Her “Usta”nın bir “Çekirge”si vardır

Haziran’dan bu yana devlet şiddeti sonucu yitirdiğimiz altıncı canımız, Ahmet Atakan’ın ölümünün gerçekten nasıl olduğunu “çözmüş”, Fatih Çekirge.

“Peki nedir bu işin aslı?
Atakan öldürüldü mü, yoksa kazayla mı düştü?” diyor soruyor, ekliyor: “Sabah İçişleri Bakanı Muammer Güler’le konuştum.”

Muammer Güler zaten ilk gün açıklama yapmadı mı “düştü, öldü” diye! İşin aslını öğrenmek için konuşacak başka insan mı kalmadı!

Ama mesele işin aslını öğrenmek falan değil, siyasi hesap.

Bakın Çekirge, Güler’i nasıl tanıtıyor:

“Güler’i Samsun Valiliği’nden beri tanırım. Adalet duygusunu vicdanının kozasında tutabilen bir isimdir.
Makam ya da koltuğa göre değil, gerçeğe göre hareket eder. Öyle konuşur.”

Muammer Güler...

Şimdiye kadar hakkında binlerce yazı yazılmıştır, hem lehte hem aleyhte. Ama herhalde hiçbirinde, böylesi münasebetsiz bir ifade kullanılmamıştır: “Adalet duygusunu vicdanının kozasında tutabilen bir isim.”

Bu adil ve vicdanlı beyefendi, Çekirge’ye şöyle demiş: “Yani düşünün ki bir ölüm haberi duyuluyor. Daha o dakika birileri hiç araştırmadan, gerçeği merak etmeden sosyal medyadan suçlamaya başlıyor. Sonra insanlar kamplaşıyor. Gerilim artıyor. Provokasyon için ortam sağlanıyor. Oysa daha ortada hiçbir delil yok. Bilgi yok. Ama suçlayan çok...”

Güler, ilk günkü açıklamasında ne diyordu? “...olay sırasında polis aracının geçmekte olduğu sırada herhangi bir polis müdahalesinin bulunmadığı ve yüksekten düşme sonucu bir görüntünün olduğu...”

Daha ortada “bilgi” yokken, polisi aklamıştı.

Şimdi de Çekirge onu aklıyor.

Ne diyelim, siyasi hesaplar...