The Telegraph: Türkiye'de insani kriz daha da kötüleşecek

The Telegraph, 11 ilde yıkıma yol açan 6 Şubat depremlerinin ardından ilan edilen yeniden inşa planının zorluklarını ele aldı.

Dış Haberler

Maraş merkezli 6 Şubat depremleri 11 ilde yıkıma yol açtı, resmî açıklamalara göre 50 binin üzerinde yurttaş yaşamını yitirdi, yüz binlerce yurttaş evsiz kaldı, milyonlarcası yerinden oldu. 

Tahminlere göre, depremler 300 binin üzerinde binanın yıkılmasına, ağır hasar almasına veya kullanılamaz hale gelmesine sebep oldu. Yıkımın yarattığı hasar ve yeniden inşanınsa 100 milyar doları aşması bekleniyor.

The Telegraph’ta yayımlanan, Türkiye’deki depremlerin yarattığı yıkım ve yeniden inşa sürecinin ele alındığı makalede, şu sorular soruluyor: “Hükümetin net bir planı var mı? Hükümet yeniden inşa girişimlerine öncülük edecek mi? Yoksa özel sektöre mi bırakacak? Eğer öyleyse, uzmanların ilk etapta trajediye yol açtığını söylediği kötü inşaat uygulamaları ne olacak?

Hükümetin evlerini terk etmek zorunda kalan ve şu anda yerlerinden edilmiş olan üç milyon insana nasıl destek olacağı sorusu da mevcut” denilen makalede, “Peki sadece evlerini değil, uzuv kaybı gibi hayatlarını değiştiren yaralanmalar yaşayanlar ne olacak? Hayatlarını yeniden yoluna koyabilmek için mücadele eden mağdurları ne bekliyor?” vurgusu yapıldı.

‘Eğer bir savaş olsaydı ve burası bombalansaydı, daha kötü olmazdı diye düşünüyorum’

Antakya’da kentin tarihi binaları da dahil olmak üzere, konut stokunun yaklaşık yüzde 80'inin hasar gördüğünü belirten The Telegraph’ın görüştüğü bir uzman, “Eğer bir savaş olsaydı ve burası bombalansaydı, daha kötü olmazdı diye düşünüyorum” yorumunda bulundu.

İktidarın açıklamalarına göre, yıkılması gereken bina sayısı 300 bine ulaşırken, 210 milyon ton moloz ortaya çıktı veya çıkacak. Ancak bu molozların taşınacağı yer dahi soru işaretleri barındırmaya devam ediyor. 

İktidar işçilerin kayıplarını nasıl karşılayacak?

Öte yandan, makalede depremin ülke ekonomisi üzerinde yarattığı yıkım da hatırlatılarak, “Türkiye'nin güneydoğusu geçen yıl ülkenin tarımsal üretiminin yüzde 16'sını karşılarken, en kötü etkilenen bölgelerden biri olan Hatay ilinde, Antakya gibi felaket boyutlarında yıkıma uğrayan İskenderun kentinde kurulu büyük bir çelik endüstrisi bulunuyor” denildi.

Birleşmiş Milletler’e (BM) göre, bölgede yaşayan dört milyon işçi depremden etkilendi. BM’ye göre yeni geçim kaynakları bulunmadığı takdirde bu işçiler ayda ortalama 230 dolar (yaklaşık 4 bin 450 lira) kaybedecek. 

İktidarın ‘imar affı’ yoluyla yarattığı yıkım

The Telegraph, AKP iktidarının kodlarında bulunan “imar affı” uygulamasına değinirken, “İşte bu noktada Türkiye'nin liderlerinin uygunsuz uygulamaları denetlemesi devreye giriyor. Türk hükümeti 2018 yılında, 1999 yılından sonra inşa edilen ve bir dizi temel ruhsat, tasarım ve güvenlik kuralını ihlal eden binaların sahiplerinin, bu mülkleri meşrulaştırmak için ödeme yapabilecekleri bir af başlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hükümeti tarafından bir yıl içinde yaklaşık 7,4 milyon başvuru onaylandı ve yapı kayıt ücretlerinden yaklaşık 4,2 milyar dolar gelir elde edildi” dedi.

Diğer yandan da iktidarın imar affıyla sağladığı “sıcak para” da buhar oldu: Depremin ekonomik boyutunun 100 milyar doları aşması beklenirken, bu tutar Türk ekonomisinin büyüklüğünün yüzde 10’una tekabül ediyor.

‘Türkiye'de insani krizi daha da kötüleşecek’

İnşaat için ayrılan araziler, hükümetin bir yıl içinde 300 bin yeni konut inşa etme hedefine ulaşmasında bir avantaj sağlayacak” yorumunda bulunulan makalede, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Profesör Haluk Özener’in “Bu iddialı bir hedef. Ama yapılabilir” görüşü aktarıldı. 

Depremlerin üzerinden iki ay geçmesine rağmen 1,6 milyon yurttaşın hâlâ resmi olmayan alanlarda yaşamak zorunda kaldığını belirten The Telegraph, “Bu insanlar amaca uygun inşa edilmiş barınma yerlerine taşınana kadar, Türkiye'de insani krizi daha da kötüleşecek” değerlendirmesini paylaştı.

Deprem bölgesinin yüzde 25’in içme suyu yok

Öte yandan, Uluslararası Göç Örgütü’nün (IOM) saha değerlendirmelerine göre, yerleşim yerlerinin üçte birinden fazlasında duş bulunmuyor, yüzde 25'inde yeterli içme suyu kaynağı yok, tuvaletlerse tek kelimeyle “yetersiz”. 

Koleranın deprem bölgesinde bir tehdit olmaya devam ettiği aktarılan yazıda, hastalığın Suriye'nin kuzeybatısından görülmeye başlandığı, buna rağmen IOM'nin raporlarına göre deprem bölgesinin neredeyse dörtte birinde temel ilaçlara ulaşılamadığı aktarıldı.

The Telegraph, tüm sorunlarla birlikte depremzedelerin psikolojik yardım alması gerektiğini vurgulayarak, görüş aldığı bir uzmanın depremlerin yarattığını travmanın özellikle çocuklar olmak üzere tüm depremzedeler için hayat boyu süreceği uyarısını hatırlattı.