12 Eylül kime karşı yapıldı?

12 Eylül’ün, halkın seçtiği hükümete karşı yapıldığını iddia eden Ertuğrul Günay, AKP’nin yakın tarihi yeniden yazma girişimine de katkıda bulundu. 12 Eylül'ün hedefi gerçekten seçilmişler miydi, yoksa dönemin hükümeti 12 Eylül'ün yolunu mu açtı?

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, dün Ordu’da çeşitli temaslarda bulundu. Fatsa Kültür Sarayı inşaatında incelemelerde bulunduktan sonra Aybastı Yayla Şenlikleri’ne katılan Günay, burada halktan, referandumda "evet" oyu vermelerini istedi. Günay, burada yaptığı konuşmada 12 Eylül darbesinin halkın seçtiği iktidarlara karşı yapıldığını iddia etti.

“12 Eylül hükümete karşıydı”
Anayasayı demokrasi doğrultusunda iyileştirmeye, geliştirmeye çalıştıklarını iddia eden Bakan Günay, bu değişiklik paketinin 12 Eylül’e karşı önemli bir hamle olduğunu savundu. Anayasa değişiklik paketinin neler getireceğini anlatan Günay, “İşte 1980'de milletin seçtiği iktidarları deviren darbe dönemleri yaşadık. O darbe dönemlerinde iş başına gelenler, kendilerine soru sorulamayacağı, kendileriyle ilgili yargılama yapılamayacağı konusunda anayasaya hüküm koymuşlardı. Şimdi millete başvuruyoruz” dedi.

Muhalefetin, referandumda ''hayır'' diyerek kendi içinde çeliştiğini söyleyen Günay, “Darbecilerin yaptıklarının, zaman aşımına uğradığını söylüyorlar. Ona biz karar veremeyiz. Yeri ve zamanı geldiğinde buna adalet, karar verecek biz de izleyip göreceğiz” dedi.

Hükümete karşı mıydı?
12 Eylül darbesinin sola karşı olduğu ve solu bastırmanın yanı sıra neoliberal politikaları uygulamak için yapıldığı biliniyor. “Bana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz” diyerek tarafını açıkça gösteren ve sola yönelik saldırıları meşrulaştıran Süleyman Demirel’in başbakanlığındaki 43. hükümet, bir azınlık hükümetiydi. İktidarı aldıktan birkaç ay sonra 24 Ocak kararlarını kabul eden Demirel hükümeti, MSP ve MHP tarafından da desteklendiği için “Kerken Milliyetçi Cephe” hükümeti olarak da biliniyordu.

Bu hükümeti destekleyen MHP’nin Genel Başkanı Alparslan Türkeş’in "Ben hapisteyim, fakat fikirlerim iktidarda" sözleri de darbenin hükümetin siyasal doğrultusu ile paralel olduğunu ve hükümete karşı bir darbe olmadığını gösteriyor. Bunun yanı sıra 24 Ocak kararlarının mimarı olan Turgut Özal’ın 12 Eylül sonrasında da ekonominin başındaki isim olması, darbe öncesindeki hükümet ile darbenin aynı doğrultuda devam ettiğinin önemli kanıtlarından biri.

1979 Kasım’ında iktidara gelen ve 12 Eylül darbesi ile sona eren 43. Hükümet’in bu dönemde çıkarttığı bazı yasalar da 12 Eylül darbesinin bu hükümete karşı yapılmadığını, aksine onun eksik bıraktıklarını tamamlamak için geldiğini gösteriyor:

2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyetleri Yasası. Bu yasayla polisin yetkileri genişletildi.

3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Yasası. Böylece polislerin dernek kurmaları yasaklanıyordu.

5442 sayılı İl İdare Yasası. Bu yasayla vali ve kaymakamların, istedikleri zaman askeri kuvvetleri kullanmalarına olanak tanınıyordu.

171 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüş Hürriyeti Yasası. Bu yasayla gösteriler denetim altına alınıyor, izinsiz gösteri yapanların cezaları arttırılıyordu.

1630 sayılı Dernekler Yasası da, dernek çalışmalarını denetim altına alıyor, devrimci derneklerin kapatılmasını sağlıyordu.

(soL - Haber Merkezi)