'Y. Tekin, AKP’nin gözdelerinden biri ve jokeri gibidir. Dolayısıyla ‘Türkiye Yüzyılı’nda (!), laik ve bilimsel eğitim süreçlerine dönülmesi bir başka bahara kalmıştır.'

Son milli eğitim bakanı: Prof. Dr. Yusuf Tekin

Her yeni bakan atandığında, insanın aklına AKP’nin şu eski bakanları geliyor: Erkan Mumcu, Doç. Dr. Hüseyin Çelik, Prof. Dr. Ömer Dinçer, Nimet Çubukçu, Prof. Dr. Nabi Avcı, İsmet Yılmaz, Prof. Dr. Ziya Selçuk ve Prof. Dr. Mahmut Özer.

Bu bakanların şu noktalarda ortak oldukları görülüyor:

  • Her biri, bakan olmadan önce önemli görevlere getirilmiş, ‘davaya’ ve lidere bağlılıkları kanıtlanmış kişilerdir.
  • İmam hatipte okumuş olsun olmasın ve/ya da akademisyen olsun olmasın her biri eğitimin piyasalaşıp gericileşmesine katkıda bulunmuştur.
  • Bakanlığı yeni sona eren M. Özer için şimdiden bir şey söylenemese de, diğerleri, bir zamanlar AKP’nin gözdeleri iken bakanlık sonrasında adeta bir kenara itilmişlerdir.

Bu geçmiş eğitim bakanlarına bakınca, eğitim bakanlığına atanmak için, AKP’nin gözdelerinden olmak gerekir. Eğitim bakanlığını kabul etmek için de, bakanlık sonrasının ne olacağını düşünmeyecek derecede ‘dava adamı/kadını’ olmak gerekir.

Yeni eğitim bakanı Y. Tekin’in de tam da bu özelliklere sahip olduğu görülmektedir. Y. Tekin, imam hatip lisesinden sonra 1994 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nü bitirmiştir. 1994 – 2002 yılları arasında Cumhuriyet Üniversitesi’nde Araştırma Görevlisi olarak çalışmıştır. Siyaset ve Sosyal Bilimler Alanında 1997 yılında yüksek lisans yapmış ve 2002 yılında doktorasını alıp Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nde çalışmaya başlamıştır. 2007’de doçent olan Y. Tekin, 2010 yılında Polis Akademisi Başkanlığı Güvenlik Bilimleri Fakültesi’ne ve 2011 yılında da Gençlik ve Spor Bakanlığına Bakan Yardımcılığına atanmıştır.

24 Ocak 2013’te Nabi Avcı eğitim bakanlığına ve 29 Mayıs 2013’te de Doç. Dr. Yusuf Tekin, bakanlık müsteşarlığına getirilmiştir. 24 Mayıs 2016’da Nabi Avcı yerine İsmet Yılmaz bakan yapılmışsa da, Y. Tekin’e dokunulmamıştır. Y. Tekin, bu görevdeyken Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi mütevelli heyet başkanlığı görevini de yürütmüştür.

Y. Tekin’in müsteşarlık yıllarında, pek çok okul imam hatip okuluna dönüştürülmüş, genel liseler ve öğretmen liseleri kapatılmış ve binlerce yeni imam hatip okulu açılmıştır.

Eğitimci olmayan bakan Nabi Avcı ve müsteşar Y. Tekin ile piyasacı ve gerici eğitim yanlısı Talim ve Terbiye Kurulu (TTK) Başkanı eğitimci Prof. Dr. Emin Karip zamanında 2014’de çıkarılan dershane yasasıyla şu dönüşümler gerçekleştirilmiştir:

  • Müsteşar ve TTK başkanı hariç tüm bakanlık bürokratlarının görevi sona erdirilmiş ve AKP’nin bakanlığı tamamen ele geçirmesi sağlanmıştır.
  • 1926’dan bu yana bakanlığın en önemli birimi olan TTK, sıradan bir birime dönüştürülmüştür.
  • Öğretmen atamalarında ve terfilerinde, somut olamayan öznel değerlendirmelerin öne çıktığı ‘performans değerlendirmesi’ uygulaması getirilmiştir.
  • Devlet okullarında yoksullar dahil çeşitli adlarla para toplanırken, özel okula giden öğrencilere katkı parası verilmesine başlanmıştır.
  • Proje okulu uygulaması getirilerek, toplumun gözde liseleri bir gecede yapılan değişikliklerle AKP’lileştirilmiştir.
  • Kapatılan dershanelerin bir bölümüne liseye dönüşme fırsatı verilip bu liselere de ‘temel lise’ (!) denmiştir.

