Patronların eski huyudur: 1970’li yıllardan bu yana, kamu kurumlarında çok fazla personel çalıştırıldığını, bu yüzden kaynakların savurganca harcandığını, kamuda verimliliğin azaldığını savunurlar. Bu ve benzeri gerekçeleri özelleştirmenin yasal hazırlıklarının yapıldığı 1970-2000 yılları arasında çok dinlemiştik. Son 22 yılda ise sonuçlarını yaşıyoruz.
Rahmi Koç, geçtiğimiz günlerdeki bir söyleşide nedense, patronların bu kadim savını yeniden canlandırdı. Üstelik 3,5 milyon kamu çalışanını asalak ilan etti. Sözleri özetle şöyleydi; “Devlette askerler dışında 5,5 milyon kişi çalışıyor; 2 milyon kişiyle bu devlet rahatlıkla döner…” Bu hesabı hangi verilere başvurarak ve ne yöntemle yaptığını, doğru olup olmadığını bilemeyiz. Ancak bunun önemi yok: Bizi asıl, kilerde kamu kaynaklarını kemirenlerin kimlikleri ile kullandıkları yöntemler ilgilendiriyor.
Aşağıdaki Çizelgede, 2023 Ocak-Ağustos ayları arasında düzenlenen yatırım teşvik belgelerine ilişkin bilgiler verilmektedir. Bu süre içinde tutarı 584 milyar lira olan 10.669 adet yatırım teşvik belgesi düzenlenmiştir.
Teşvikten yararlanan şirketlerin, yeni istihdam edecekleri 225.795 işçinin sigorta primi işveren ve işçiye düşen payları; teşvik belgelerinde yer verilmişse işçi ücretlerinin hepsi, proje bitinceye değin 10-15 yıl kamu bütçesinden ödenecektir. İstihdam teşviklerinin tutarı çok büyük boyutlardadır. Ocak/2015 - Ağustos/2023 arasında 81.120 projede 2 milyon 574 bin istihdam öngörülmüştür. Patronlara tanınan istihdam teşvikleri toplamının özelleştirme gelirlerini gölgede bırakacağı hesapları yapılmaktadır.
Gümrük Vergisi bağışıklığının boyutu AKP’nin “yerli ve Milli” söyleminin çöpe atılmasını sağlayacak büyüklüktedir.
Patronlara, proje için kullanacakları 8 milyar 424 milyon ABD Doları tutarına kadar makine-teçhizatı Gümrüksüz ithal etme izni verilmektedir. Yalnızca Ocak-Ağustos ayında gümrüksüz ithal izni verilen makine teçhizatın TL cinsinden tutarı (Dolar kuru 28,9 üzerinden) 243,7 milyar liraya ulaşmaktadır. Bu büyüklükteki tutarın “ithalatçıya pozitif ayrıcalık” uygulanması anlamına geleceği açıktır.
Kilerdekilere yasalarla tanınan çıkarlar bunlarla kalmamaktadır. “Yatırımcının” proje için kullandığı enerjinin yarısı; aldığı borçların finansman giderleri gibi harcamaları, kamu kaynaklarından karşılanacak; KDV alınmayacak; kazançlarının %70-80 dolayındaki oranı vergilerden bağışık tutulacaktır.
Yatırım Teşvik belgesi olmayanlar da istihdam teşviklerinden otomatik olarak yararlandırılmaktadır. 2019 yılında Yasa değiştirilmiş Patronlar, kayıt dışı işçi çalıştırmasın diye SGK’na ödemeleri gereken sigorta primlerinin bir bölümünün Kamu bütçesinden karşılanması öngörülmüştür. Ödemelerin tutarı yüzlerce milyar liraya ulaşmaktadır. SGK’nın karadelik sayılmasının, milyarlarca lira zarar etmesinin altında, patronların borçlarının devletçe karşılanması gerçeği vardır. Bu yüzden de karadelik oldukları savına karşı ihtiyatlı olmakta yarar vardır.
İşsizlik Fonu kaynakları da patronların daha çok işçi çalıştırmalarını sağlamak amacıyla kullandırılmaktadır.
İşi özünü söyleyelim: Kilerde birileri olduğunu biliyoruz. Göz kulak olamazsak kaynaklarımızı kemirip bitirecekler.