Para, siyaset, entrika ve cinayet

Bu hafta bir kitap tanıtmak istiyorum. Michael Dibdin’in Zen polisiye serisinin ilk kitabı “Fare Kral”. 1980’lerin İtalya’sında geçen siyasi polisiyenin arka planında güçlü bir şirketin değişen piyasa koşullarını dikkate almadan daha fazla kar için uyguladığı yayılma politikasının sonunda girdiği açmaz, emek sömürüsü ve işten çıkarmalar yer alıyor. Bu süreçte büyük patron ve ailesinin siyasetçiler ve bürokrasi ile kurduğu karanlık ilişkiler, cinayet ve entrika romanın dokusunu oluşturuyor. Çevirmen Seda Çıngay’ın sunuş yazısındaki romanın kaleme alındığı dönemin ruhunu yansıttığı gibi bugüne de ayna tuttuğu vurgusu son derece gerçekçi gözüküyor: “1980’ler sayfaların arasında kanlı canlı yaşıyor adeta. O dönemin İtalya’sı da ekonomik, sosyolojik ve siyasi açıdan Türkiye’nin ikizi sayılabileceğinden, faili meçhuller, rüşvet skandalları, siyasi entrikalar, grevler,.,insanın gözlerinin önünden resmi geçit yapıyor. Benzerlik sadece o yıllarla sınırlı kalmıyor, günümüzde yaşananlara ve ülke gündemimize kadar uzanıyor. Her adımda, her cümlede bize dair bir şeyler saklı sanki”. Nasıl mı? Çıntay’ın kitaptan yaptığı alıntıya göz atalım:

“Mucize falan istediğim yok, Senatör. Benim istediğim adalet. Yoksa bu ülkede adaletin sağlanması için mucize mi gerekiyor?”.

Fare kralın anlamını kitabın başında değil epey sayfa çevirdikten sonra yakalayabiliyoruz. Siyaset, bürokrasi ve büyük sermayedar arasındaki çıkar bağlarının kolektif suça ve aynı zamanda savunmaya yol açtığı vurgulanıyor. Sözü yazara bırakalım: “ Fare kral, çok fazla sayıda fare çok küçük bir yerde ve çok fazla baskı altında yaşadığında ortaya çıkan bir şeydir. Hayvanların kuyrukları birbirine dolanır ve fareler kendilerini kurtarmak içine kadar ne kadar çabalar, kuyruklarını ne kadar çekiştirirlerde, onları bağlayan düğüm o kadar sıkılaşır ve sonunda birbirine kaynaşmış dokulardan oluşan katı bir kütle haline dönüşürler. İşte bu şekilde oluşan, kuyruklarından birbirine bağlanmış otuz kadar fareden meydana gelmiş yaratığa fare kral denir. Böyle ayaklı bir çelişkinin hayatta kalabileceğini sanmazsın, değil mi? En şaşırtıcısı da bu işte. Eski evlerin duvarlarının içinde ya da ağıl tahtalarının altında bulunan fare kralların çoğu sağlıklı ve gelişmeye devam haldedir. Anlaşılan yaratıklar durumlarına ayak uydurmanın bir yolunu buluyor”.

“Bu ülkede bir yerlerde bir kaplamanın altında bütün farelerin kralının saklı olduğuna inanan pek çok insan var. Hepsinin en belalısı, en yırtıcısı ve acımasızı,.,sürünün egemen hayvanı. Kimisi bunun…olduğuna inanıyor,kimisi…olduğunu düşünüyor. Bazıları da başka biri, hepsinin üstünde ve ötesinde, belki de hükümetten bir isim ya da tam tersine kimsenin adını bile duymadığı biri olduğuna inanıyor. Hepsinin fikir birliği halinde olduğu tek şey bu hayvanın, bu süper-farenin varlığı. Bu hem umut, hem de umutsuzluk içeren bir durum. Umut çünkü belki günün birinde onu nihayet tuzağa düşürür, iflahını keser, işini bitiririz ve evi sonsuza dek farelerden arındırırız. Umutsuzluk, çünkü onun tuzağa düşmeyecek kadar uyanık, güçlü ve düzenbaz olduğunu biliyoruz. Ama aslında bunların hepsi masaldan ibaret! Karşımızdaki bir yaratık değil, bir durum. Arkadaşlarına mıhlanmış halde, çılgınca ciyaklayarak, ısırarak, tükürerek, çekiştirerek ama yine de bir şekilde hayatta kalarak, hatta iğrenç bir gelişme göstererek var olma durumu. Komployu bu derece çetin hale getiren de bu. Yapılacak işler listesi hazırlamaya gerek yok, üye listesine, parolalara, gizli şifrelere gerek yok. Fare kral kendisini yönetir. Herhangi bir tehdide otomatik olarak ve etkili biçimde yanıt verir. Her bir fare, diğerlerinin çıkarlarını savunur. Her birinin gücü, diğerlerinin de gücüdür”

Dibdin’in simgesel fare kralı yaratığın ötesinde bir durum olarak betimlemesi, romanın kapsadığı zaman dilimini genişlettiği gibi salt bir ülkeye özgü bir durum gibi algılanmasının önündeki sınırı da kaldırıyor. Kısacası fare krallar dünyasında yaşandığı mesajı veriliyor.

“soL Kitap”ta birkaç ay önce tanıtılmış olan Fare Kral (Labirent Yayınevi, Kasım 2013) bir solukta okunacak bir kitap. Öneririm.