Bakan İsmet Yılmaz ve müsteşar Y. Tekin zamanında, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında, temel liselerin çoğu kapatılmış, 100 bin dolayında öğretmen herhangi bir yargı kararı olmadan meslekten çıkarılmıştır.

Eğitimci olmayan bakan İsmet Yılmaz ve müsteşar Y. Tekin ile bir ilahiyatçı olan Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Alparslan Durmuş1 zamanında, 2017 başlarında ‘2017 müfredatı’ olarak bilinen piyasacı-gerici içerikteki bir müfredat taslağı açıklanmıştır. Çok eleştirilen bu taslak, bir tek ‘cihatçı’ öğrenci yetiştirilmesi konusu çıkarılarak Eylül 2017’de uygulanmaya başlamıştır. Bu müfredata göre, imam hatip öğrencileri günlük sorunları Kuran’a ve hadislere göre çözecektir. Bu müfredatla, bilimsel konular tırpanlanmış, rekabetçilik pompalanırken yalnız dini değerlere ağırlık verilmiştir.2 Bu müfredatta, farklı yaşam biçimlerine, inançlara ve azınlıklara yer verilmeyerek ve hatta yok sayılarak, şans oyunlarının yanlışlığı değil haram olduğu vurgulanmıştır…3

İ. Yılmaz, Y. Tekin ve D. Alparslan zamanında 2017 sonbaharında da, aniden Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sitemi kaldırılıp günümüzde de uygulanmakta olan Liselere Geçiş Sistemi (LGS) getirilmiştir. Bu sistemde, bakanlığın sınırlı sayıda belirlediği ve ‘nitelikli lise’ dediği liselere sınavla öğrenci seçilmektedir. Bu liseleri kazanamayan öğrenciler adrese dayalı okul tercihinde bulunabilmektedir. Bu sistem yoksul çocukların aleyhine olan ve onları ağırlıklı olarak imam hatip ya da açık liseye gitmek zorunda bırakan ve eğitimde fırsat eşitliğini yok eden bir sistemdir.

Y. Tekin müsteşarken, PISA4 Direktörü’nün “Ezberci bir eğitimden uzaklaşılmalı” önerisine, “Ezber mantığı ve yöntemi bizim geleneğimiz için önemli bir öğrenme yöntemidir”5 diye yanıt veren bir kişidir! Y. Tekin, “Karma eğitim zorunlu değil” diyen bir kişidir.

Başkanlık sistemine geçilip müsteşarlık makamının kaldırılması üzerine Y. Tekin’in görevi 10 Temmuz 2018’da sona ermiştir. 17 Ağustos 2018 tarihinde profesör olan Y. Tekin, rektör atanmak için 3 yıllık profesör olma koşulu kaldırılıp 15 Eylül 2018 tarihinde, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi rektörlüğüne getirilmiştir. Atama sonrasında üç yıllık koşul yeniden getirilmiştir. Y. Tekin rektörlüğünü sürdürürken 2022 yılında da Tarım Kredi'ye bağlı TAREKS'in yönetim kuruluna üye olarak atanmıştır.

Görüldüğü gibi Y. Tekin, kendisini AKP’nin hizmetine adamış-dava adamıdır; AKP’nin gözdelerinden biri ve jokeri gibidir. Dolayısıyla ‘Türkiye Yüzyılı’nda (!), laik ve bilimsel eğitim süreçlerine dönülmesi bir başka bahara kalmıştır. Bakan olarak ilk açıklamasında, piyasacı ve gerici içerikle bir yere varılamayacağını bile bile, selefleri gibi toplumu kandırmayı yeğleyip “Türk milli eğitim sistemini hak ettiği yere çıkarmak için hep birlikte çalışacağız” diyebilmiştir.

[email protected]