Gorbaçov'un dediği

“Gorbaçov'u okudum, aklım çok şeye takıldı” diyor, Hürriyet yazarı Yalçın Doğan, 31 Ağustos tarihli köşe yazısında. Ben de Gorbaçov'u okudum ve bir kez daha midem bulandı. Yalçın Doğan, hain Gorbi'nin sözlerinde epey hikmet bulmuş gibi görünüyor. SSCB'yi yıkan hainlerin başında gelen Mihail Gorbaçov 15 Ağustos tarihli Der Spiegel dergisinde yayımlanan bir söyleşide kendini savunmaya çalışırken içinde bulunduğu ahlaki çöküntüyü ve mantıksal çelişkileri dışa vurmuş. Rusya'da bugün halkın nefret ettiği kişilerin başında gelen ve son on yıldır birkaç kuruş para için her türlü reklamda oynamış olan bu zavallı, onur ve gurur yoksunu hain kendi hayatına biraz anlam katabilmek için tutarsızca laflar etmiş, kendi içinde bile çelişkilere düşmüş. Fakat burada işin ilginç yanı Der Spiegel gibi sağcı, liberal, anti-komünist bir derginin bile Gorbi'ye şu soruyu sormuş olmasıdır: “Son yıllarda gezici bir tüccar gibi, geçmişini pazarlayan biri olarak epey gezdiniz ve böylelikle epey para kazandınız: Konferanslar veriyorsunuz, Louis Vouitton reklamına çıkıyorsunuz, banka ve mobilya mağazalarının açılışını yapıyorsunuz. 20. yüzyılın siyasal haritasını herkesten daha çok değiştirmiş bir insana bu yakışıyor mu?”

Bizim yüzsüz Gorbi bu soruya “ne var yani vakfım için yasal yoldan para kazanıyorum, Rusya'daki bazıları gibi kriminal yoldan mı kazansaydım” mealinde bir yanıt vermiş. Bu minvaldeki sefil yanıt Yalçın Doğan'ın hoşuna gitmiş gibi görünüyor. Olabilir, kendi tercihi ve hakkıdır. Ancak gazeteci olarak Yalçın Doğan'ın Gorbi'nin sözlerini çarpıtmaya hakkı yoktur. Oysa Doğan başka bir pasajda tam da bunu yapıyor. Doğan şöyle yazıyor: Gorbaçov bugün memnun: “Moskova’dan ayrılan her ülke kendi benliğine kavuşuyor, Ukrayna uçak, Baltık ülkeleri araba üretiyor bugün. Eski sistemde kalsaydık, bu mümkün olmazdı.” Doğrusu, böylesine olgulara aykırı bir cümleyi Gorbi gibi bir zavallı bile kuramazdı. Nitekim Gorbi “bugün Ukrayna uçak, Baltık ülkeleri otomobil üretiyor” demiyor. Peki ne diyor? Der Spiegel'den aynen aktarıyorum:

Spiegel: Was wäre denn besser, wenn es die Sowjetunion heute noch gäbe?
Gorbatschow: Das ist euch nicht klar? Alles war über Jahrzehnte hinweg zusammen gewachsen: Kultur, Bildung, Sprache, Wirtschaft, alles. Im Baltikum bauten sie Autos, in der Ukraine Flugzeuge, wir kommen noch heute nicht ohne einander aus. Und 300 Millionen als Bevölkerung – auch das war ein Plus.

Türkçeye şöyle çevirebiliriz: Spiegel: Bugün SSCB hala var olsaydı ne daha iyi olurdu? Gorbaçov: Bu size açık değil mi? On yıllar boyunca herşey birlikte büyümüştü: Kültür, eğitim, dil, ekonomi, herşey. Baltık ülkelerinde otomobil ve Ukrayna'da uçak üretiliyordu. Bugün de birbirimiz olmadan geçinemeyiz. Ve 300 milyonluk bir nüfus ki bu da bir artı idi.

