Kemal Okuyan: 'Bu iktidar Türkiye'yi bu tarz eylemler için bir laboratuvara dönüştürmüş durumda'

soL TV'nin Bakış programında bu akşam TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, İstiklal Caddesi'ndeki saldırıyı ve sonrasında ortaya çıkan tartışmaları ele aldı.

Haber Merkezi

soL TV'nin Bakış programında bugün, soL TV Yayın Yönetmeni Gökhan Kazbek ve TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, dün İstanbul'da İstiklal Caddesi'nde gerçekleşen bombalı saldırıyı ele alıyor.

Taksim'de gerçekleşen saldırıda 6 yurttaş yaşamını yitirirken, 81 kişi de yaralanmıştı. İçişleri Bakanı Soylu'nun "ABD Büyükelçiliği'nin taziyesini kabul etmiyoruz" açıklaması dikkat çekmişti.

Kemal Okuyan ve Gökhan Kazbek, "Türkiye yeniden 2015'i mi yaşayacak?" ve "Soylu'nun 'ABD müttefikliği sorgulanmalıdır' çıkışının yansımaları ne olacak?" sorularını yanıtlıyor.

Okuyan'ın açıklamaları şöyle:

  • Şuradan başlayalım, 2015 devam eder mi, hayır. Çok farklı koşullar var, bir seçim gerçekleşti ve seçimin ardından hükümet kurulamadı. Seçimler AKP'nin işine gelmeyen bir doğrultu gösteriyordu ve sonrasındaki olaylar yaşandı ve sonrasında AKP iktidarını yeniden sağlamlaştırdı. Bunlar yeniden yaşanmaz diyemez kimse ama aynı doğrultuda yaşanır mı tartışmalı. Benzer bir süreç başlarsa iktidarı rahatlatır mı, yoksa iktidarı beceriksiz, başarısız, güvenliği sağlayamayan bir parti haline mi getirir? Bunu tartışmak gerekir.
  • Soylu'nun son bir yıl yaptığı açıklamalara bakalım, belini kırdık, ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz. Bunun üzerine bir propaganda var. Dolayısıyla halk şöyle bakmaz, bu işin arkasında şu var, bu var, sonuca bakar. Bu Süleyman Soylu'nun bizzat Süleyman Soylu'yu yalanlamasıdır.
  • Hükümet cenahında ABD'yi böyle kontrolsüz şekilde eleştirme görevi Soylu'ya verilmiş, ilk kez yapmıyor. Bu tür olayların hepsinde benzer bir karşılığı var. Çok tekrar ederse inandırıcılığını kaybediyor. Hep söylüyoruz, bu kadar dertliyseniz alın önlemleri, kapatın İncirlik'i, NATO'yla ilişkileri gözden geçirin. Hükümetin bir kanadı ABD ile çok yakın ilişkiler içerisinde. ABD'den üst düzey yetkililerle yapılan görüşmeler, askeri ve siyasi düzeyde sürüyor, bir taraftan da bu ne biçim müttefiklik deniyor. Demek ki bakanlar arasında bir iş bölümü var. 
  • Bu ortam, bu ilişkiler ağı bu türden olaylar için bir zemin sağlıyor. Bu zemini karşıya almadan ne deseniz boş. Ortadoğu'da, aslında bütün dünyada bir biçimde bu tür bombalı saldırılar yapan bütün örgütler için söylüyorum, burada istihbarat örgütlerinin yöntemi, mesela IŞİD'in bütün hücrelerini ABD yönetmedi ama bazılarına yerleşti, işine gelenleri yönlendirdi. Dolayısıyla kimin gerçekten neye karar verdiğini bilemezsiniz. Burada önemli olan bu zemini karşıya almaktır.
  • Burada bizim cephemizden yapılması gerekenler... Bir kere siyasal doğrultuda bir netlik gerekir. Bu kaotik ortamda, bakın, kim yaptı diye soruluyor? Bir sürü şey söyleniyor. Burada bir tuhaflık yok mu? Bunun kendisi bile zaten nasıl bir kaosun içinde olduğumuzu gösteriyor. Kim ne istiyor? Ortadoğu coğrafyasında kimin ne istediği konusunda bir belirsizlik vardır. Suriye'de de öyle. Türkiye'nin kontrolündeki bazı bölgelerde cihatçı gruplar var, ne istedikleri, neye hizmet ettikleri belli değil. Sorgulanması gereken, bu bombalar niye patlıyor, hangi amaç için. İrlanda Cumhuriyet Ordusu yıllar önce İrlanda'nın bağımsızlığı için bombalar patlıyordu. İyi kötü, beğen beğenme bir doğrultusu vardı, biliniyorduki İRA'nın amacı şu, sonra ABD devreye girdi ve belirsizleşti, daha kaotik bir süreç yaşandı, sonra bir anlaşma oldu ve kapandığı iddia edildi. Siyasette her zaman berraklığı savunmak gerek. Türkiye'de kim kiminle müttefik, kim neyi savunuyor belli değil. Şunu söylemek lazım. Kim ne istiyor? AKP ne istiyor belli değil. Devlet Bahçeli ve AKP'li yetkililerinin yıllarca HDP'yi şeytanlaştırıp, sonra ziyaret sonrası bu bir siyasi parti demesi bir doğrultu karmaşası olduğunu gösteriyor. Aynı şey muhalefet için de geçerli. HDP şurada yüzde yüz haklı, yani muhalefet HDP'yi şamar oğlanına çevirerek ama bir yandan da HDP'nin desteğini garanti altına almaya çalışacak. Türkiye'nin siyasal ortamında zaten doğrultu, ilkeler ve program açısından kaos var, bu olduğunda sokaklarda da kaos olur. Şimdi herkes kime yaradı bu diyor?
  • Bu olayın arkasında olabilecek 20 tane güç sayabiliriz. Bir bölümü belki iki üç hamle sonrasını planlamış dahi olabilir. Önemli olan bu karmaşayı yok etmektir, bu ilkeli siyaset ve hedef tutarlılığıyla mümkün. Bunu Türkiye siyasetinde devrimciler dışında savunan yok. 
  • Bu iktidar Türkiye'yi bu tarz eylemler için bir laboratuvara dönüştürmüş durumdadır. İstedikleri kadar ayakkabı numarası desinler, ortada bir gerçek var. Türkiye'de bu dengelere kurşun atmak için çok elverişli bir zemin yarattılar.
  • Soylu'nun kafasındaki güvenlik sorunu AKP'nin güvenlik sorunu, AKP'nin bekası, onun dışında bir şeyi umursadıkları yok, hikaye.
  • (Sosyal medyaya bant daraltma uygulaması) Bu ters teper deniyor, öyle değil. Geleneksel medya yavaş yavaş etkisini yitiriyor. İnsanlar denetimi daha kolay mecralara mahkum hale getiriliyor, o mecraların çürümesi ve çöp haline gelmesi için de çalışıyorlar. Sonra çöp haline geldi diye sansüre başlıyorlar. Sonra ortada medya kalmıyor.