Aydın’da KYK yurdundaki asansör faciasında bir öğrenci yaşamını yitirdi.
Gece Aydın Valisi Yakup Canbolat derhal olay yerine gitti, “15 kişilik asansöre 16 kişi bindiler” dedi. Ölümün, öğrencilerin suçu olduğunu ima etti.
Ne bir araştırma, ne bir şüphe.
Yakup Bey, her seferinde böyle yapıyor.
* * *
Aralık 2021. Bursa Kestel’de bir plastik fabrikasında patlama oldu. Öyle patlama ki, fabrikanın çatısı uçtu, camları patladı, yan taraftaki tekstil fabrikasında bile üç işçi yaralandı. Plastik fabrikasında 6 işçi yaralandı, bir işçi, Özkan Deniz, yaşamını yitirdi.
Vali Yakup Canbolat olay yerine gidiyor, şöyle diyor: “Hafif bir sızıntı var malzemenin başka tanka taşınması ile ilgili arkadaşlar çalışıyor. Genel itibariyle tedbirler alındı. Bir sıkıntı bulunmuyor. Teknik bir bilgim yok ama plastik ve deri hammadde işleniyormuş, parlayıcı ve yanıcı bir madde olmadığını biliyorum.”
Teknik bilgisi yok Yakup Bey’in, ama sızıntının hafif olduğuna, parlayıcı-yanıcı madde olmadığına hemen kani olabiliyor. Ama ihmal var mı, sebep nedir, söylemiyor.
Vali bunları söylerken, Bursa İşçi Gazetesi, “İşçilere ve yakınlarına ‘Sakın kimseye bilgi vermeyin’ diye baskı yapılıyor” diyor.
Yakup Bey üstüne düşmüyor.
* * *
Haziran 2022. Bursa İnegöl’de sunta ve talaş üreten bir fabrikada patlama oldu. İki işçi, Aydın Toprak ve Ömer Coşgun, yaşamını yitirdi.
Vali Yakup Canbolat olay yerine gidiyor, şöyle diyor: “Fabrikada siloların, buhar kazanının olduğu ve ünitelerin olduğu bölümde saat 13.00 gibi patlama oldu.” Patlama niye oldu, ihmal var mı, söylemiyor.
Bir işçi diyor ki “İş güvenliği eksiklerini ben videoyla çekip fabrika yönetimine ilettim, yanıt olarak hem beni hem tüm hemşehrilerimi kovmakla tehdit ettiler”. Nitekim, incelemeler, eşanjör kaynaklı sızıntının dış cidarlarda görünür hale gelmesi üzerine, bakım ekibinin kaynakla müdahalesi sonucu patlamanın yaşandığına, yani ihmal olduğuna işaret ediyor.
Yakup Bey üstüne düşmüyor.
* * *
Ekim 2020. Bir şirket, Meyra Madencilik, Bursa Kirazlıyayla’da tesis kurmak istiyor. Köylüler aylarca direniyor, dava açıyor. 28 Ekim’de mahkeme, köylülerin davasını görecek.
Bu defa Yakup Bey işin üstüne düşüyor. Duruşmadan bir gün önce, makamında, şirketin yetkililerini ağırlıyor. Mahkeme köylülerin talebini reddediyor, şirkete yeşil ışık yakıyor.
* * *
Peki Aydın, Bursa valilikleri nasıl hak ediliyor?
Mayıs 2015. Oğul Bilal, Okçular Vakfı’nda “Uluslararası Fetih Kupası”nı düzenliyor. Tayyip Erdoğan da orada. Konuşmalar yapılıyor. Sonra Bilal Erdoğan alıyor yayı eline, iki ok atışı yapıyor. Ardından vakfın başkanı, Ali Haydar Yıldız, ok atıyor. Son olarak Vali Yakup Canbolat atıyor iki ok.
“Aaa, İstanbul Valisi de mi olmuş” demeyin, kendisi o sırada Hakkari Valisi. Ne işi var peki baba-oğul Erdoğan’larla ok atışında. Eh, belli ki kendisi turnayı gözünden vuruyor.
* * *
Diyeceksiniz ki, Yakup Canbolat acaba hep mi şirketleri korumaya çalışıyor.
Hayır. Yakup Bey, gerektiğinde şirket azarlamasını da biliyor.
Mayıs 2022. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu gelecek, Canbolat, karşılamak üzere Gemlik’e gidiyor. Gitmişken, Celal Bayar’ın doğduğu evin restorasyonuna göz atıyor. Gecikme olduğunu fark edince, firma sorumlusuna şöyle diyor: “Bu izahatların hiçbiri beni ikna edemez.Şimdi sen martaval okuyorsun, onu geç. Bunları en kısa zamanda düzelteceksiniz. Bak düzeltmezseniz, beni ağır konuşturmayın.”
Mevzubahis işçiler, öğrenciler değil de, Celal Bayar’ın doğduğu ev olunca, Yakup Bey şirket mirket dinlemiyor.
* * *
Girin, muhalif olanlar dahil tüm haber sitelerinin haberlerine bakın. İlk girilen haberlerin neredeyse hepsinin ya başlığında ya spotunda “15 kişilik asansöre 16 kişi binmişler” yazıyor.
Niye? Vali Yakup Canbolat böyle dedi diye. Tüm Türkiye yanıltılıyor.
Oysa asansörlerde yük sensörü var, sınır aşıldığında durması lazım, hiç umursamıyor.
Dahası, ilgili yönetmelik, teknik şart olarak, asansörlerin beyan edilen ağırlığın 1,25 katını taşıyacak kapasitede olmasını öngörüyor: “Standartlarda aksi belirtilmediği sürece, kaldırma ve iletme ekipmanları, beyan edilen yükün en az 1,25 katını, etkili ve güvenli bir şekilde kaldıracak ve askıda tutabilecek güçte olur ve bunların bu yüke dayanıklı ve yeterli yük frenleri bulunur.”
Öğrencilere sorsa, zaten uzun süredir asansörlerin bozuk olduğunu, hatta kapısı kapanmayan asansörü kullandıklarını duyacak, sormuyor.
Canbolat umursamıyor. Bu ayrıntıların üstüne düşmüyor. Suçu öğrencilere atıyor.
Asansör, öğrencilerin üstüne düşüyor. Zeren Ertaş yaşamını yitiriyor.
Öğrenciler gece eylemdeydi, bugün bu satırlar yazılırken de Kent Meydanı’nda eylem sürüyor. Bu defa bizim bu işin üstüne düşmemiz lazım.
Ki, Vali Yakup Canbolat da, kâr hırsı yüzünden öğrencisini, işçisini koruyamayan devlet de altında kalsın.