Güney Akım Projesi’nin iptali Rusya-Türkiye-İran üçgeninin ilk adımı olur mu?

Mahdi Darius Nazemroaya'nın Global Research'te yayımlanan makalesi, ABD-AB yaptırımları karşısında Rusya’nın konumu ve avantajlarına dair farklı bir perspektif ortaya koyuyor. Aşağıda yer alan ilk bölümde söz konusu yazının Güney Akım projesi ve olası ittifaklara ilişkin değerlendirmelere yer veriliyor.

Çeviri: Selçuk Işık

Not: Üçüncü dünya savaşı senaryoları birbiri ardına sıralanırken, ekonominin siyaseti yönettiği yalın gerçeğiyle her geçen gün daha fazla burun buruna geliyoruz. Emperyalist özneler ve taşeronları, ekonominin güdümünde bir politik ‘’ittifak’’ ile  yaşadıkları krizlerden çıkış noktaları arayabiliyorlar.

Şu bir gerçek ki kapitalizm var oldukça paylaşamamanın özgül ağırlığı bu dünyanın sırtında hep yük kalacak. Her gün onlarca paylaşım savaşımının dönüyor olduğu nesnelliğini bir gün dünyayı asıl var edenler anlayacak ve daha önemlisi değiştirecekler..

‘’Kremlin, ABD tarafından Rusya’ya piyasalar üzerinden yapılan saldırılardan kurtulacak bir dizi seçenekten oluşan bir listeye sahip. Bunlardan birisi Türkiye ile flört seçeneği. Rusya-Türkiye flörtü Vladimir Putin’in Türkiye'ye 1 Aralık'ta yaptığı ziyarette AB'nin çıkardığı engeller nedeniyle Karadeniz üzerinden Bulgaristan'a ulaşacak Güney Akım projesini iptal ettiklerini duyurması ve bunun yerine Karadeniz'den Türkiye'ye yeni bir boru hattı inşa etmeyi önermesiyle başlamıştı.

Popüler adıyla «Türk Akım» olan bu alternatif boru hattı projesi Rus enerji devi Gazprom ile Botaş’ı biraraya getiriyor. Dahası, Gazprom’un Rus doğalgazı alımlarında Türkiye’ye indirim uygulamaya başlayacak olması işbirliğini daha da kuvvetlendireceğe benziyor.

Ankara ve Moskova arasında yapılan gaz anlaşması Türk ve Rus taraflar için karşılıklı kazanım yaratacak pozisyonda duruyor. Enerji tedariğinde meydana gelecek indirimlerden ziyade Türk Akım Projesi Türkiye hükümetine yıllardır arzuladığı şeyi veriyor: Türk Akım boru hattı Türkiye’yi önemli bir enerji koridoru ve geçiş noktası haline getirerek transit gelirlerini de bu kazanımların üzerine ekliyor. Bu senaryoda Türkiye, enerji tedarikçisi Rusya ile Avrupa Birliği ülkeleri ve Avrupa Birliği’ne üye olmayan ülkeler arasında bir koridor haline geliyor. Ankara’nın Avrupa birliği konusunda eli güçlenecek ve fazladan bir müzakere kartına sahip olacak; çünkü AB bir enerji aracısı olarak Türkiye ile de anlaşmak durumunda olacak.

RUSYA NE KAZANACAK?
Rusya’ya gelince, Güney Akım inşasında yüzleştiği riskleri projeyi iptal ederek azalttı. Moskova, projenin inşası için zaman ve kaynaklarını projenin Balkanlar’da Brüksel ve Washington eliyle yaptırıma maruz kaldığını görmek için harcamış olabilirdi. Avrupa Birliği Rus gazını gerçekten almak isterse Türk Akım boru hattı, Türkiye’den Yunanistan’a, Macaristan, Sırbistan, Slovenya, İtalya, Avustralya ve projeye entegre olmak isteyen diğer Avrupa ülkelerine doğru genişletilebilinir.

