Küba, başka bir aile mümkün diyor ve hayali gerçek yapıyor. Biz de başka bir ülke mümkün diyelim, neden olmasın?

Başka bir aile mümkün

Başlığı attıran, Küba’nın yeni Aile Yasası. Henüz yolda, Temmuz ayında Ulusal Meclis’e sunulması bekleniyor. Kapitalizmin kuşatması altından Küba’yı izlemek bile nefes almamıza yardımcı oluyor. İyi ki var ve insanlık adına umudumuz olmaya devam ediyor. 

Bu vesileyle 2019’da yürürlüğe giren Küba Anayasası’nı gecikmeli de olsa okudum. Merak edenler için José Martí Küba Dostluk Derneği sayfasında tam metni mevcut. “Biz Küba Halkı” diye başlayan ve ”10 Nisan 1869’da Guáimaro’da onaylanan ilk Mambí Anayasası’ndan yüz elli yıl sonra yapılan halk oylamasındaki özgür ve gizli oyumuzla aşağıdaki ANAYASA’YI KABUL EDERİZ.” ile biten Önsöz başlı başına bir devrimci heyecan taşıyor. 

José Martí Küba Dostluk Derneği Başkanı Yiğit Günay’ın giriş cümlesini tekrar edeyim: “Bu Anayasa, 24 Şubat 2019’da, Küba halkının yüzde 86’sının onayıyla kabul edildi.” Anayasa tartışmalarına nüfusun çoğunluğu katıldı, binlerce toplantı yapıldı. Binlerce öneri sunuldu ve bu önerilerin değerlendirilmesi sonucunda Anayasa yeniden hazırlanarak halkın onayına sunuldu. Büyüleyici değil mi?

Yurttaşlık haklarından uluslararası ilişkilere, bilim, kültür, eğitim politikalarından aile kurumunun yapısına kadar yaşamınıza dair her bir başlıkta karar alma yetkisine sahip olduğunuz bir ülkede yaşamayı hayal edebiliyor musunuz? Seçimden seçime yapılan siyasete alıştırılmış bir ülkeden bakınca gerçekten hayal gibi.

Sosyalist Küba halkı bu aşamadan sonra da evlerine çekilmiyor. Devrimi yaşatma karar ve sorumluluğu her bir Kübalı için günlük yaşamın bir parçası. Anayasa, gündelik yaşamı belirliyor, gündelik yaşam Anayasa’yı…

Devrimden sonra Fidel’in söylediklerini hatırlayın: “Bu sıradan insanların sıradan insanlarla birlikte sıradan insanlar için yaptığı ve uğruna hayatlarımızı vereceğimiz sosyalist ve demokratik bir devrimdir”. Birlikte var ettikleri devrimi yine birlikte var ettikleri Anayasa’ları ile korumaya ve yaşatmaya devam ediyorlar.

Anayasa’yı okurken aile kurma, evlilikte eşlerin eşitliği, analık-babalığın yasalarla güvence altına alınması, aile içi şiddetin önlenmesi gibi temel başlıklarda sosyalist topluma özgü eşitlikçi yaklaşımı görüyoruz. Çocukların ve gençlerin hem bakımında hem de gelişimlerinde devlet, toplum ve aile temel sorumlular olarak ilan ediliyor. Bizim tarafta ise giderek yalnızlaşan aileler, geleceği belirsiz çocuklar ve halkının yaşam koşullarını kötüleştirmekle meşgul bir devlet var.

Anayasa’ya dikkatlice bakınca “Aileler” bölümünün kimi boşlukları olduğunu da görüyoruz. Küba Ulusal Cinsel Eğitim Merkezi (CENESEX) müdür yardımcısı Manuel Vázquez Seijido, mevcut Anayasa’yı cinsel haklar açısından bir dönüm noktası olarak değerlendirmekle birlikte cinsel yönelimler, LGBTİ bireylerin evlilikleri ve evlat edinme hakları gibi başlıklarda kimi düzenlemelere gidilmesi için mücadelenin sürdüğünü söylüyor.

Sosyalizmde, özellikle yüzyıllardır süregelen toplumsal kabullerin değişiminin de ayrıca mücadele gerektiren bir süreç olduğunun Kübalılar zaten farkında. Yasal düzenlemelerle kat ettikleri yolu, günlük yaşamdaki algıyı değiştirerek taçlandırmak istiyorlar. 

Küba Kadın Federasyonu, kadının toplumdaki ve ailedeki yeri, kadına yüklenen roller gibi başlıklarda benzer bir mücadeleyi yıllardır hiç geri adım atmadan sürdürüyor. Gelinen noktayı değerlendirmek için, Küba tarihine ve bugünün Kübalı kadınlarına bakmak yetiyor. 

Toplumu ilgilendiren en hassas başlıklardan birini ele alacak olan Küba’nın yeni Aile Yasası, nasıl bir etki yaratacak hep birlikte göreceğiz. Küba yaşamın her alanında gerçek bir eşitliğe ve özgürlüğe bir adım daha yaklaşırken, bize düşen sadece onları hayranlıkla izlemek olmasın. Küba, başka bir aile mümkün diyor ve hayali gerçek yapıyor. Biz de başka bir ülke mümkün diyelim, neden olmasın?