Olur mu İbrahim, biz senin hakkını savunduk!

Okumuşsunuzdur, Sabah-ATV’nin satın alınması için Başbakan’ın kendisine yakın işadamlarına talimat vererek bir havuza para yatırmalarını sağladığını gösterdiği iddia edilen ses kayıtları çıktı ortaya.

soL’da konuyla ilgili haberde şöyle deniliyor: “Sabah-ATV’nin alınması için havuz oluşturulmasından rahatsız olan işadamlarından birinin de IC Holding’in patronu İbrahim Çeçen olduğu öne sürülüyor. Teknik takip tutanağı olduğu söylenen belgeye göre, İbrahim Çeçen ve Mehmet Cengiz’in 21 Ağustos 2013’te Bakan Binali Yıldırım’la yaptıkları toplantıdan sonra Çeçen küplere biniyor ve ‘Sanki benim niye havaalanım yok? Bana niye fatura versin ya...’ sözleriyle isyan ediyor.”

İşte bu haberle ilgili olarak, İbrahim Çeçen’in avukatı, soL’a ihtarname göndermiş. İhtarnamede şöyle demişler: “Haberde yer alan bilgiler gerçeğe, hukuka, basın meslek ve etik ilkeleri ile sorumlu basın anlayışına açıkça aykırıdır. Nitekim anılan haberde yer alan ifadeler müvekkillerin ticari itibarını da sarsmaktadır.”

Basın meslek ve etik ilkelerini tartışmaya gerek yok, işadamıyla ve avukatıyla.

Ama “müvekkilin ticari itibarının sarsılması” suçlamasına alınmamak elde değil.

Ey İbrahim…

Telefon kayıtları doğru değilse, çık, “o ses benim değil” de, reddet tüm suçlamaları.

Ama kayıtları reddetmiyorsan…

soL’a teşekkür etsene!

Bak sen de çok üzülmüşsün sana “kesilen fatura”ya…

Haber senin hakkını savunuyor yahu!