New York Times gazetesi, ABD yönetiminin Ortadoğu ülkeleri üzerinde bir “savunma şemsiyesi” oluşturma girişiminin uzun süredir gündemde olduğunu, fakat şimdiye dek hiçbir yetkili tarafından açıkça dillendirilmediğini yazdı.
Hillary Clinton, ABD’nin bir savunma şemsiyesi oluşturması ve Körfez ülkelerinin askeri kapasitesini artırması durumunda İran’ın daha güvenlikli ve güçlü bir ülke olmayacağını söyledi.
İran’ın nükleer silah yapmakta olduğuna, hatta yapma niyeti olduğuna dair şimdiye kadar hiçbir somu kanıt elde edilebilmiş değil. İran’ın tüm nükleer tesislerinde BM’ye bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu görevlileri gözlemcilik yapıyor. Ancak ABD ve batılı ülkeler, İran’ın nükleer silah yapmak niyetinde olduğu konusunda ısrarlı tutumlarını, medya propagandası yoluyla da kamuoyuna aktarıyorlar.
Clinton, bu sözlerinin Obama yönetiminin öncelikli hedefi olan İran’ın bir nükleer bomba yapma kapasitesine ulaşmasını engellemekten vazgeçildiği anlamına gelmediğinin altını çizdi. Ancak Clinton’un sözlerinin, İran’a “gerekirse biz de askeri bir çözüme başvururuz” mesajı iletmeye dönük olduğu düşünülüyor. İsrail de uzun süredir İran’a olası bir “önleyici saldırıyı” gündeme getiriyor, ABD’den bazı yetkililer de zaman zaman böylesi bir İsrail saldırısına destek verebileceklerini dillendiriyorlardı.
Şemsiye “nükleer” mi olacak?
Clinton’un “savunma şemsiyesinden” bahsetmesi, akla bu şemsiyenin “nükleer bir şemsiye” olup olmayacağı sorusunu getirdi. Clinton’un ağzından nükleer sözü çıkmamış olsa da, Dışişleri Bakanı aksini de belirtmedi.
ABD’nin nükleer bir şemsiyesi, iki türlü olabilir: Birincisi, herhangi bir ülke şemsiye altındaki ülkeye nükleer silahla saldırdığında, ABD’nin saldırgan ülkeye nükleer silahla karşılık vereceği garantisi vermesiyle ikincisi de söz konusu şemsiye altındaki ülkelerde birebir nükleer silah yerleştirmesiyle.
Clinton’un sözleri, ABD yönetiminin Ortadoğu’yu silahlandırmak konusunda kararlı olduğunu ortaya koyuyor. Bölgenin silahlanmasının, hele ki nükleer silahlarla donatılmasının, Ortadoğu ve dünya barışı açısından çok tehlikeli bir durum yaratması kaçınılmaz.
(soL - Dış Haberler)