Siz bizim sadece ölümüzü seviyorsunuz

Herhalde günün sorusu budur: Zenginler demokrasi istiyor mu?

Soru kuşkulu bir sorudur. Bir kere demokrasi (tövbe) artık tanımlanabilir bir şey olmaktan iyice çıkmıştır. “Demokrasi ama hangi sınıf için demokrasi” sorgulaması bile kavramın uçuk ve anlamlandırılamaz bir uydurma olduğu gerçeğini yeterince ifade etmiyor.

Sorudaki ikinci terim olan “zenginler”in aynı şekilde belirsiz, yahut belki anti-Marksist olduğunu söyleyenler çıkacaktır. Buna katılmak ise mümkün değil. Hele “burjuva başka zengin başka” gibi “teorik” sterilizasyon zırvalamalarına sıcak bakamayız. Zengin artık bir sınıftır. Artı-değeri, üretim araçlarının mülkiyetini falan bir kenara bırakın. “Çok paranız” varsa devrime adarsınız. Adamıyorsanız o sınıftansınız!

Trump zengindir. Ali Koç zengindir. Muhteşem cinliği, tartışılmaz “inovasyonu” olan Pegasus’u satıp kaçan Ali Sabancı zengindir. Yoksullara zırva satıp, emlak satın alan Sinan Çetin ve trafik sapığı katil oğlu zengindir.

Düşman sınıftır.

Soruya dönelim.

Zenginler demokrasi istiyor mu?

Görünüşe göre istiyorlar.

Kasımpaşanın yoksul (!) milyarderini çok sıkıştırıyorlar. İnsan haklarına saygı duymasını istiyorlar. "Checks and balances" diyorlar. Tarihin gördüğü en haklı taleplerin sürdürücüsü olan iki emekçinin karşı karşıya kaldıkları zorbalığa işaret ediyorlar.

Pek güzel kullanıyorlar.

Zenginler demokrasi istiyor. Ve fakat pazarlığa açıklar.

"Eyy diktatör. Demokrasi veremiyorsan... Seni oradan indiririz!" Yok artık...

“Sayın Başkan demokrasi veremiyorsunuz ama grev yasaklayabiliyorsunuz. İşte bu bizi pek memnun ediyor.”

Zenginler demokrasiyi, insan haklarını sadece kullanıyor.

Diktatörlere, her seferinde, dünyanın koltuğu en sallantıda diktatörü olduklarını hatırlatıp, dünyanın en bonkör diktatörünü yaratıyorlar.

Ahmet Hakan’ı, Ertuğrul Özkök’ü... Hepsi demokrasiyi hatırlatıyor. İnsan haklarını.

Hatta Ankara’daki İnsan Hakları Anıtı çevresinde yapılanların ölçüsüzlüğünü.

Zenginlere kiralanmış kalemler demokrasi istiyor. Zenginler demokrasi istiyor.

İsteyenin bir yüzü kara. Demokrasi isteyip, sınırsız sömürü alıyorlar.

Zenginler...

Onlar bizim sadece ölümüzü seviyorlar.

Bu durumda bizim önümüzdeki tek seçenek ölümsüzlüğü keşfetmek.

Yani sosyalizmi. Osman Çutsay'ın hafta başında işaret ettiği gibi: Zenginlerin gerçek demokrasi tutkusu zaten sadece biz sosyalizmi istediğimizde ortaya çıkıyor.

Zenginlere yeniden demokrasiyi mi hatırlatmak istiyoruz peki?

Oluru var mı?

Artık yok herhalde. Sonuçta onlar, bizim sadece ölümüzü seviyorlar.