Klasik mekanik ve Yerçekimi

Bu köşede toplumun kuantum fiziğine olan ilgisine, kuantum kelimesinin çevirip çevirilmesine ve bunlarla ilgili konulara eğilmiş, klasik fiziğin kurallarının ve genel yapısının toplumda yeteri kadar özümsenmemiş olduğunu düşündüğümü de belirtmiştim. Toplum kuantum fiziğinin garip ve sağduyuya aykırı gözüken yapısını ve bu yapının felsefi sonuçlarını haliyle merak ediyor çünkü kuram evren hakkında bildiklerimizin sınırları hakkında yepyeni şeyler söylüyor. Ama ben yine de dayanamayıp klasik fiziğin, örneğin klasik mekaniğin, yasalarınının toplumun geneli tarafından yeteri kadar özümsenmemiş olmasının kuantum kuramına yönelmiş amatör ilgiye yardım edemiyeceğini ve belki de yanlış anlamaları körükleyebileceğini belirtmiştim.

Popülerleşen klasik mekaniğe birçok örnek vermek mümkün: Ünlü bilimciler tarafından yazılmış yüzlerce kitap, internette bulunabilecek kapsamlı ders ve deney videoları, detaylı görseller ve geniş soru-cevap arşivleri akla ilk gelenler. Amatör bir bilim meraklısı bunlar üzerinden kendini oldukça geliştirebilir. Yirmi yıl önce lisans öğretimimi bitirdiğimde bunların birçoğunu hayal bile etmiyordum kitaplar, deney gereçleri ve bilgili insanlara erişmek için bir üniversite şarttı.

Şimdi bu durum çok aşılmış durumda ve öğrenciler de bunun farkındalar biz orta yaşlıların hatırlatmasına gerek yok. Ama bu yıl öyle bir yenilik kendini gösterdi ki dayanamayıp klasik mekanik dersi verdiğim öğrencilere bir ödev ciddiliğinde önerdim. Bahsettiğim bir film: Büyük ve kapsamlı bir proje olan Yerçekimi. Bu yazıyı Oscar ödüllerinin nasıl dağılacağını bilmeden yazıyorum: Alfonso Cuaron'un bu inanılmaz filmi birçok dalda ödüle aday fakat kendimce filmin en gerçekçi adaylığı görsel efektler dalında. Bu alanda bu seviyede bir sıçrama yaratan ilk yapım olarak Kubrick'in çektiği, senaryoyu beraber yazdıkları Clarke' ın bir öyküsüne dayanan 2001: Bir Uzay Destanı adlı filmi sayarsam çok da yanlış olmaz.

Yerçekimi'ndeki teknolojik ve hatta temel fizik hataları üzerine çok yorum yapıldı -ben filmi sadece bir kere seyrettim ve eleştirileri filmi seyrederek yorumlayacak zamanım henüz olmadı. Bu eleştirilerden bazıları fizikçilerden, uzay bilimi uzmanlarından ve hatta astronotlardan geldi. Fakat filmin birçok önemli noktayı da doğru bir şekilde perdeye taşıdığı ve bir çığır açtığı konusunda herkes hemfikir. Yerçekimi filmini derste ödev olarak vermemin sebebi öğrencilerin Newton fiziğinin üç temel yasasının ve evrensel çekim kuralının sonuçlarını perdede görmelerini ve bunlar üzerindeki bilgilerine dayanarak filmin hatalarını bulmaya çalışıp tecrübelerini keskinleştirmelerini sağlamaktı.

Sadece öğrenciler ve amatör bilim meraklıları değil, filmi seyreden herkes sanıyorum mekanik kuralları üzerine olan algıları üzerinden filmi ve film üzerinden mekanik kuralları üzerine olan algılarını sorguladılar ki bu düşünmenin en önemli adımlarındandır.

Evet, Yerçekimi izleyicileri mekanik ve evrensel çekim yasası üzerine düşünmeye zorladı ve bence ilgi uyandırma açısından birçok popüler fizik kitabından daha verimli oldu. Bazı hatalar yapılmış olması bence pek önemli değil, bir hatalar listesi zaten hemen oluştu. Bence önemli olan fiziğin oturmuş ve doğada sınanmış bir alanına toplumun ilgisini azıcık da olsa artırmış olmasıdır.