Spora sanata kültüre insana karşı olan şu gerici ve sömürücü karabasandan kurtulmak için sağlam bir uyarıcı gerekli artık.

Türkiye uyan!

Bugün, kısa ve öz bir yazı olacak. Neredeyse bir bilgi notu gibi bile değerlendirebilirsiniz. Dün Konya Selçuk Üniversitesi 15 Temmuz Stadyumunda, ışık ve havai fişek gösterileri ve Kubat konseri ile 5. İslami Dayanışma Oyunlarının kapanışı yapıldı.

Bu İslami Oyunlar, İslami Dayanışma Spor Federasyonu (ISSF) ve İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler arasında çoklu disiplinde düzenlenen spor karşılaşmaları ve yarışmalarını kapsıyor. Konya’daki beşinci olarak geçiyor ama aslında 2005 yılından bugüne sadece dört kez düzenlenmiş. İlki, 2005 Suudi Arabistan Cidde, ikincisi 2009 İran Tahran için niyetlenmiş ancak gerçekleşememiş, üçüncü, 2013 Endonezya, Palembang, dördüncü 2017 Azerbaycan Bakü ve nihayet beşinci, 2021 için planlanan ancak 9-18 Ağustos 2022’de Türkiye Konya.

Sportif olarak baktığımızda, herşeyden önce takvimde bir gariplik dikkati çekti. Geleneksel Türk Okçuluğu dahil, 24 branşta düzenlenen oyunlar atletizm, jimnastik, bisiklet, masa tenisi gibi branşların çoğunluğunun ortak olduğu Avrupa Şampiyonası takvimi ile çakışıyor. Sadece Avrupa da değil, Dünya spor camiası Münih’teki yarışmaları izlerken, Konya’da 56 ülkeden 4 bin küsur sporcu ter döktü. 

Herneyse işin bu kısmı en az üzerinde duracağımız gariplik elbette. Dünya büyük, spor branşları zengin, sporcu bol deyip geçelim.

Konya’daki oyunların arızalarının belki de en basit yanı sportif anlamda gerçekleşti. Organizasyonun teknik, ideolojik ve siyasi boyutları öylesine can sıkıcı ki, spor oyunlarını neredeyse hiç spor konuşmadan değerlendirmek gerekecek.

Başından başlayalım. Türkiye’de hadsiz ve orantısız biçimde parlatılarak reklamı yapılan Konya İslam Oyunları organizasyonunun, aynı zamanda müthiş bir emek sömürüsü düzeneği olduğunu gördük. Doğrudan organizasyonda çalışan işçiler anlattılar, okuduk. Yüzlerce işçinin, sigortasız, kötü çalışma koşullarında, temel gereksinim ve ulaşım olanağından yoksun çalıştırıldığın; Belediye ile 150 kişiye anlaşıp, 40 kişiyi köle gibi çalıştırıp, kalan ödemeleri cebe indiren düzenbaz şirketleri; amatör sporcuları “gönüllülük” bahanesiyle angarya altında çalıştıranları tanıdık öğrendik.

Daha sonra, 9 ağustos’ta oyunlar şaşalı bir törenle başladı. Üşenmezseniz araştırıp bulup bir bakın. Açılış töreni görüntüleri, bir kutlama ya da şenlikten çok açıkçası gerilim filmi görsellerini andırıyor. Koca stadyumda loş kırmızı ışık altında kimi takım elbiseli kimi entarili müslüman ülke liderleri, kendilerine bayrak sallayan ve yine aynı loş kırmızılıkta yaşayan ölülere benzeyen izleyicileri selamlıyor. Aynı sırada sahada kadın erkek sporcular vücutlarının tümünü kapatan giysiler içerisinde çeşitli gösteriler yapıyor. 

