Aile içi şiddetin ülke ekonomisine maliyeti

Biliyorsunuz 2011 yılında çıkarılan 633 sayılı KHK ile 5 Kurum Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı adı altında birleştirildi. Bakan Fatma Şahin her ne kadar icracı bir bakanlık olduklarını söylüyorsa da, sosyal politikalar adı verildiğine göre, politika geliştirmekle yetinmek zorunda kalacak.

Ne tür bir anlayışla politika geliştireceklerini Bakanlığın 2011 yılı Programında yer alan dönemin Müsteşarı’nın sunuş yazısından öğreniyoruz: “Bizler yaratılan ne varsa, ona saygıyla yaklaşan ve sevgisini sunmak için Yaradan’dan ayrı neden aramayan bir kültürün mirasçılarıyız (….) Bu nedenle de Yaratılmışların en şereflisi olan insanı tüm maddi ve sosyal çevre tasarımlarının merkezine alan bir anlayışla yola çıktık.”

Bu sözler, Başbakan’dan işittiğimiz “Ezidi bile olsalar Yaradan’dan ötürü severiz” sözlerini çağrıştırıyor. Ne de olsa aklın yolu bir. AKP’nin seçilmişi de atanmışı da aynı yolda.

Bakanlık, her ne kadar politikalar geliştirmekle görevliyse de, kimi “icraatlarına” rastlanmıyor değil. Sözgelişi bu aralar, kadına yönelik şiddetin önlenebilmesi amacıyla yoğun bir çabaya giriştiği görülüyor. Bakanlığın web sitesinde Avea ile ortak bir proje yürütüldüğü belirtiliyor. Projeye göre, isteyen her kadına bir panik butonu verilecek, şiddet anında kadınlar butona basacak ve eve polisler gelecekmiş.

Butona basan kadınların başlarına ne geleceğini kestirebilmek zor değil. GSM operatörünün ne kazanacağı ise butona basma sayısına göre değişeceği için hesaplanabilme olanağı pek yok. Ama TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun Kadına ve Aile Bireylerine Yönelik Şiddet İnceleme Komisyon Raporunda yer alan sayılara bakılırsa yapılacak yatırımın kârlı olacağı kesin. Raporda, 2008 yılında Polis ve Jandarmaya 48.264 olan toplam başvuru sayısının hızla artarak 2011 yılında 80.398’e ulaştığı belirtiliyor. Üç yılda aile içi şiddet %60 oranında artmış. Üstelik artışın süreceği anlaşılıyor.

Rapordan öğrendiğimize göre aile içi şiddet, sağlık harcamaları, işgücü kaybı ve verimlilik düşüşü gibi nedenlerle ülke ekonomilerine çok da zarar veriyormuş. Ne de olsa “makine bozuluyor tabii”. Türkiye’de bu konuda veri derlenmediği için bir tahminde bulunmak zormuş. Ama çeşitli ülkelerden örnekler veriliyor. Sözgelişi BM’ce yapılan(UN Women 2011) bir çalışmaya göre, İngiltere’de aile içi bir tecavüz olayı 122.000 Pound’a mal oluyormuş. Her yıl İngiltere ve Galler Ekonomisi 40 milyar $ ABD ekonomisi ise 5,8 milyar $ zarar görüyormuş. Bu arada İngilizlerin epeyce sabıkalı oldukları da ortaya çıkıyor. Ne diyelim, şu kapitalizmin hesabına akıl sır ermiyor.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun Raporunda, maliyetin hesaplanmasının önemine şu sözlerle vurgu yapılıyor: “Kadına ve aile bireylerine yönelik şiddetin rakamsal olarak hesaplanabilmesi, şiddet sonuçlarının topluma olan maliyetinin bilinmesi önem arz etmektedir. Bu çerçevede sağlıklı bir veri akışının sağlanması ve ülke çapında bir veri tabanının oluşturulması bu maliyetin hesaplanabilmesi açısından son derece önemlidir.”

Bakanlığın ülke ekonomisini, aile içi şiddetin mali yükünden kurtarabilmek için yoğun bir çalışmaya girişeceğini ve işe 7.000 aile uzmanı alarak başlayacağını basından öğreniyoruz.

Hadi hayırlısı.