"...kadın sağlık çalışanı ise kendi bedeni için tasarlanmamış ve gün boyu üstünden çıkaramadığı giysilerle regl olduğu dönemlerin daha da katlanılmaz olduğunu anlatıyor. Çalışma düzenini ve koşullarını regl dönemine göre ayarlamak mümkün olmadığından kanamasını azaltmakta bulmuş çareyi, kendince bulduğu yöntemlerle..."

Ne yerde ne gökte kadına göre giysi yok!

Kadın sağlık çalışanlarının erkekler için tasarlanmış koruyucu ekipmanlarla yaşadığı güçlükleri anlatan bir haber yayımlandı Cumhuriyet’te.1 Bunca karmaşa arasında kaynayıp giden bir soruna işaret ediyordu. Tüm dünyada sağlık çalışanlarının yarısından fazlası kadınlardan oluşuyor ama koruyucu ekipmanlar erkeklere göre hazırlanıyor!

Amerika’dan Hindistan’a kadar pek çok ülkede manzara aynı. Kadınlar kendilerine iki boy büyük gelen formaları giyip kollarını kıvırmak, boyunlarını örtmek için ek bir uğraş vermek zorundalar. Yüzlerine büyük gelen maskeleri sıkılaştırmak için türlü yollar deniyorlar. İngiltere'deki Doktorlar Birliği Danışma Kurulu üyesine göre ekipmanlar, Amerikalı veya Avrupalı standart erkek bedenine göre tasarlanıyor.

Türkiye’de de durum farklı değil, dahası pandemi döneminde pek çok sağlık çalışanı uygunluğu bir yana ekipmana ulaşamadı bile. Kendi parasıyla alabilen aldı, alamayanların virüsten korunması şansa kaldı. Sağlık çalışanlarına tam da beklendiği üzere hep bir ağızdan “Bunu da bulamayan var, halinize şükredin” dendi.

Devlet hastanesinde koruyucu giysilere ulaşma şansı olan bir hekim arkadaşım, ekipmanlarla çalışmaya bir sekilde alıştıklarını, asıl derdin onları giyip çıkarmak olduğunu söylüyordu.  Özellikle pandeminin ilk günlerinde sırf tuvalete gitmek zorunda kalmamak için saatlerce su içmeden, yemek yemeden çalışmışlardı. Haberdeki kadın sağlık çalışanı ise kendi bedeni için tasarlanmamış ve gün boyu üstünden çıkaramadığı giysilerle regl olduğu dönemlerin daha da katlanılmaz olduğunu anlatıyor. Çalışma düzenini ve koşullarını regl dönemine göre ayarlamak mümkün olmadığından kanamasını azaltmakta bulmuş çareyi, kendince bulduğu yöntemlerle...

Hindistan’da şeker kamışı tarlalarında çalışan kadınların işe alınmak için rahimlerini aldırdıkları haberlerini hatırlattı bu yaşananlar. Akan suyun, tuvaletin, banyonun bulunmadığı ortamlarda nerdeyse karın tokluğuna çalışan kadınlar için regl olmak, işi aksatmak, yavaşlatmak demek. Bu da kendileri ve ailelerinin aç kalması anlamına geliyor. Tokluğun bedeli, rahimlerin yokluğu olmuş...Kapitalizm, kadın bedeninin sömürüsünde dur durak bilmiyor!

Yüzyıllardır kadınlara adet görmeye başlamaları ile birlikte her ayın nerdeyse bir haftası boyunca “kirli ya da hasta” oldukları öğretildi. Kadınlığa geçişin simgesi olarak henüz çocuk yaştayken yanaklarına atılan tokat, pek çok kadının yaşamı boyunca taşıyacağı bir utanca dönüştü. Bu arada kadın pedleri ayrı bir pazar olarak yaygınlaştı yaygınlaşmasına ancak kadınların bu fiziksel gerçekliğinin toplumsal kabulü bir türlü mümkün olmadı. Bu sıkışmışlıktan kurtulmanın yolu olmayınca da bir tür “kadın dayanışması”na dönüştü mesele. Tam da düzenin istediği gibi “kendi aralarında" hallediyor kadınlar sorunlarını.

Kadınların mesleklerini sürdürürken cinsiyetlerinden ötürü yaşadığı güçlüklere bir örnek de NASA’dan geliyor. 2019 yılında doğru ebatta uzay giysisi olmadığı gerekçesiyle kadınlardan oluşan bir ekibin uzay yürüyüşünü iptal ediyor NASA. Ertelenen yürüyüş, uygun giysilerin hazırlanmasının ardından aylar sonra yapılabiliyor.

Oysa bundan 57 yıl önce yine böyle bir Haziran gününde Sovyetler Birliği'nden bir kadın uzaya doğru yol almıştı. İşçi sınıfından bir kadın olan Valentina Tereşkova’nın uzaya çıkışı o günden bugüne pek çok kadın için umut oldu.

Koskoca NASA yıllarca eğitiyordu uzaya çıkacak astronotlarını, Sovyetler Birliği’nin bu beklenmedik girişimi alaya alınabilirdi ancak, öyle de yaptılar.2 Oysa biliyoruz ki büyük bir disiplinle hazırlanmış, zihinsel ve fiziksel pek çok zor aşamadan geçmişti Tereşkova. Ve evet, onlarca erkek astronot olmasına rağmen uzaya gidecek kişinin bir kadın olması özellikle tercih edilmişti.

Sosyalizmin temsilcisi olan ülke, kadınları hala "belli işlere" layık gören ve uzay mekiğine yakıştırmayan dünyaya bir mesaj vermek de istiyordu. Kadın ile erkek arasında gerçek bir eşitlik ancak insanlar arasındaki eşitsizliğin yok olduğu sosyalist bir düzende mümkündü. Kadınlar, tıpkı erkekler gibi istedikleri her alanda çalışma hakkına sahipti. Kadın olmanın getirdiği kimi farklılıklarına uygun koşulları oluşturmak da devletin sorumluluğundaydı. Kadın, erkek, yaşlı, çocuk, hiç kimse kaderi ile başbaşa bırakılmamıştı. Tereşkova bir istisna değildi, ülkenin dört bir yanında toplumsal yaşamın her basamağında erkeklerle birlikte var olabilen kadınlardan sadece biriydi.

Tarih boyunca kadınların en önemli kazanımlara sahip olduğu Sovyetler Birliği bugün yok. Kadınların sosyalist düzendeki eşitlik ve özgürlüğü karşısında, durumu alaya almaktan başka çare bulamayan o günlerin kapitalist güçleri ise bugün daha büyük bir çaresizliğe gömüldüler. 1963 yılında kadını uzaya çıkabilecek yeterlilikte görmeyen NASA, üzerinden geçen yarım yüzyılın ardından uzaya yollayacağı kadınlara giysi bulamıyor! Alaya alınamayacak kadar trajik. Bu düzende kadının üzerine oturacak giysiyi ne yerde ne de gökte bulamayacaklarının kanıtı...