Derken, izleyen günlerde yarışmalar, karşılaşmalar oyunlar başladı. İslam kuralları falan tamam ama, koşma, zıplama, atlama, eğilme, kalkma gibi fiziksel aktiviteleri, hele de bir rekabet ve yarışma içerisindeyken, vücudu örterek yapabilmenin de bir sınırı var. Dolayısıyla sporcular branşlarının gereğine yakın giysiler giymek durumunda kalıyor. Ancak hemen ardından islamcı basın hatırlattı: “İslamla oyun olmaz!”.1 Bu manşet altında Yeni Asya şöyle yazdı:

“Konya gibi bir şehrimizde düzenlenen etkinliklerde sporculara giydirilen kıyafetlerdeki özensizlik, “başörtüsü altında atlet ve şort” gibi tuhaflık ve çelişkiler, karma dans gösterileri ve benzeri görüntüler İslamî değer ve hassasiyetlere saygısızlık olarak değerlendiriliyor.”

Açık yazayım, özensizlik, tuhaflık ve çelişkiler tanımlamalarının tümüne katılıyorum. Ancak ben ortadaki saygısızlığın, insanlığa, evrensel değerlere ve spora karşı yapıldığını düşünüyorum.

Devam edelim. 

Sporda dinsel referans ile organizasyon düzenleme tuhaflığı ve çelişkisi atletizm müsabakaları sırasında belli ki dindar bir Hristiyan atletin yarış startı öncesi haç çıkartma anının kameralara yansıması ile ortalığa saçıldı. Vay efendim, bu ne skandal haberleri yayılldı. Organizasyon, sporcular için herhangi bir dini koşul bulunmadığı açıklamasını yapmak durumda kaldı.2

Daha bu tuhaflıkların yankısı sürerken bu kez bir başka skandal haberi okuduk. Atletizm yarışlarında süreleri izleyen ve kaydeden, yani yarışmanın derecelerini ve kazananlarını belirleyen sistemde bir kablo arızası tespit edildiğini öğrendik. Yarışmaların ilk üç günündeki bütün sonuçlar ve rekorlar iptal edildi! Bu sadece Konya’daki yarışmaları etkileyen birşey de değil. Teknik delegasyon bu durumu Dünya Atletizm Birliğine de bildirip, 2023 Dünya Şampiyonası açısından Konya oyunları sonuçlarının herhangi bir şekilde dikkate alınmaması gerektiğini not etti. Gerçek skandal anlayacağınız.3

Oyunlarda karşılaşmalar devam ederken, bir başka tuhaf haber önümüze düştü. Türkiye ile Katar arasında oynanan erkekler voleybol maçında çıkan bir tartışmada bir bakıyoruz Katar'ın liberosu Saad Sulaiman, Türkiye oyuncularına eliyle kafa kesme işareti yaparak tehditler savuruyor. Görüntüleri izleyenler görmüştür, öyle kontrolsüz öfkeyle, küfür niyetine falan değil, basbayağı bir kaç kez hareketi tekrar ederek, “kafanızı koparacağız sizin kafirler” diyen mücahid tavrıyla yapılan bir hareket.4 Bu arada maçın sonucunu da not edeyim, Türkiye o maçı 3-0 kaybediyor. Erkekler voleybolun kürsü sonucu ise şöyle: İran altın, Kamerun gümüş, Türkiye bronz. 

Konya İslam Oyunları dün sonlandı, Türkiye bir uluslararası spor organizasyonunda madalya rekoru kırdığını açıkladı. İzlemedim ama bir de şatafatlı kapanış töreni yapıldı.

Ama gerçekte, Konya’daki İslam oyunlarındaki tuhaflık ve çelişkilere noktayı Gençlik ve Spor Bakanlığının toyunlar kapsamında düzenlediği “İz Bırakan Ezgiler” konserinde gerçek izi bırakan genç arkadaş koydu. Konser, makamında tıngır mıngır giderken sahneye fırlayıp, mikrofonu kapıp “Konya uyan artık, Ak Partiye oy verme!” diye bağırdı. 

Spora sanata kültüre insana karşı olan şu gerici ve sömürücü karabasandan kurtulmak için sağlam bir uyarıcı gerekli artık.

Çok yaşa sen arkadaşım, tıpkı senin cesaretle haykırdığın gibi başlayayım, ama hadi biraz da ablalık hakkım olsun farklı bitireyim yazıyı. 

Türkiye uyan artık bu düzene geçit verme!