Dedik ya, bugünü değil, yarını hedefliyoruz. Çünkü halk bugünkü yalancı bahar havasına takılıp kalırsa, bir kez daha yarını kaybedeceğiz. Oysa, işimizi bir kez daha hatırlamanın tam sırası.

Mücadelemiz, bir müthiş bahtiyarlık

soL, kendisini anlatmayı seven bir yayın değil. Hiç olmadı. Genel yayın yönetmenlerimizin değiştiğini dahi duyurmaktan imtina ettik çoğu zaman.

Mühim olan soL’du, kolektifti, geleneğimiz, mücadelemizdi.

Şimdi soL’da köklü bir dönüşüm sürecine girdik. Süreç, uzun vadeli. Bugünü değil, yarını hedefliyoruz.

Uzun uzun kendimizi anlatacak değiliz. Kimi ipuçlarına işaret etmek, ne yapmak istediğimizi biraz hissettirmek niyetindeyiz yalnızca.

Dönüşümün tamamlanması vakit alacak. Bazı taşlar, aylar sonra yerine oturacak.

Ama ilk adımları attık.

Bir haftadır soL Haber Portalı’nda, diğer sayısız sitede de bulunan anlık haber ve gelişmeleri paylaşmayı bıraktık. Verimsizdi, etkili değildi, bizim ölçeğimiz için hem soL’a hem okurlarımıza yararı da tartışmalıydı. Artık yalnızca kendi sözümüzü, araştırmamızı, analizimizi içeren haberlere yer vermeyi kararlaştırdık.

Odaklanmaya ve derinleşmeye başladık. Bu yalnızca soL’un değil, genel olarak medyanın eksiği. Hatta, mazur görürseniz, Türkiye’deki siyasi mücadelenin de…

Niye bu yola girdik?

Geçen haftadan birkaç örnekle, kimi noktalara ışık tutmaya çalışalım.

* * *

Çanakkale Kalkım’ın 22 yaşındaki belediye başkanı Zeynep Çelik. Çok konuşuldu, çok övüldü. soL, babasının yerel bir mafya olduğunu, kendisinin AKP’li Oktay Saral’la yakınlığını tespit etti. 

Acele etmedik, “hemen girelim” demedik, araştırmaya başladık. Bu arada BirGün gazetesi ilk haberi girdi. Biz tablonun tamamını kavramaya çalıştık. Çok ayrıntı öğrendik, hangi “muhalif” milletvekillerinin “Ne var canım, babası saygın bir iş adamı” diye durumu savunduğunu bir kenara not ettik…

Sonuçta çok daha ayrıntılı bir haber yayımladık.1 Yalnızca soL’da yer alan bir ayrıntıyı tekrar hatırlatalım: Babanın sabıkası olduğu için kendi adına aday gösterdiği genç kadını bizzat Özgür Özel CHP’ye davet etmişti.

Mafya babasının kızının adaylığı bugün dikkat çekiyor belki. CHP’nin “kim olursan ol, gel” tavrı, yarın çok daha önem kazanacak.

* * *

Lezita işçilerinin grevi bir ayı geçti. Eski Gülenci patron, kaçak işçi çalıştırmaktan grevci işçilere bangır bangır elektronik müzik dinletmeye her türlü kirli oyunu oynuyor.

Başından beri Lezita’daki işçilerin sesi olmaya çalıştık. Odaklandık, yakından takip ettik.2

Grev, düşük ücretler bugünün yakıcı konuları, evet. Fakat yalnızca soL’un dikkat çektiği, hem bizzat Özgür Özel hem de Turgutlu’nun CHP’li belediye başkanının grevci işçilerin yanında durmaktan kaçınması hali, yarın çok daha yakıcı hale gelecek.

* * *

Gayrettepe’deki gece kulübünde çıkan ve 29 kişinin yaşamına mal olan yangınla ilgili yalnızca en kapsamlı değil, aynı zamanda en hızlı haberciliği soL yaptı. Mekanda aslında pasaja çıkan üçüncü bir kapı olduğu halde muhasebe müdürünün buradan kaçıp işçileri bilgilendirmemesi… Yangın söndürme tüplerinin bir kısmının çalışmaması… İşçilerin ramazan diye ücretsiz izne çıkarıldıkları halde zorla çağrılıp çalıştırılmaları… soL’un yazdığı bu ayrıntılar, bu katliama dair hukuki süreçte hesap sorulmasına katkıda bulunacak.3

Ama, dahası var. O mekana ruhsat veren, ezelden beri CHP’li Beşiktaş Belediyesi’ydi. CHP, günlerce, ısrarla, ruhsatın 2018’de verildiğini söyledi, kendilerinin verdiğini itiraf etmedi. Sonra ortaya çıktı ki, ruhsat 2020’de verilmiş.

“Ne fark eder” diyeceksiniz… Fark şu: 2018’de Beşiktaş Belediyesi’nin başında Murat Hazinedar vardı. Cümle alem ne kadar yolsuzluğa bulaştığını biliyordu. Ruhsat işini o döneme yıkmaya çalıştılar. 2020’de sözde Hazinedar döneminden ders çıkarılmış, başkan değiştirilmişti. Ama tezgah aynen devam etmiş.

Gece kulübünün sahiplerinden hesap sormak, bugünün konusu. CHP’nin de parçası olduğu kirli belediyecilik anlayışından hesap sormak, yarının…

* * *

Dedik ya, bugünü değil, yarını hedefliyoruz.

Çünkü halk bugünkü yalancı bahar havasına takılıp kalırsa, bir kez daha yarını kaybedeceğiz.

Oysa, işimizi bir kez daha hatırlamanın tam sırası.

Yenebilmek yalanı,

Anlamak gideni,

Ve gelmekte olanı.