzer yaşam standartlarına sahip bir şekilde yaşamlarını sürdürmektedir. Ülkede sosyal hakların da hâlâ oldukça geniş olduğunu söyleyelim ve bunların budanmasına karşı verilen mücadelenin ülkedeki en önemli mücadele başlığı olduğu da kesindir. Bununla beraber ülkede halen temel gıdalara, et, süt, ekmek gibi ulaşım kolaydır.
Birçok sosyal bilimcinin de örnek ülke olarak ele aldığı Fransa’da sosyal yaşam oldukça zengindir, kamusal alan köklü ve canlıdır. Geniş kesimleri bir araya getiren kültürel ve sosyal etkinlikler ülkede önemli bir tutkal olmayı sürdürüyor. Fransa’da enternasyonal bir havada mevcut, hem basının Dünya’nın geri kalanına dönük tabii emperyal tutumla da bağlantılı ilgisi, hem de ülke nüfusunun geniş göçmen topluluklarının bir bileşkesi olması bu çok kültürlülük ve çok din ve etnisite durumunu ve enternasyonal havayı oluşturuyor. Tabii bu durum beraberinde ırkçılık ve yabancı düşmanlığına da yolaçmıştır.
Fransa’da siyasette sol, sağ ayrımı önemli ve önemini de koruyacak. Radikal solun ve son yıllarda radikal sağın da merkeze doğru bir basıncı mevcut. Aşırı sağın yükselişi merak ve endişe uyandırıyor. Bence bu yükseliş ülkede bir gerilim yaratacak ancak kısa vadede bunun dizginlenmesi mevcut politik sistemde mümkün. Benim yazılarımda önemli bir yer tutan sol, gerçek sol, komünistler de geçmişteki güçlerine nazaran önemli bir güç kaybına uğrasa da, halen ülke siyasetinde etkili olmak için çabalıyor. Sosyalist Parti ise mevcut Hollande iktidarıyla beraber önemli bir güç kaybı yaşayacak ve bir sonraki genel seçimlerde ülkede oldukça ciddi bir siyasi kriz oluşacak gibi görünüyor.
Fransa’nın son yıllarda artan ve genellikle Afrika’da eski sömürgelerine yönelen müdahaleci tavrı da önem taşıyor. Suriye’de şahin tutum takınan, Mali’ye ve en son da Orta Afrika Cumhuriyeti’ne müdahale eden Fransa Afrika’daki eski 26 sömürgesine dönük Çin ve başka ülkelerin ilgisine, yatırımlarına set çekmeye çalışıyor ve bu ülkelerin iç politikasına birçok araçla müdahale etmeyi sürdürüyor.
Fransa’da benim görebildiğim şey şudur: Zengin, emperyalist, çeşitli toplumsal mücadeleler sonucunda önemli hakların mevcut olduğu, son yıllarda krizin de etkisiyle bu hakları korumanın zorlaştığı bir ülke. Aydınlanma ve sol mücadele kültürünün önemli izler bıraktığı bir düşünsel birikim ve bugün bunu korumakta ve geliştirmekte zorlanan bir gençlik. Şimdilik bu kadar, bir kez daha iyi yıllar ve gazetemize en içten başarılar...