Güney Akım’ın iptali ayrıca Rusya’dan Avrupa Birliği’ne uzanan alternatif enerji koridorlarının bir süre için bir azalacağı anlamına geliyor. Bu durumun, Rus gazının Avrupa Birliği’ne ulaştırılması açısından önemli bir transit rota olan Ukrayna’da uzlaşma bağlamında pozitif etkileri bulunuyor. Ukrayna bölgesi civarından gelen Rus gazının akışını güvenli hale getirebilmek için Avrupa Birliği’ni Kiev’deki otoriteleri Doğu Ukrayna’daki uzlaşmazlıkları halletmeleri konusunda ısrarcı olmaya itecektir.

SURİYE'DE ÇÖZÜME YARAR MI?
Birçok açıdan, Türk Akım boru hattı, başarısız olmuş Nabucco doğalgaz boru hattının yeniden tasarlanmış hali olarak izlenebilir. Moskova’nın Avrupa Birliği karşısında koz elde etmesinin yanında Türkiye’ye yapılacak yeni boru hattı Ankara’yı Rusya’nın ekonomik ve stratejik çıkarlarına yaklaştıracaktır.

Türk Akımı projesinin yaratılması ve Türk-Rus ilişkilerinin kuvvetlenmesi Suriye’deki korkunç anlaşmazlığa dahi yardımcı olabilir. Eğer İran doğalgazı, İran bölgesinden Anadolu’ya giren bir başka enerji koridoru aracılığıyla Türk Akımı’na entegre olursa, Türk çıkarları Moskova ve Tahran’la daha sıkı bir şekilde aynı hizaya gelecektir. Türkiye, yeni Osmanlı politikalarının yenilgisinden kendini kurtarıp Suriye krizinden çekilebilecektir. Bu, aynı zamanda Ankara’nın kendisini iki önemli ticari ortakla yeniden konumlandırması anlamına gelir.

TÜRKİYE'NİN PLANI
Ankara, hem Rusya hem de İran ile Suriye krizi üzerindeki farklılıklarının ve politikalarının ekonomik bağ ve iş ilişkilerine engel olmaması mantığına sahip. Washington ise Türk-İran ve Rus-Türk ticaret ve enerji ilişkilerini Rusya ve Avrupa Birliği örneğinde olduğu gibi bozmaya çalıştı. Ancak, Ankara, siyasetin İran ve Rusya ile ekonomik bağlarına zarar verdiğinin ve böylece zayıflatılmış olacağının farkına vardı.

Ankara ziyaretinde Rus hamlesinin amirane anonsunu yaptığı sırada Putin, Avrupa Birliği içerisindeki ateşli bir tartışmayı sağlama almanın fırsatını da yakalamış oldu. Birileri bunu yaraya tuz basmak olarak nitelendirebilir. Bulgaristan ve Avrupa Birliği içerisinde kar ve fırsat maliyeti üzerinden iç anlaşmazlıklar yaşanacağını bilen Putin Bulgaristan’ın kaybının Avrupa Komisyonu tarafından karşılanıp karşılanmayacağını sormuştu.’’

(Yaşanan gelişmeler üzerine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız “Bu Türkiye’nin problemi değil, AB’nin problemidir. Bu tür gelişmeler Türkiye’nin Batı ile ilişkisini aksatmaz. Çünkü biz birini tercih ettiğimizde diğerinden vazgeçen bir ülke değiliz” ifadelerini kullanmıştı.)

RUSYA'DA İFLAS İHTİMALİ VAR MI?
Öte yandan 24 Aralık tarihinde Al jazeera’den Melis Kobal ile yaptığı röportajda, Rusya ekonomisi üzerine çalışan Prof. Dr. Mübariz Hasanov, Rusya ekonomisinin mevcut şartlarda toparlanma şansının az olduğunu ve az da olsa iflas riski gördüğünü söylüyor, krizden çıkış için iki-üç yıla ihtiyaç olduğunu düşünüyor:

"Rusya iflası ihtimali var ama az bir ihtimal. Rusya bunu en son aşamada yapar, moratoryum ilan eder, borçlarını bir süre ödemez. Rusya, finansal piyasalardaki dalgalanmayı bir şekilde kurtarabilir, faizi daha da yükseltir, piyasaya müdahale eder, sermaye kaçışını durdurur. Piyasalarda ciddi kayıptan sonra bir denge olur ama reel ekonomiyi kurtarması için şansı yok. Reel ekonomi dediğiniz şey üretim. Rusya ekonomisi petrole dayalı bir ekonomi."

