Rusya'da Pazar günkü parlamento seçimlerinin açıklanan sonuçlarına göre Putin-Medvedev'in partisi Tek Rusya oy kaybetmesine rağmen oyların yaklaşık % 50'sini aldı. Züganov'un önderliğindeki Rusya Federasyonu Komünist Partisi de oylarını artırmasına rağmen % 20'de kaldı. Züganov seçim sonuçları açıklandıktan sonra seçimlerin kesinlikle “gayrımeşru” olduğunu söyledi. Hiç kuşkusuz Züganov haklı, seçimlerde yine hile yapıldı. Bence Tek Rusya'nın gerçek oyu % 30 civarında, RFKP'nin gerçek oyu da en az % 30. Ancak Yüksek Seçim Kurulu'nu ve dolayısıyla seçim sonuçlarını kontrol eden oligarşik rejim kendinden emin. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Vladimir Çurov adeta alay edercesine Züganov'a madem seçimler gayrımeşru, o zaman RFKP milletvekilleri mazbatalarını almasınlar dedi. Hakikaten tam bir yüzsüzlük ve YSK'nın iktidarın elinde olduğunun kanıtı.
Fakat meselenin bir başka boyutu var: Çurov ve şürekası Züganov'un parlamentoyu boykot gibi radikal bir tavra asla girmeyeceğinden eminler. O yüzden böyle rahat konuşuyorlar. Komünizmi sadece bir marka olarak gören Züganov gerçekten de böyle bir adımı atmıyor, atmayacak. Oysa mevcut koşullarda RFKP'nin atması gereken tek devrimci adım bu! Züganov ise her seçimden sonra biraz sızlanıyor ve sonra da unutuyor. Halk artık Medvedev ve Putin'den bıkmış olsa da Züganov'da bir alternatif göremiyor.
Svetlana Alliluyeva
Gazeteler geçen hafta Stalin'in kızı Svetlana Alliluyeva'nın ABD'de öldüğünü yazdılar. Stalin'e iftira etmek için hiçbir fırsatı kaçırmayana Hürriyet varakparesi Svetlana'nın babasından ve komünist rejimden nasıl nefret ettiğini ballandırarak anlattı. ABD'nin kara propagandasını Türkçeye çevirmekten başka bir şeye aklı ermeyen bu zavallılar Svetlana gibi dengesiz bir zavallıdan medet umuyorlar.
Stalin gibi bir büyük önderin kızının (üç çocucuğundan birinin) aptal ve hain çıkmasında biz Marksistler için şaşılacak bir şey yoktur, çünkü maddeten tamamen mümkündür. Bir hainin çocuğunun devrimci olabileceğine inandığımıza göre bir devrimcinin çocuğunun hain olması da mümkündür. Stalin'in bütün çocukları öyle çıksaydı durup düşünürdük, ama öyle değil tabii ki. Oğlu Yakov faşistlere karşı savaşta ilk günden en ön cephede savaşmış ve kahramanca ölmüştür. Svetlana'nın neden böyle olduğunun ise hiçbir önemi yoktur. Olabilir. Stalin bir baba olarak çocuklarını sevmiş ancak zamanının çoğunu onlara değil işçi sınıfı davasına vermiştir.
Burada haber değeri taşıyan şey Amerikan borazanı varakparenin Svetlana'nın hayatını anlatırken önemli bir ayrıntıyı bilinçli bir şekilde gizlemiş olduğudur. Svetlana 1984'te SSCB'ye geri dönmüş, iki yıl kaldıktan sonra yine ABD'ye gitmiştir. Üstelik SSCB'ye geldiğinde bu kez “Batı'da geçirdiğim yıllar boyunca bir gün bile özgür değildim” diye demeç vermiştir. İşte zurnanın zırt dediği yer burası ve işte bu önemli ayrıntı bizim varakparede yok. ABD'de SSCB aleyhine, SSCB'de ABD aleyhine konuşan bir zavallıdan medet umanlar alsın onu tepe tepe kullansınlar. Bize zerre kadar zararı dokunmaz. Bu noktayı gözden kaçırmaya çalışan burjuva basını da bir kez daha rezil olsun.