Buharin suçlu idi!

Nikolay İvanoviç Buharin SSCB'de 1936-38 yargılamalarında hüküm giyen eski Bolşeviklerin en ünlüsüdür. Bir zamanlar Lenin'in “partinin göz bebeği” (lyubimets partii) dediği Buharin, bir süre muhalefette kalmasına karşın 1930'larda hala önemli görevlerde idi. Ancak o Sovyet hükümetine karşı darbe girişimi içine girdi. Ağustos 1936'da mahkemede yargılanan Reyngold ve Kamenev, Buharin'in de darbe girişimi içinde olduğuna dair ifade verdiler. Ancak buna karşın Buharin aleyhine hemen dava açılmadı. Daha sonra kanıtlar çoğalınca dava açıldı. Bu arada Buharin suçsuz olduğunu iddia etti. Aralık 1936'daki parti merkez komite plenumu büyük ölçüde Buharin ve Rıkov aleyhindeki suçlamalarla meşgul oldu. Ancak dikkat edelim, Buharin hala tutuklanmamıştı çünkü yeterli delil yoktu. Şubat-Mart 1937'deki plenumun başlangıcında Buharin kendini savunmaya devam etti. Bu amaçla MK üyelerine dağıtılan 100 sayfalık bir metin kaleme aldı. Ancak MK üyeleri ikna olmadılar ve Buharin'in tutuklanmasına izin verdiler. Buharin üç ay daha kendini savunmaya devam etti ancak Haziran 1937'de suçunu itiraf etti. Buharin'in kendisinin itiraf ettiği gibi aleyhindeki kanıtlar artık inkar edilemez hale gelmişti. Peki Buharin'e gösterilen kanıtlar neydi? Bunu öğrenmemiz için Buharin dosyasının açılması gerekiyor, oysa mevcut oligarşik Moskof diktası bu dosyayı araştırmacılara açmıyor. Dosya ancak Volkogonov gibi karşıdevrimci sözde tarihçilere açılmıştı, bunlar da Buharin lehine bir belge gösteremediler. Aleyhindeki belgeleri ise tabii ki göstermek istemezdiler.

Burada dikkat çeken nokta şudur: Buharin'e hakkındaki suçlamalar karşısında kendisini önce parti önünde savunma hakkı verilmiştir. Partiyi ikna edemeyince iş mahkemeye intikal etmiştir. Mahkemede de Buharin'e yabancı ülke diplomatları dahil herkesin gözü önünde yine kendini savunma hakkı verilmiştir. Dava aceleye getirilmemiştir. İşte Stalinist adalet budur. Peki ya Stalin'e “diktatör” diyen Hruşçov alçağı ne yapmıştır? Beriya'ya ne parti önünde ne de mahkemede açıkça halkın önünde kendini savunma hakkını vermemiştir. Hruşçov denen katil, Politbüro üyesi olan Beriya'yı sorgusuz sualsiz, gözlerden ırak alelacele kurşuna dizdirmiştir. (Beriya'nın kendisinin suçlu olup olmadığı ayrı bir konudur ve sonucu değiştirmez). Sözde demokrat Hruşçov'un ve genelde anti-Stalinistlerin adaleti işte böyledir! Tıpkı Çavuşesku'ları alelacele katleden Rumen karşıdevrimcileri gibi! O katiller de Çavuşesku'nun Avrupa bankalarında gizli hesapları olduğu yalanlarını yaymışlardı, yıllar sonra ise Çavuşesku'nun hiçbir banka hesabını bulamadıklarını itiraf ettiler.

Hruşçov haininin 1956'da Stalin'e karşı açtığı yalan ve iftira kampanyasından sonra Buharin anti-Stalinist propagandanın gözdesi haline geldi. Propagandanın temel motifi çok basit ve vurucu idi: Lenin'in partinin göz bebeği dediği bir adam nasıl olur da o ağır suçları işlemiş olurdu? Belli ki “Stalin'in komplosu” idi bu! Buharin'in halka açık bir mahkemede suçlarını itiraf etmiş olması da önemli değildi: Bunlara göre Buharin işkence ile veya ilaçla başka bir tehditle itiraf ettirilmişti! Halbuki buna dair hiçbir iz yoktur. Batılı sözde Sovyetologlardan Stephen Cohen'in 1973 tarihli Buharin biyografisi de bu anti-Stalinist efsaneye yardım etti.