Hasanov'a göre Rusya'nın ekonomide en büyük dezavantajı sanayisi olmaması, ihracat çeşitliliğine gitmemesi:

"Rusya bir iki senede yeni sanayiler geliştiremez, makine, otomotiv sanayi bir anda kurulmaz. Norveç gibi bir yapısı olsa sanayisi de güçlü, işi daha kolaydı. Şimdi 420 milyar dolar rezervi var ama bütçe gelirleri düşüyor. Bu parayla bütçeyi kompanse etse firmalara yardım edemez. Rusya'nın hem bütçeyi hem de özel sektörü kurtarmaya gücü yetmez. AB yaptırımları nedeniyle Avrupa'dan da kısa vadeli borçlanamıyor."

AB KANADINDA NELER OLMUŞTU?
Rusya'nın Ukrayna'yı devreden çıkarıp AB'ye doğrudan gaz taşıyacak Güney Akım Projesi'ni iptal edeceğini açıklamasını değerlendirmek için Brüksel'de toplanan bölge ülkelerinin enerji bakanları, AB Komisyonu'ndan durumu netliğe kavuşturmasını talep etti.

Macaristan'ın temsil edilmediği toplantıya katılan Avusturya, Bulgaristan, Yunanistan, Romanya, İtalya, Slovenya ve Hırvatistan Enerji Bakanları’nın ortak açıklamasında, "AB Orta ve Güneydoğu Avrupa gaz piyasalarının entegrasyonuna ve gaz tedarikçilerinin, kaynaklarının ve rotalarının çeşitlendirilmesine güçlü bir şekilde bağlı kalmalıdır" denildi.

Projenin iptali ise gaz ihtiyacının üçte birini Rusya’dan karşılayan Avrupa Birliği’nin enerji kaynaklarını bir an önce çeşitlendirmesi gerektiğini gösterdi.

Federica Mogherini (Avrupa Dışişleri ve Güvenlik Teşkilatı Yüksek Temsilcisi), “Rusya tarafından alınan ve açıklanan karar bize tedarik yollarını acilen çeşitlendirmemizi göstermekle kalmıyor. Aynı zamanda Avrupa Birliği için enerji kaynaklarının da çeşitlendirilmesi gerektiğini işaret ediyor” dedi.

Öte yandan Moscow Times'ın analizinde yeni boru hattı konusunda "hevesli" görünen Gazprom Genel Müdürü Aleksey Miller'in yanılmış olabileceği belirtildi. Analizde görüşleri yansıtılan ABD merkezli Doğu Avrupa Gaz Analizi Başkanı Mikhail Korchemkin, projeleri arasında Çin'e dev bir boru hattı da bulunan "Gazprom, yeni bir boru hattını finanse edecek durumda değil" görüşünü dile getirdi.

Rusya'nın Güney Akım Projesi'ni iptal etmesinin ardından alternatif arayışlarını sürdüren Avrupa Birliği'nin (AB) Azerbaycan doğalgazına yöneldiği, Trans Adriyatik Boru Hattı projesinin kapasitesinin iki kat arttırılmasının planlandığı bildirildi.

Der Spiegel dergisi, Azerbaycan doğalgazını Türkiye'nin ardından Yunanistan üzerinden Arnavutluk ve İtalya'ya ulaştıracak Trans Adriyatik Boru Hattı'nın kapasitesinin, 10 milyar metreküpten 20 milyar metreküpe çıkarılacağını yazdı.