ABD-Çin ticaret savaşı tırmanıyor

ABD ile Çin arasındaki ithalatta gümrük tarifelerini artırmaya dayalı ticaret savaşı tırmanarak sürüyor. Bu savaşın çok hızlı bir ithalat düşüşünden ziyade fiyat artışlarına yol açacağı düşünülüyor.

Kaya Emre Uzmay

ABD Başkanı Trump her ne kadar bu yeni uygulamalarını “milli güvenlik meselesi” olarak adlandırsa da, yeni gümrük tarifeleriyle ABD içerisinde yerli üreticilerin rekabet gücünü artırmayı planlıyor. Trump yönetiminin ülke içi üretimi korumak gerekçesiyle dışarıdan alınan mallara koyduğu gümrük tarifelerine Çin hükümetinin cevabı gecikmedi. Şu an Çin, ABD’yi zamanında kendi dayattığı uluslararası ticaret kurallarına uymamakla suçluyor.

Çin, ABD’nin koyduğu vergilere cevap olarak ABD’nin Çin’e ihraç ettiği şarap, domuz ve meyve gibi gıda ürünlerine en az 3 milyar dolarlık gümrük tarifesi koydu. Bu yolla Çin ABD’ye aynı şekilde cevap verebileceğini göstermiş oldu. Çin’e misilleme olarak ABD Ticaret Temsilciliği, Çin’den ithal edilen yaklaşık bin 300 ürüne yüzde 25 ek gümrük tarifesi getirilmesi planını açıkladı. Çin, bu plana yanıt olarak da 128 ürüne ek vergi koydu. Pekin, misilleme serisiyle ABD ile her ne kadar bu alanda çatışabileceğini göstermiş olsa da bunun tamboy bir ticaret savaşına kolayca evrilip evrilmeyeceği önemli bir tartışma konusu.

Çin hükümetinin İngilizce yayın yapan resmi medya kuruluşlarından “People’s Daily”nin Twitter hesabından, “Ekonomi Bakanlığı: Çin, Pazartesi gününden itibaren aralarında domuz ve meyve ürünlerinin de bulunduğu 128 ABD ürününe özel vergiler koydu. Bu ABD’nin alüminyum alımına koyduğu vergilere cevap olarak atılan tokattır” paylaşımında bulundu. Şu an Trump’ın dayattığı vergiler 60 milyar dolarlık Çin ürününü kapsıyor. Trump’ın iddiasına göre Çin’in ABD pazarındaki varlığı 60 bin fabrikanın kapatılmasına ve 6 milyon kişinin işsiz kalmasına sebep oldu.

2017 yılında Çin’in ABD’ye ihracatı 505 milyar dolar değerindeyken ABD’nin Çin’e ihracatı 135 milyar dolardı. Trump’a göre bu iki değer arasındaki fark çok yüksek, bu fark ortadan kaldırılmalı ve Çin’e karşı dış ticaret açığı 100 milyar dolar seviyesine inmeli. ABD’nin sanayi üretim kapasitesi, ithalatın hedeflenen oranda ikame edilmesine izin vermesi mümkün değil. ABD, çelik örneğinde olduğu gibi Güney Kore ve diğer Asya ülkeleri gibi alternatif tedarikçilere yönelebilir. Ancak yine de kısa sürede dış ticaret açığının, Çin’den yapılan ithalatı hızlı bir şekilde kısarak düşürülmesinin önünde engeller var. Buna rağmen karşılıklı açıklanan listelerle sonucu fiyat artışı olacak bir savaş yürütülüyor.

ÇELİK VE ALÜMİNYUM İKAMESİ KOLAY ÜRÜNLER

ABD’nin Çin’e ihraç ettiği ürünlerde en büyük pay meyve, sebze ve tohum gibi tarım ürünlerine aitken bunu uçak ve elektronik aletler takip ediyor. ABD’nin Çin’den ithal ettiği ürünlere bakıldığında ise en büyük pay elektronik aletler ve makinelere ait. Her ne kadar ABD’nin dış ticaret açığının yüzde 65’i Çin’den kaynaklanıyor olsa da Trump’ın getirdiği tarifelerde altı çizilen ürünler arasında bulunan alüminyum, toryum, uranyum, demir, çelik ve çeşitli kimyasal maddelerin bu oranda payı çok yüksek değil. Üstelik Çin, ABD’nin çelik ithalatında 4’üncü sıradayken alüminyum ithalatında 11’inci sırada, ABD tarafından kolayca ikame edilebilir bir sıra. Henüz plan aşamasında olan ikinci listede yer alan ürünlerin ithalatta tutarı yaklaşık 50 milyar dolar, var olan ticaret açığının hemen hemen yüzde 13’ü. Hafife alınamayacak bir oran olmakla birlikte bu ürünler ağırlıklı yatırım malları ve ek vergi yükünün bir süre tolere edilebileceği kullanım alanı, fiyat düzeyi söz konusu. Tabii planın uygulamaya geçmesi durumunda. Tabii bu ürün gruplarının ABD’de daha yüksek maliyetlerle üretilmesi ya da yine Çin fiyatlarından daha yüksek seviyelerde Asya ülkelerinden ikamesi de mümkün.

Çin’in getirdiği vergiler söz konusu olduğunda ise ABD’deki gıda üreticilerinin Çin’in cevap olarak koyduğu vergilerden büyük ölçüde etkilenmesi bekleniyor. Diğer taraftan Çin’de gıda maddelerinin fiyatlarının vergilerden dolayı artması, Çin’de General Motors için araba ve Apple için akıllı telefon üreten fabrikaları etkilemesi şimdilik diğer koşullar düşünüldüğünde beklenmiyor.

2017 yılının sonunda Çin, Dünya Ticaret Örgütü’ne (WTO) market ekonomisi statüsünün tanınması için başvurmuştu. Bu başvuru ABD’nin vetosuyla reddedilmişti. Çin ise bunun uluslararası ticaret anlaşmalarına aykırı olduğunu söyleyerek WTO’dan bu durumu tekrar değerlendirilmesini talep etmişti. Burada görülen ABD’li üreticilerin rekabette artık elleri eskisi kadar güçlü olmadığı zaman yardımına hükümet düzenlemelerinin koşması.