Kemal Özer şiire İkinci Yeni ile başlayan şairlerden. Hemen ardından şiiriyle büyük bir hesaplaşmaya girme cesareti gösterebilen, vardığı sonuçla birlikte uzun bir suskunluk dönemini gönüllü olarak tercih edebilen kararlı bir akıl ve yürek. Bu suskunluk döneminin ardından toplumcu şiirle yeniden sesini sesimize katan ve gözlerini yumduğu güne kadar da ‘geçer akçe’ olanın değil insana yaraşır bir dünyanın şiirini inatla yazan, kumaşı eşitlikten biçilmiş inatçı bir şair.
Sivas’ta yitirdiğimiz değerlerin ama en çok da Asım Bezirci’nin ‘unutmayan’ ve ‘unutturmayan’ yoldaşı.
Zonguldak maden işçilerinin yürüyüşünü de yazdı, infaz edilen cam gözlü şairin toplu mezarda bulunan cam gözünün faşizme tanık olan ve direnen hayatını da.
Tabiri caizse ardından basılan toplu şiirleri ‘tuğla’ gibi. Genç şairlerin, üzerine toplumcu şiir damarına ekleyebilecekleri bir bina kurmaları için benzersiz sağlamlıkta.
Kemal Özer, şiiri titizlikle incelenmesi, yöntemi üzerine tartışılması gereken yabana atılamaz bir birikim.
Kemal Özer, son şiir kitabında her an hissettiği Sivas acısını ve hesaplaşmasını bize miras bıraktı.
Ben de naçizane onu kaybettiğimizde Temmuz İçin Yaralı Semah’tan bir şiiri seslendirdim, bundan 11 sene evvel.
11 sene Kemal Özer üzerine elle tutulur çalışmalar yapılmamış olması için uzun bir kayıp.
Şimdi sustuğumuz yerden üretmeye başlamamız, ağırlığı omuzlarımızı çökerten bu sorumluluğu yerine getirmemiz için çağrıda bulunan bir zaman.
Hep birlikte Kemal Özer şiirleri okuyarak başlayalım bu borcu ödemeye.