TÜRGEV ‘Allah’ın Vakfı’ymış, iyi mi!

Yeni Şafak yazarı Hayrettin Karaman, geçenlerde Rıza Sarraf’ın para akıttığı söylenen ve yönetimine Başbakan Erdoğan’ın oğlu, kızı ve bilumum akrabalarının doluştuğu TÜRGEV denilen vakfa verilen paraları aklamaya çalışmıştı.

Dünkü yazısında, vakıflara rüşvet vermenin caiz olduğunu söylediği yönündeki eleştirilere yanıt veriyor, şöyle diyor: “Halbuki ilgili yazımda rüşveti tarif etmiş, ‘alan kamu görevlisi olacak, aldığını kendisi veya yakınları için alacak ki buna rüşvet densin’ demiştim. Hayri vakıflar şahıslara hizmet etmez, kamuya hizmet eder, vakfa gelen yardım da kurucu ve yöneticilerin olmaz, vakfın kamu menfaatine yönelik hizmetlereine harcanır.”

Yok ya! Vakıf dediklerinin tamamen siyasi çıkarlar için kullanıldığı ortada değil mi? Birtakım yardım kuruluşları yabancı ülkelerde MİT gibi operasyon çekecek, “vakıftır” denecek, öyle mi?

Ama daha tuhafı şu cümle: “İslami ve hayri hizmetlerin yürümesinden rahatsız olanlar bu amaçla kurulmuş vakıflara çamur atarak hayra engel olmak istiyorlar, ama ‘Allah’ın yaktığı ışığı söndürmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.”

Adam açık açık, AKP’ye yakın vakıfların “Allah’ın yaktığı ışık” olduğunu söylüyor.

İlahi gücün arkasında olduğu düşünülen vakıf, yasaların üstünde görmez mi kendini?

Eh, zaten sadece vakıflar değil, bütün İslamcılar şu ara kendilerini yasaların üstünde görüyor.