Atatürk Kültür ve Alışveriş Merkezi…

Yakındır, ‘dozerler çevresini kuşattı ve yıkım başladı’ diye bir haber duyacağız.

Koca İstanbul kentinin merkezinden yükselen toz bulutu insanların üstüne yağmağa başlayacak.

Geçip karşısına seyredecekler.

Ellerindeki telefonlarla anı kayda geçecek, birbirleriyle paylaşacaklar ‘yıkımın resmi’!

Sonra susacaklar.

Mahkeme kararlarıymış, koruma kurulu kararlarıymış, o yapı kültürel bir değermiş, kentin ortak belleğiymiş, halka karşı suç işleniyormuş kimsenin umurunda olmayacak.

Betona esir edilmiş bir meydandan yeni bir beton yığını yükselmeye başlayacak.

Atatürk Kültür ve Alışveriş Merkezi!

Alkışlarla, dualarla nutuklar çekilip açılışı yapılırken yıkımını salyalar saçarak seyredenler meydanı dolduracaklar.

Binanın yanı başına kondurulan camide ilk namaz topluca kılınacak.

‘Baş imam’ en önde olacak.

Son söz de onun tarafından söylenecek, ‘hayaldi gerçek oldu’.

İşsizlikmiş, pahalılıkmış, yoksullukmuş, yolsuzlukmuş, hak gaspıymış, işkenceymiş, adaletsizlikmiş, doğa ve çevre katliamıymış, barışmış, sanat ve sanatçı düşmanlığıymış kimsenin umuru olmayacak.

Mehter takımından yükselen ‘ceddin deden neslin baban’ sesleri hepsini bastırıp unutturacak.

Ülkece gururlanacağız!

Böylelikle zaten tüm gösterilere kapatılmış olan Taksim Meydanı sanatsal gösterilere de kapatıldığı için mutlu olacağız.

Fena mı ülkenin geleceğini çalan bir fitne ve fesat yuvasından sittin sene kurtulmuş olacağız.

Sanat dediğin, “günahtır ve caiz değildir, insanın aklını karıştırır.”

Bunun üstüne televizyon programları yapılacak, gazeteler manşetlerinden ‘mutlu ve ferah Türkiye’ haberleri yayımlayacak.

Ne zaman mı?

Yakındır.

Kültür Bakanı Ömer Çelik açıkladı, “Atatürk Kültür Merkezi’ni yıkıp yerine yeni bir bina yapacağız”

Duymadınız mı?

Duymayın, boş verin, umursamayın!

Nemize gerek bizim sanat, sanatçı, nemize gerek Kültür Merkezi filan, boş işler bunlar karın doyurmaz.

Unutun gitsin!

[email protected]