Demek ki neymiş? Gorbi haini paradoksal bir biçimde bir anlamda SSCB'yi savunmuş! Kuşkusuz Gorbi'nin sözlerinin bir kıymeti yok, çünkü bir başka yerde komünizme iftiralar atıyor, bir yerde Putin-Medvedev'i övüyor, başka yerde eleştiriyor. Fakat sonuçta Gorbi bu söyleşide Yalçın Doğan'ın dediğini sandığı şeyi demiyor, yani uçak ve otomobilin bugün değil, SSCB zamanında üretildiğinden bahsediyor. Nitekim gerçek şu ki tüm eski SSCB ülkeleri sosyalizm zamanında makine ihraç eden sanayi ülkesi iken kapitalizme geçtikten sonra hammadde ihraç eden 3. Dünya ülkesi konumuna düşmüş bulunuyor. Resmi istatistikler bile bu acıklı tabloyu gizleyemiyor.

Peki öyleyse Yalçın Doğan Gorbi'nin sözlerini neden yanlış anlamıştır? Bence bunun iki nedeni olabilir: Birincisi çok banal: Doğan'ın Almancası veya (söyleşiyi İngilizce çevirisinden okumuş ise) İngilizcesi yetersiz olabilir. İkincisi ve asıl önemlisi de şudur: Bütün liberaller ve anti-komünistler gibi Yalçın Doğan da dünyaya piyasacı köktenci ideolojinin şablonları (at gözlükleri) ile bakmaktadır ve gerçekliği buna göre çarpıtmaktadır.

Spiegel aynı söyleşide Gorbaçov'a Rusya'da 1996 devlet başkanlığı seçimlerinde yüzde 0,5 oy almış olduğunu hatırlatarak ancak halkın ruh halini gerçekçi olarak değerlendiremeyen bir kişinin böyle bir seçime gireceğini söylüyor. İşte burada bizim Gorbi parlıyor ve kendini ele veriyor: “Öyle mi? Gerçekten ne kadar oy aldığımı nereden biliyorsunuz? Yeltsin'in temsilcilerinden biri alenen ifade etmişti: Onun bilgisine göre ben oyların yüzde 25'ini almıştım. Gerçekte yüzde 15 oy aldım. Seçimden sonraki sabah temsilcilerimden biri Orenburg'tan telefon etti ve yüzde 7'nin biraz altında olduğumu söyledi. Aynı günün akşamı yüzde 0,65 oldu. Ne demişti Stalin? Önemli olan [oyları] kimin saydığıdır.”

İşte böyle! Bizim gezici satıcı biraz damarına basılınca hemen çareyi Stalin'e iftira atmakta buluyor, fakat bunu yaparken farkında olmadan kendi kendini ele veriyor. O zaman biz de sormaz mıyız: Bre seyyar pazarlamacı, seçimde hile yapıldı ise (ki gerçekten de yapıldı ve yapılıyor) sen buna karşı ne yaptın? Hileyi yapanlar da tıpkı senin gibi anti-Stalinist değil mi? Öyleyse neden Stalin'e iftira ediyorsun? Stalin ne zaman, nerede öyle bir laf etmiş? Madem o seçimde hile yapıldı, sen o ekibin devamı olan Putin ve Medvedev'i niye destekledin ve her şeye rağmen neden hala destekliyorsun? Daha geçenlerde Medvedev-Putinlerin verdiği devlet nişanını gururla alan sen değil miydin?

Bu noktada okur şunu sorabilir: Peki o zaman Rusya'da halk neden her şeye rağmen Putin-Medvedev'i destekliyor? Bence bunun en önemli sebepleri şöyle: Bir: Seçimlerde gerçekten de Gorbi'nin dediği gibi hile yapılıyor. İki: Züganov'un sözde Komünist Partisi büyük bir ihtimalle satın alınmış veya tehditle yola getirilmiş bulunuyor. Üç: Gerçek komünist partiler ve gerçek muhalifler üzerinde her türlü liberal-totaliter zulüm uygulanıyor. Dört: Tüm medya oligarşik kontrol altındadır. Bu medya Stalin ve sosyalizm aleyhinde her gün binlerce yalan ve dezenformasyon yaymaktadır. Beş: Gençliğin büyük kısmı depolitize edilmiş ve tüketim kültürü(süzlüğü)nün esiri haline getirilmiştir.