1980'lerde Gorbaçov haininin başını çektiği karşıdevrimci çete de SSCB'yi tasfiye ederken Buharin'in isminden yararlandı. Oluşturulan bir komisyon arşivlere girdi, Buharin aceleyle rehabilite edildi ancak Buharin'in suçsuz olduğunu kanıtlayan tek bir belge gösterilmedi.

Hruşçov'un 1956 kongresinde okuduğu Stalin'e karşı raporundaki her iddiasının yalan olduğunu yazdığı kitabında tek tek kanıtlamış bulunan ABD'li profesör Grover Furr'ün Vladimir Bobrov ile birlikte yazdığı yeni kitabı 1937 mahkemelerini ve bu arada Buharin'i ele alıyor. (1937. Pravosudie Stalina. Objalovaniyu Ne Podlejit!, Moskova: Eksmo ve Yauza, 2010). Furr'ün Hruşçov ile ilgili kitabı bir süredir Yordam Yayınevi tarafından Türkçeye çevirtiliyordu, bir an önce yayımlanmasını bekliyorum. Furr ve Bobrov'un yukarıda sözünü ettiğim yeni kitabı da çok iyi ve bence hemen Türkçeye çevrilmeli. (Keşke vaktim olsa da ben çevirsem!) Rusça bilen marksistleri göreve çağırıyorum.

Furr ve Bobrov'un adı geçen kitapta çürüttükleri yalanlardan biri de güya Stalin öldükten sonra çalışma odasındaki bir kutunun içinden çıkmış olan üç mektuba ilişkin. Bu mektuplardan birinde Buharin ölmeden önce güya Stalin'e şöyle sesleniyordu: “Koba, benim ölümüm sana niçin gerekti?” Bu sözde mektubun kaynağı Hruşçov'un yardakçısı Snegov. 1960'larda Roy ve Jores Medvedev kardeşler onunla söyleşi yapmışlar ve bu hikayeyi ondan dinlemişler. Daha sonra bu hikaye bütün anti-Stalinistlerce kullanılmıştı ve halen kullanılıyor. Peki nerde bu mektup? Madem Hruşçovcular böyle bir mektup bulmuşlardı şimdi neden göstermiyorlar bize? Gerçek şu ki böyle bir mektup yok. Furr ve Bobrov, Snegov'un, Medvedev kardeşlerin ve onlardan beslenen Batılı sözde Sovyetologların anlatımındaki çelişkileri gayet iyi yakalamışlar, birer birer gösteriyorlar.

Çeçen teröristleri!
Moskova'da Domodedovo havalimanında meydana gelen terörist saldırının sorumluluğunu Çeçen terörist Doku Umarov üstlendi. Bir kez daha gördük ki Çeçenistan'da Moskof oligarkları ile Çeçen teröristleri arasında tercih yapmak zorunda değiliz! Fakat ne hikmetse bizim bir kısım solcularımız ve Kürtlerimiz bu adamlara hala bir türlü terörist diyemiyorlar! Örneğin Birgün gazetesinde işte bu Umarov denen adi katil için “Çeçen isyancı lider” ifadesi vardı! Sanki Umarov gibileri isyan eden Çeçen halkının öz temsilcisi imiş gibi! Oysa Çeçen halkının esas isyanı Umarov gibi haydutlara karşı! Umarov gibiler yüzünden Çeçenistan'da aklı başında Çeçen kalmadı! Kadırov taraftarları ile çaresizlikten bir yere gidemeyenler dışındaki Çeçenlerin hemen hepsi Çeçenistan'ı terk edip bir yerlere gitmek zorunda kaldılar.