Öldük işte yine biz öldük, onlar pişkin onlar kibirli, yetmedi onlar suçsuz, suçlu olan doğa, suçlu olan yağmur, suçlu olan siyaset yapan vatandaş.

Felaket değil cinayet…

- Öyle yağmış ki yağmur sel önüne ne geldiyse sürüklemiş denize doğru.

- Ben böylesini görmedim.

- Bu yaşıma geldim bu yaşadıklarımın hiç birini ne gördüm ne umdum.

- Arabaları, evleri, ağaçları, hayvanları kattı önüne tabi insanları.

- Evlerin çatılarında insanlar imdat diye bağırıyordu.

- Birden bire oldu. Yağıyordu tamam ama birden bire sanki bir yerden su bırakılmış gibi tonlarca su üstümüze geldi.

- Bu derenin yatağı doğal haliyle en az 25 metre idi, çevresini doldurup, betona gömdüler 5 metrelik bir alana suyu hapsettiler, güya çevre düzenlemesi ile terbiye ettiler ve gördüğünüz evleri kondurdular. Bunun adı felaket filan değil cinayet.

- HES diyorlar, patladı diyorlar, kapakları açtılar diyorlar.

- O büyük sel gelmeden polisler, itfaiye bağırıyordu araçlarınızı çekin diye, canınızı kurtarın diyen olmadı.

- Çocuklarıma el salladım. Çatının üstündelerdi, birden yok oldular.

- Bak ortalara, koskoca ilçede bir tane bile sokak hayvanımız kalmadı, hepsi telef oldu.

- Dere yatağı burası doğru ama kimse bize bu evleri buraya yapmayın demedi. Hepsinin izinli inşaat olduğunu biliyoruz. Ne belediye, ne kaymakamlık bizi uyaran olmadı.

- Bakın eski evler yukarda yeşilliklerin içinde, onların hepsi sağlam, ne olduysa buradakilere oldu, öldük.

- Ölüm sayıları doğru değil.

- HES diyorlar HES. Bizim canımızı yakan o, gerçeği saklıyorlar.

- Denizden topladılar ölülerimizi.

- Şuna bir bakın, batak olmayan çamura gömülmeyen yer var mı?

- Gördünüz değil mi geldi ve “doğalgaz bağlıyoruz” size dedi, gitti.

- Bir insan bunu nasıl yapar anlamakta zorlanıyorum. Buraya gelmeden dört saat önce sen daha havada uçarken tüm arama kurtarma çalışmalarını durdur, trafiği kitle, ayakta kalan evlerin çatılarına, ilçenin girişine-çıkışına nişancılar yerleştir.
Sahra hastanesi ilan edilmiş camideki yaralı ve mahsur kalmış insanları dışarıya attır, namaz kıl, çık caminin önüne yüzlerce koruma çevrende, “Ülkemiz bugünlerden daha iyi günler görecek” de, “doğalgaz bağlıyoruz” de, cenaze namazı kıl git ve gece halka İBAN ver.

- Halkın, esnafın kredi ve sigorta borçlarını erteledik dedi, yok sayıyoruz demedi.

- Aklım almıyor gerçekten aklım almıyor.

- Hiç olmasa bu sefer halkın kafasına çay atmadı.

- Kimden emir aldılarsa muhalefet belediyelerin yardım araçlarını ilçeye sokmadılar, muhalif gazetecileri de sokmadılar. Baktılar olmuyor ancak öyle izin verdiler. 

- Memleket babalarının malı.

- Bu kadar kin, nefret boğar insanı.

- Ne olacak şimdi söyleyeyim. TOKİ gelecek, yıkılan evlerin yerine betondan evler konduracak ve vatandaşı borçlandırarak onları ev sahibi yapacak!

- Öldüğümüzle kalacağız.

- İki ay sonra unutuluruz.

- Sürmez o kadar.

- Ne oldu bu ülkeye kim öldürdü bu ülkenin vicdanını?

- Afet değil cinayet dedim diye dava açacaklarmış. Siyaset siyasilerin işiymiş, karışma, işini yap diyorlar.

- Siyaset hayattır, bunu söyleyen de her kim olursa olsun hayat düşmanıdır.

- Öldük işte yine biz öldük, onlar pişkin onlar kibirli, yetmedi onlar suçsuz, suçlu olan doğa, suçlu olan yağmur, suçlu olan siyaset yapan vatandaş.

- Gitmez böyle bu düzen yıkılır.

- Yıkıldı zaten ne sen farkındasın, ne saltanat seviciler. Vicdan öldü mü ölür o düzen.